Otomotiv ihracatı rakamları ne söylüyor?
Arkadaşımız Aysel Yücel’in haberinde 2017 yılının Temmuz ayına kadar bu yıl otomotiv sektörü ihracatının yüzde 25 artışla 16 milyar 789 milyon dolar olarak gerçekleştiği bilgisi yer alıyor. Temmuz ayı ihracatının da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41.1’lik artışla 2 milyar 434 milyon dolar olduğu belirtiliyor. Sektörün ihracatında, binek otomobilin yüzde 74’lük ihracat artışı başta olmak üzere, sektörün bütün alanlarında yan sanayii, otobüs minübüs ve ticari araç ihracatında da önemli artışlara konu olduğu bigisi haberde yer alıyor.
TAYSAD Başkanı Alper Kanca, işlerin iyi gitmesi nedeniyle fabrikaların tam kapasite çalıştığını firmaların bu aylarda verdikleri tatili vermeyerek üretime devam ettiklerini belirtiyor. Kanca, “İhracat inanılmayacak kadar iyi gidiyor. Fabrikalarımız tam kapasite çalışıyor. Hatta bazı firmalarımız tatillerini öteledi; benim firmamda bunlardan biri” diyerek içindea bulundukları durumu dile getiriyor.
Otomotivin ürün ihracatı AB’ye ihracat yüzde 41 oranında artarken, AB’nin payı temmuz ayındaki 1 milyar 900 milyon dolar ile yüzde 78 oldu. Temmuz ayı otomotiv ihracatında Almanya yüzde 30 atrışla 353 milyon dolar ile ilk sırada yer alırken onu 272 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 270 milyon dolar ile İtalya izliyor.
İhracat kalemleri arasında otomotivi izleyen hazır giyim ve makine sektörlerinin ilk sıralarında da yine ülkeler grubu olarak AB ülkeleri yer alıyor. AB ülkelerinin bu yılki ihracatımız içerisindeki payı yüzde 47.5 seviyesinde. Ülke bazında baktığımızda da Almanya ilk sırada bulunuyor.
Peki bütün bunlar bize ne söylüyor?
Biz dış ticaretimizin için başka alternatifler arayarak geliştirme çalışması yapsak da kısa vadede vazgeçilmez partnerimizin başta Almanya olmak üzere AB ülkeleri olduğunu gösteriyor.
Buna bağlı olarak dış siyasetimizde bir yandan başta Almanya olmak üzere tek tek AB ülkeleriyle olan ilişkilerimizin iyileştirilmesi için adımlar atmamız gerektiği ortaya çıkıyor.
Gümrük Birliği'nde olumsuzlukların ortadan kaldırılmlası için başlatılan görüşmelerin sürdürülerek, yeni bir yapıya kavuşturulmasının önemi de görülüyor.
Türkiye tam üye olma girişiminde bulunduğu AB’nin lider ülkesi Almanya ile son dönemde yaşadığı sorunlu döneme son vermek için girişimlerde bulunmalı, karşılıklı suçlayıcı ve sert söylemleri yumuşatarak olumlu bir dönem başlatabilmelidir...
Sadece dış ticaret açısından bile buna ihtiyacımız olduğu, söz ettiğim verilerle net olarak görülüyor.
Otomotiv ihracat rakamları da son, rüzgar enerjisi ihalesini bir Alman firmasının içinde yer aldığı konsorsiyumun kazanması da ilişkilerin düzelmesinde iş dünyasının siyasilerin önünü açtığını/açacağını gösteriyor...