Otomotiv siyasidir Volkswagen kanıttır
Öncelikle hemen belirtmek gerekiyor ki “hırsızın hiç mi suçu yok?” klişesinin Volkswagen olayındaki karşılığı benim gözümde “Var hem de çok var”dır.
Çünkü Volkswagen çok büyük bir suç işlemiş ve gerek yasal makamları, gerekse tüketicileri kandırmıştır.
Yapılan sahtekarlık ise en üst düzeyde kabul edilmiş ve ilk etapta başkanın kurban edilmesiyle tanrıların istediği kurban verilmiştir.
Bu işin geri dönüşü de olmayacaktır.
Çünkü artık cin şişeden çıkmıştır. Volkswagen suçludur ve bu suçun cezasını çok ağır ödeyecektir.
Zira konu bir üretim hatası, kalite noksanlığı gibi kul hatası değil bizzat taammüden yapılan planlı bir suçtur.
Fakat, bu durumun, sahnenin arkasına bakmamızı engellememeli...
CEO Martin Winterkon ve VW’nin hissedarı ve eski başkanı Ferdinand Piech’in başladığı yolculukta Volkswagen Grubu tartışmasız dünyanın liderliğine oynuyordu.
Winterkon, İlk etapta geçmişte işçi sınıfının otomobili konumunda olan Audi’yi, premium sınıfının önemli bir oyuncusu konumuna getirdi.
İkinci adım ise Çin’i herkesten önce keşfederek, dünyanın üçüncü süper gücünün hızlı büyüme döneminde kaymağını yemeyi başardı.
Burada yakaladığı büyük başarıyla tüm rakiplerine açık ara fark atarak çok önemli bir finansal rahatlık sağladı.
Bu finansal rahatlık, krizdeki Avrupa’da rakiplerine fark atmasına neden oldu. Agresif fiyat politikalarıyla pazar satın almayı başaran ve tüm ülkelerde çok hızlı bir büyüme yakalayan VW, Fransız ve İtalyanlar’ın eleştiri oklarına hedef oldu. PSA ve Fiat Grubu, en üst düzey yetkililerin ağzından Winterkon’u hedef alarak, “Fiyatları aşırı düşürerek, otomotiv pazarının dengesini bozduğunu” resmen açıkladı.
Alman üreticinin konu hakkındaki yanıtı ise “Çekemiyorsunuz” düzeyindeydi...
Geçen zaman içinde Fiat Chrysler Grubu ile GM tarafındaki birleşme söylentileri ayyuka çıkarken, VW skandalı patladı.
Bu skandalın ardından Fransa, İtalya ve Güney Kore, VW’ye resmen soruşturma başlatacaklarını açıkladı. İsviçre ise araçların satışını yasakladı.
Cezalar peş peşe yağmaya başlayınca, VW’nin eskisi kadar elibol hareket edemeyeceği aşikar.
Ayrıca, hükümetlerin kendi otomotiv sanayini ve firmalarını desteklemek için VW’ye, “Hafifletici sebep” göstermeyecekleri de çok açık.
Özellikle ABD’de rakiplerin, yakaladıkları bu açığı çok net olarak ajite edeceklerini söylemek hatalı olmaz.
Dolasıyla bir yanda yaşanan tüketici nezdindeki güven kaybı, bir yanda finansal sıkıntılar biraraya gelince VW’nin dünya liderliği bir anlamda başka bahara kaldı denebilir.
Çünkü artık, işin teknik yanı bitti ve konu siyasi bir platforma dönmüş durumda...