Otomobil fiyatları çok artsa da yanlış!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

 

 

 
 
 
TÜFE'deki madde ağırlıklarının ortalama gelire sahip bir Türk hanesinin yaşam maliyetini yansıtmaktan çok uzak olduğunu, bunun da TÜFE'de kapsanan mal ve hizmetlerin ağırlıklandırılmasındaki sorundan kaynaklandığını dün yazdık. Bir kez daha vurgulayalım; TÜFE kapsamında neden otomobilin olduğunu sorguluyor, değiliz. Türk halkı otomobil de aldığına göre, fiyat endekslerinde otomobilin de kapsanıyor olmasından daha doğal bir durum yok. Ama, ya ağırlık?
 
Enflasyon hesaplamasına dönük eleştiriler yıllar boyu "temel tüketim maddeleri, yani ekmek, süt, peynir, et kapsamda yok; ama buna karşılık zincir, takoz, pinpon topu var ve enflasyonu böyle hesaplıyorlar" noktasında yoğunlaştı. Takıntı haline gelen bu eleştiriler elbette doğru değildi. Çünkü endekste, kapsanmadığı ileri sürülen temel gıda maddeleri vardı. Bir ara, TÜİK'in kapsamdaki tüm mal ve hizmetlerin fiyatını toplayıp, sonra kaç mal ve hizmet varsa ona bölmek suretiyle bir ortalama düzey belirlediği ve buna göre hesaplama yaptığı bile ileri sürülebildi. Yani hesaplamada göre ağırlıklandırma diye bir kavram söz konusu değildi.
 
Oysa durum çok farklıydı. TÜFE hesaplamasında ağırlıklandırma elbette vardı var olmasına ama, işte bu ağırlıklandırma pek sağlıklı görünmüyordu.
 
Dünkü yazımızda altını çizdiğimiz de bu oldu. TÜFE'deki mal ve hizmetlerin ağırlıklarında büyük bir çarpıklık vardı. Ortalama bir hanenin tüketiminde çok nadiren yer alan, hatta çoğu ailenin tüketiminde hiçbir zaman bulunmayacak olan otomobil dikkat çekiyordu. TÜFE'deki mevcut ağırlıklandırmaya göre, tüketici her ay harcamasının yüzde 5.7'sini otomobile ayırıyordu. Bu olacak şey değildi tabii ki. 
 
Bizde TÜFE, "ortalama bir hanenin aylık harcamasının ne kadar arttığı"nı belirlemeye yönelik değildi. Hesaplama, "tüm hanelerin toplam harcamasının ne kadar arttığı"nı ortaya koyma amaçlıydı. 
 
Böyle olunca, mevcut hesaplama ve ağırlıklandırma Türkiye'deki toplam fiyat hareketindeki değişimi gösteriyordu göstermesine ama, hanelerin ortalama yaşam maliyetindeki değişimi belirlemekten çok ama çok uzak kalıyordu.
 
Otomobil fiyatları artsa da...
 
Son dönemde otomobil fiyatlarının görece az artması, otomobilin TÜFE'deki ağırlığının yüksek olması yüzünden genel artışı törpüleyen ve aşağı çeken bir etki yaptı. 
 
Ama bu durum hep böyle seyredecek değil, gün gelir tersi de olabilir. Otomobil fiyatları çeşitli nedenlerle çok yükselebilir ve bu durum bu kez genel fiyat artışını anlamsız biçimde yukarı çeker, daha doğrusu çekmiş görünür. 
 
O yüzden bu hesaplama yönteminin gözden geçirilmesi gerekiyor. Çünkü Türkiye'deki tüm tüketicilerin toplam harcamasındaki değişimi ölçmek başka, tüketicilerin yaşam maliyetindeki değişimi ölçmek başka. 
 
Vatandaşın enflasyona ilişkin şikâyetinin yıllardır neden bitmediği de bu hesaplama yöntemindeki yanlışlıkla bir kez daha anlaşılmış oluyor zaten.
 
İki hesaplama yöntemini ayırmaktan başka çare yok. Mevcut hesaplamayla elde edilen oranlar hiçbir şekilde ortalama gelire sahip bir hanenin harcamasına ilişkin değişimi vermiyor, veremez de. Hele bırakın ortalamayı, dar gelirli, asgari ücretli bir haneyi düşünün, her ay kazancının yüzde 5.7'sini otomobil almaya ayıracak! 
 
Tüm artışlar bu orana göre
 
Geniş tüketici kitlelerini ilgilendiren, maaş zammı gibi, emekli maaşı artışı gibi kararlarda TÜİK'in TÜFE artışı dikkate alınıyor. Ama, zamlar yeri geliyor "otomobil fiyatlarının az artmasına" endekslenmiş oluyor. 
 
Bu hesaplama yöntemi, "kağıt üzerinde doğru"... Ama bu yöntemin "mantıklı" olduğunu kim söyleyebilir ki...
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar