Otomotiv, paylaşım ekonomisi ile tanıştı
Toyota’nın global vizyonu, kalıcılık ve sağlamlığı temsil eden ağaç sembolü ile görselleştiriliyor.
Bu ağacın köklerini, genel anlamda sürdürülebilirlik teması barındıran Toyota Yaklaşımı yani Toyota’ya özgü değerler, yönetim felsefesi ve prensipler oluşturuyor. Şirket, “Kaizen” yani sürekli iyileştirme felsefesi doğrultusunda, doğa dostu çevreci teknolojiler geliştirmenin yanı sıra, buharsız fabrika gibi çevreci üretim tesislerinde tüm operasyonlarını doğa ile uyumlu bir şekilde yönetmeye önem gösteriyor.
Toyota Otomotiv Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Necdet Şentürk, “Sürdürülebilirlik, Toyota için yıllardan beri devam edegelen bir yaşam şekli” diyor.
Şirketin, ‘toplumla birlikte sürdürülebilir gelişme’ yaklaşımına paralel olarak, çevre konusunda yapılan faaliyetlerin doğru bir şekilde topluma aktarılmasının da, en az yapılan faaliyetler kadar önemli olduğunu vurgulayan Şentürk, Toyota’nın sürdürülebilirlik çalışmaları konusunda şu bilgileri veriyor:
Türkiye’de hibrit araçlar giderek daha fazla talep görecek
“Otomobillerde ciddi anlamda yakıt tasarrufu ve emisyonlarda azaltma sağlayan hibrit teknolojisi Toyota tarafından geliştirildi. Toyota Prius modeli 1997 yılı itibarıyla dünyada seri üretime alınan ilk hibrit araç olarak piyasaya sürüldü. Prius sonrasında hibrit teknolojisi diğer Toyota modellerine de uygulandı ve hibrit araçların toplam satışları dünyada 12 milyonu aştı. Toyota olarak hedefimiz hibrid teknolojisinin 2020 yılından sonra tüm modellerimize uygulanması. C-HR ve Corolla modellerinin üretimini ve ihracatını gerçekleştirdiğimiz Sakarya’daki tesislerimizde güneş enerjisi ile elektrik üretimi, ısıtma sistemleri uygulamaları, üretim sırasında oluşan atık suyun işlenerek üretimde tekrar kullanılması, yağmur suyunun geri kazanımı ve boya prosesinde su bazlı boya kullanımı gibi pek çok çevreci teknolojileri aktif olarak kullanıyoruz. Yeni modelimiz Toyota C-HR ile ülkemizde ilk hibrit aracı üreterek bir ilke imza attık. Toyota C-HR dahil olmak üzere hibrit Toyota’lar iç pazarda ilgi görüyor. Türkiye pazarında hem çevreye olan pozitif etkileri hem de ekonomik faydalarından dolayı hibrit araçların giderek daha fazla talep göreceğine inanıyorum.”
Hidrojen gelecek vadeden bir yakıt
“Toyota’nın 20 yıllık geliştirme çalışmasının meyvesi olarak, dünyanın ilk seri üretimli Hidrojen Yakıt Hücreli Aracı olan Mirai, 2014 yılı Aralık ayında satışa sunuldu. Mirai, Japonca’da ‘gelecek’ anlamına geliyor. Toyota Yakıt Hücre Sistemi, oksijen ile hidrojenin kimyasal reaksiyonundan elektrik üreten “FC Stack” ile yüksek basınçlı hidrojen tanklarından oluşuyor. maktadır. Mirai, performans özellikleri bakımından yaklaşık 650 km menzile sahip olması ve 3 dakikada yakıt ikmalinin sağlanması ile benzinle çalışan araçlarla benzer özellikler taşıyor. Aracı kullanma esnasında hiçbir karbon dioksit emisyonu olmuyor. Oksijen ve hidrojen reaksiyonu sonucu ortaya sadece su buharı çıkıyor. Hidrojen, gelecek vaat eden ve ileride büyük faydaları olabilecek bir yakıt. En önemli konu, hidrojen dolum istasyonları altyapısı. Çevre konusunda duyarlı ve regülasyonlarını uyumlandıran ülkeler bu konuda daha fazla yol almış durumdalar.”
Hedef insanların yaşamlarını iyileştirmek
“Küresel otomotiv sektöründe çok hızlı bir değişim var. Otomotiv endüstrisinde söz sahibi olan şirketler, sadece konvansiyonel otomobil Ar-Ge’si değil, aynı zamanda çevre, güvenlik ve bilgi teknolojilerinin dahil olduğu gelişmiş ve ileri teknolojiye yönelik Ar-Ge çalışmaları gerçekleştiriyorlar. Toyota olarak hedefimiz sadece mükemmel otomobiller üretmek için yöntemler geliştirmek değil, araçlarımızı kullanan insanların yaşamlarını iyileştirmek için mümkün olan her şeyi yapmak. Mühendislerimiz ve bilim insanları, otonom sürüş, robotlar ile malzeme bilimi alanında yoğun bir çalışma içindeler.”
Tüketicinin mobilite tercihleri değişiyor
“Las Vegas'ta düzenlenen CES 2018 fuarında, Başkanımız Akio Toyoda, önümüzdeki dönemde piyasaya sürmeyi planladığı sürücüsüz aracı e-Palette'yi tanıttı. Araç, Toyota'nın mobiliteye geçiş hamlesinin belkemiği olacak. Bu aynı zamanda, sürüş paylaşımı, teslimat ve perakende satış dahil olmak üzere bir dizi kullanıma kolayca adapte edilmiş açık, esnek bir platform. Başkanımızın da ifade ettiği gibi, bugün alışveriş yapmak için mağazaya gitmek zorundayız ama gelecekte mağaza bize gelecek. Dolayısıyla tüketicilerin değişen mobilite tercihleri, otomotiv sektörünü ‘paylaşım ekonomisi’ kavramı ile tanıştırdı. Sahip olmaksızın, ihtiyaç süresinde kullanıldığı kadarıyla ödeme yapmak, pek çok alanda giderek yaygınlaşan bir kullanım yöntemi. Paylaşım ekonomisinin ve otonom araçların yaygınlaşması, kullanıcıların gelecekte daha ucuz, güvenli, kolay ve konforlu seyahat etmelerini sağlayacak. Otomotiv endüstrisinde kendini bu gelecek trendlerine adapte edebilen şirketler ayakta kalacaklar.”
Toyota, Ruanda'da yeni bir tarım kaynağı yaratıyor
“Tarım, Ruanda’da özellikle kırsal kesimin ana geçim kaynağı. Ülke topraklarının büyük bir kısmı tarıma elverişli alanlar. Toyota da, ayçiçeği yetiştirme girişimi ile Ruanda'da yeni bir tarım faaliyeti oluşmasına yardımcı olarak, özellikle çiçekli bitkiler yetiştirilmesi konusunda destek sağlıyor. Yağı ve tohumları için pazarlanan ayçiçeği, dekoratif özelliğinden çok daha fazlasına sahip ve Ruanda için değerli bir ihracat ürünü olma potansiyeli var. Sosyal sorumluluğumuz kapsamında yürüttüğümüz topluma katkı faaliyetlerimizle, çevre bilincinin küçük yaşlarda kazanılması için çocuk ve gençlere yönelik çeşitli projeleri destekliyoruz. Örneğin, 10-11 yaş grubu öğrencilerin çevre bilincine katkı sağlarken, çevreyle dost üretim faaliyetini yerinde incelemelerini sağlıyoruz. Bugüne kadar Sakarya’daki okullardan 5 binin üzerinde öğrenci bu faaliyetlerimize katılım sağladı.”