Otomotiv sektörünün bencilliği

Gültekin KARA
Gültekin KARA OTOSTOP [email protected]

Çoğu kimsenin hatırlamak istemediği bir yılı geride bıraktık. Hemen herkes, bu yıla dair iyimser tahminler yapsa da akılların bir köşesinde gelen gideni aratmasın diye de düşünülmüyor değil hani.

Zorlu bir fırtınadan çıkıp sakin sularda yaralarını saran sektörde şimdilerde geçen yılın muhasebesi daha da yoğun yapılıyor. Kim nerede yanlış yaptı, kim ne söyledi, nerede risk aldı vs...

Ocak ayı içinde birçok yöneticiyle biraraya gelme fırsatı buldum. Hemen hepsi de bu yıla yönelik taleplerini kendi pencerelerinden aktardı. Bazı demeçler yazılmak kaydıyla verilirken, bazıları dost sohbeti olarak kaldı.

Ancak bir tanesi benim aklımda çok daha farklı bir yer etti. Aramızda kalacağı sözünü verdiğim ve kısmen aktarma izn aldığım için detaylarına girmeden genel hatlarını yazmak istiyorum.

Önemli bir markanın yöneticisi konumundaki bu ismin, Türk otomotiv sanayine yönelik yaptığı tespit oldukça ilginçti: "Türk otomotiv sektörünün en önemli eksikliği ne hükümet desteğinin eksikliği ne ekonomik kriz şartları. Bizim en önemli eksikliğimiz yöneten pozisyonundaki isimlerin bencilliği."

Her işletme kar elde etmek için vardır. Hatta işletmelerin kar amacıyla yönetilmesi gerekliliği kanunlarda vardır. Dolayısıyla her yöneticinin ya da firma sahibinin de bu amaçla hareket etmesinden doğal birşey yoktur. Bencil olacak, fırsatları kollayacak ve amansız rekabet ortamında rakiplerinin bir adım önünde olacak.

Bunların hepsi kabul edilebilir eylemler.

Ancak o sohbetimizde bahsedilen bencillik biraz farklıydı. Konuştuğum isim sektörün geneline yönelik olabilecek taleplerin, o an için kendi aleyhlerine olduğu için veto eden açıklamalara karşı çıkıyordu.

Sektörün her yönüyle büyümesinin irili ufaklı tüm firmaların yararına olacağı bilincinin sektörün yönetim kademesinde yeterince yerleşmediğinden yakınıyordu.

"A'ya yapılan destek bana da verilsin. Bana verilmiyorsa, A da desteklenmesin"

Bu tez eğer A'nın rakibiyseniz ya da A alacağı destekle sizin karşınızda rekabet açısından güçlenecekse makul karşılanabilir.

Ama A firması ile hiç ilginiz yoksa böyle bir tezi desteklemek çok da rasyonel olmasa gerek. Bir başka örnek vermek gerekirse, ikinci futbol liginde kimin şampiyon olacağı, birinci ligdeki takımları ilgilendirmez. Ama, ikinci ve hatta üçüncü liglere verilecek desteğin tüm futbolu kalkındıracağı bilinciyle hareket etmek herkesin görevi olmalıdır.

Konuştuğum ismin şikayeti bu noktada yoğunlaşıyordu.

Kamuoyunda olmasa bile kapılar ardında halen ticari-binek, yerli-ithal, üretici-distribütör çekişmelerinin yaşandığını bunun da sektörün büyümesine sekte vurduğunu söylüyordu.

Bana haklılık payı var gibi geldi.

Üzerinde hemen yorum yapılması zor, ancak kafa yorulması gereken bir konu gibi geldiği için bugün köşemi buna ayırdım. Eğer farklı yorumlar gelirse onları da sizinle paylaşmaya çalışacağım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hep bana… 18 Mart 2019
Baskınla olmaz 21 Ocak 2019
Rotası olmayan gemi 07 Ocak 2019
Umuda yolculuk 31 Aralık 2018
Otomobile soğan muamelesi 10 Aralık 2018
Feragat edilmiş 19 Kasım 2018
Nereye koşuyoruz… 12 Kasım 2018
Rica ederim yapmayın 05 Kasım 2018
Kurcalama arabayı 22 Ekim 2018
Çelik bile erir 08 Ekim 2018