Otomotiv değer zinciri baştan aşağı değişiyor

Cem KÜTÜK
Cem KÜTÜK Tersi Düzü [email protected]

Mühendislik ve tasarım, 1885’ten bugüne oto­motiv değer zincirinin omurgasını oluştur­du. Mühendislik motor verimi ve dayanıma odaklanırken, tasarım da otomobilleri zaman için­de makinelerden ziyade beğeni nesnesi kıldı. Sanayi toplumlarında otomobillere olan yüksek ilgiyi insanın hıza ve onun verdiği durdurulamazlık hissine bağla­yanların yanı sıra, otomobilleri insanın mekândan öz­gürleşme idealinin yansıması olarak görenlerde oldu.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en büyük tedarik zincirlerinden birini oluşturan otomotiv endüstrisin­de üretim, gerektirdiği sermaye miktarı ve ölçek eko­nomisinin gereği ağırlıklı olarak büyük (ve eski) grup­larca gerçekleştiriliyor. Zaman içinde parça sayısı ve sürüş kontrol sistemlerin karmaşıklığı artmış olsa da içten yanmalı motorun iktidarı devam etti. 1990’lar­da şehir içinde sağladığı ekonomi ekseninde Japon­larca dolaşıma sokulan hibrit motorlar yaygınlaşır­ken, elektrikli araçların içten yanmalı motorlara cid­di bir alternatif olarak gündeme gelmesi, lityum-ion bataryaların gelişmesi, Kaliforniya’da hava kalitesini artırmaya yönelik yasal düzenlemeler, Tesla’nın orta­ya çıkışı ve Çin yönetiminin yoğun teşviki ile müm­kün oldu.

Danimarka'da 2025'te, Hollanda'da 2030'dan itibaren yasaklanacak

Hemen hemen herkes elektrikli araçların tez za­manda pazarda standart haline geleceğinde muta­bık. Ancak iş zamana gelince beklentiler farklılaşıyor. İngiltere’de yönetim 2035 yılından itibaren benzinli araçların satışının yasaklamayı planlıyor, ABD’de ise 645 bin araçtan oluşan kamu araç filosunun elektrikli araçlardan oluşmasını hedefi dile getiriliyor.

Konuda önden gidenler daha ziyade Kuzey Avrupa ve Çin. Avrupa Birliği, 2014 yılında aldığı konsey ka­rarıyla elektrikli araçların kullanımını yaygınlaştırmak için yol haritasını ve elektrikli araçlar ve şarj sistem­leri ile ilgili standartları belirledi. Çevre bilinci parale­linde oluşan kamuoyu baskısıyla, İsveç, Danimarka ve İzlanda elektrikle çalışanlar dışındaki araçları 2025 yılından itibaren, Hollanda ise 2030 yılından itiba­ren yasaklayacağını açıkladı. Norveç’te geçen yıl satı­lan araçların yüzde 54’ü elektrikli idi; Hollanda’da şarj merkezi sayısı 40 bini geçmiş durumda.

TOGG'un üretime geçmesi elektrikli araçları yaygınlaştıracak

Çin yönetimi ise elektrikli araçları stratejik rekabet alanı olarak görüyor ve bu alana önden yatırım yapa­rak küresel otomotiv sektöründe Almanya’nın yeri­ni almayı hedefliyor. Çin’de gerekli altyapı ve hedef­li teşvik sistemleri vasıtasıyla, elektrikli araçlar ve ilgili parça ve hammaddeler için ilk büyük pazarı oluştu­rarak, üretimde ölçeği ve maliyet avantajını yarata­cak, böylece büyük yerli oyuncuların küresel pazar­da rekabet etme şansı olacak. Dört büyük Çinli üretici (BYD, Nio, X-Peng ve Li Auto) Çin dışındaki pazarlar­da varlık göstermeye başlıyor.

Ülkemizde son iki yılda getirilen düzenlemelerle birlikte gerekli altyapının (şarj istasyonu ağı) oluştu­rulması ve TOGG’un üretime geçmesi, elektrikli araç­ların yaygınlaşmasını sağlayacak. Böylece ekonomi içinde önemli bir hacme sahip otomotiv yan sanayi­sinin de bu farklı tedarik zincirinde kendine yer bul­ma çabası gündeme gelecek.

Otomobil tercihlerine çeşitli imkanlar eklenecek

Elektrikli araçlar, içten yanmalı motorlu araçlara göre farklı sistem ve parçalardan imal edilen, yazılım ve batarya ağırlıklı bir ürün olmaya doğru evrilirken, ulaşım altyapısının da teknoloji ile daha “senkronize” ve belki de “otonom” çözümleri içerecek şekilde dö­nüştürülmesi planlanıyor. 5G, daha güçlü mikroçip­ler, otonom sürüş için yoğunlaşan AR-GE çabaları, önümüzdeki dönemde otomobili mekanik bir ulaşım ürününden, ağa bağlı, elektronik-yoğun bir mobilite çözümüne doğru evirecek.

Otomobil tercihlerinde motor, yol tutuşu, sağlam­lık gibi kriterlere, -bunlardan daha mühim olarak- işle­tim sistemi, veri işleme hızı, navigasyon kolaylığı, bağ­lı hizmetler ve ağ partnerlerinin sunduğu imkanların eklendiğini göreceğiz.

Otomobillerin, mekanik ve ürün odaklılıktan, dijital ve hizmet odaklılığa evrilmesi, OEM’lerin yanı sıra, sa­tış kanallarında, otomotiv yan sanayisinde ve finans­manda, yeni oyunculara ve iş modellerine yer açacak.

İş geliştirme mevsimi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yıl biterken manzara 12 Kasım 2024
Yeni altına hücum 06 Haziran 2024
Bilançoların dili olsa 07 Mayıs 2024