Otelcilikte Asya dönemi başlıyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

2010'un sonlarına yaklaşırken, otelcilik sektöründen iyileşme sinyaller gelmeye başladı. Otelcilik sektörünün önde gelen araştırma şirketlerinden STR Global tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, batı Avrupa'daki oda fiyatları oranlarının, yılın ilk altı ayına oranla yüzde 4 artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Derecelendirme kuruluşu Fitch ise, otellerin 2010 performanslarının bir sene öncesine oranla çok daha iyi olacağını ifade ediyor.

Uzmanlara göre sektörde yaşanan bu canlanmadan en önemli payı alanlar, Asyalı markalar. Bu markaların hangileri olduğuna bakmak gerekirse, bunların en dikkat çekenlerinden birisi Hong Kong merkezli Mandarin Oriental. Singapur merkezli Shangri-La Hotels & Resorts da lüks oteller sahnesine farklılık getirmeyi hedefleyen bir diğer marka.

Avrupa'da beş, Kuzey Amerika'da yedi oteli bulunan Mandarin Oriental, önümüzdeki ay Marakeş'te yeni bir otel açıyor. Moskova, Milano, Marbella, Doha ve Abu Dhabi sıradaki ülkeler. Shangri-La Otelleri'nin ise aralarında Avustralya, Hindistan, Rusya, Katar, Seyşel Adaları ve Türkiye'de olmak üzere devam eden 40 projesi var. Shangri-La'nın Paris'ten sonra Avrupa'daki ikinci oteli de 2012 yılında Londra'da açılacak.

Küresel otelcilik sektöründe adını duyuran Asya markaları sadece Mandarin Oriental ve Shangri-La ile sınırlı değil.

Singapur ve Şanghay merkezli GHM, Seul, Fas, Ürdün, Mısır, İsviçre, Bulgaristan ve Meksika'da yeni projeleri olduğunu açıkladı. 

Hong Kong borsasında kote olan Great Eagle Holdings'e ait Langham Hotels International, Çin ve Ortadoğu başta olmak üzere üç sene içinde 24 yeni otel açmayı planlıyor.

Tayvan Borsası'na kote Formosa International Hotel Group da küresel piyasalarda büyümeyi hedefleyen bir diğer marka. Grubun başkanı Steven Pan geçtiğimiz günlerde CNBC Business dergisine yaptığı açıklamada, devam etmekte olan 10 projenin yanı sıra, Hong Kong, New York ve Londra'da yeni oteller açmayı planlıyor.

Peki Asyalı otel markalarının kendi sınırları dışında bu derece agresif bir büyüme sergilemelerinin bu ardındaki nedenler neler?

Asya para birimleri değer kazanıyor

Sektör analistlerine göre, bunun başlıca nedeni Asya para birimlerinin euro ve dolar karşısında ciddi bir şekilde değer kazanması. Asyalı markalar ise Asya otel kültürüne bağlı hizmet ve konfor seviyesi talebindeki artışa cevap verdiklerini ifade ediyorlar. Mandarin Oriental'in Asya portföyünden sorumlu olan Andrew Hirst, CNBC Business'teki açıklamasında, "Son dönemde döviz kurlarında yaşanan değişimler, bazı emlak şirketleri ve otel sahibi için çekici olabilir. Fakat bizim gelişimimiz, euronun zayıflamasından etkilenmeyecek kadar ileri bir düzeyde. Temellerimiz her zaman Asya'da oldu, fakat markamızın uluslararası piyasalarda gelişimine de her zaman önem verdik. 2003 yılında öncelikli pazarımız ABD idi. Bunu Avrupa ve Ortadoğu izliyordu. Asya dışında, Asyalı olmak oldukça iyi avantaj sağlıyor. Özellikle "spa"larımız en çok tercih edilen hizmetlerimizden birisi."

Asya kültürü "hizmet" anlayışına yeni bir boyut getiriyor

Sektör uzmanları da Asyalı markaların pazardaki önemli bir boşluğu kapatacağını düşünüyorlar. "Büyük şehirlerde genellikle dört-altı civarı büyük marka var ve bunların her biri belli bir stil, bir niş oluşturuyor" diyen Raffles Hotels & Resorts Başkanı John Johnston, Asya kültürünün, hizmet anlayışına yeni bir boyut getireceğini ifade ediyor.

Bugün, Avrupa genelinde otel kurulabilecek mekanların mevcut ve uygun fiyatlı olması da, Avrupa'da büyümeyi hedefleyen Asyalı markalara önemli bir avantaj sağlıyor. Avrupa şehirlerinin yanı sıra, gelişmekte olan pazarlar da Asyalı otel markaları için oldukça gelecek vaat ediyor. Johnston, özellikle Dubai, Riyad, Doha ve Abu Dabi gibi şehirlerin önümüzdeki dönemde üst düzey petrol ve finans sanayileri ile büyük bölgesel konferanslar için kilit şehirler olacağını söylüyor. Dolayısıyla bu şehirlerde büyümek, Asyalı markalar açısından oldukça önemli olacak.

Çinli turist sayısı 2009 yılında yüzde 21 arttı

Asyalı şirketlerin otelcilik işine uzun vadeli bir yatırım olarak bakmalarının; Avrupa ile Ortadoğu'da gelişmek için ellerinden geleni yapmalarının ardındaki bir diğer neden ise zengin Asyalı turistlerin sayısındaki artış. Özellikle de son altı ay içinde Çin para birimi yuanın euro karşısında yüzde 20 oranında değer kaybetmesinden sonra.

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Organizasyonu'na göre 2009 yılında, Çinli turist sayısı bir önceki yıla kıyasla yüzde 21 oranında artış gösterdi. Böylece Çinliler, Almanlar, ABD'liler ve İngilizlerin ardından dünyanın en fazla seyahat eden dördüncü toplumu konumuna yükseldi. Çinli turistlerin 2009 yılında yaptıkları harcama işe tam 43.7 milyar dolara ulaştı. Bu oranın bir kaç içinde iki katına çıkacağı tahmin ediliyor. Çin orta sınıfının yükselmesinin, iş dünyası ve turizm sektörü için çok önemli bir kaynak oluşturacağına dikkat çeken Johnston, "Çok sayıda insan seyahat etmek isteyecek. Asya içinde başlayan bu seyahatler, daha sonra Kuzey Amerika ve Avrupa'ya uzanacak. Çin'e ilk kez giden Avrupalı ve ABD'liler gibi, Avrupa ve ABD'ye ilk kez giden Çinliler de kendi markalarını tercih edecekler" diyor.

10 sene içinde Hilton gibi homojen bir yapıya ulaşacaklar

Asya'nın en ünlü otelcilerinden biri olan Loh Lik Peng, her sektörde olduğu gibi, otelcilik sektöründe de inovasyonun çok önemli olduğunu vurguluyor. Peng'in otelcilik sektörünün geleceğine yönelik iddialı öngörüsü ise şöyle: "Asyalı şirketler sundukları iyi hizmet ile bilinirler. Raffles, Shangri-La; Mandarin Oriental senelerin deneyimine sahipler. Sadece kendi otellerini değil, başkalarının otellerini de işlettiler. Asyalı otellerin dikkat çekici özelliklerinden birisi, kendilerini çok fazla ciddiye almaları. Oysa bazen eğlenmeye de ihtiyacınız vardır. Sonuçta, belli bir süre sonra bunu başaracaklar. Gelecek on yıl içinde ise dünya genelinde Hilton gibi homojen bir yapıya kavuşacaklar."  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar