OSD'nin yeni üyesi TMSF
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın yerli otomobil ısrarı sürüyor. Hatta, bu işe girmeye gönüllü yerli yatırımcı çıkarsa altın hisse ile ortak olunabileceğini bile açıkladı.
Hükümetin bu konudaki girişimleri desteği hak ediyor fakat hep söylediğim gibi imalatçı pozisyonunda otomotiv sektöründe üretilen katma değer o kadar küçük ki yaratıcı-üretici olmadığınız zaman bu çabaların iletişim faaliyeti olmak, imaj artırmak dışında herhangi bir katkısı sınırlı kalacaktır.
Tabii bu arada farklı şartlarla, hükümet bırakın altın hisseyi, hisselerinin tamamını alarak BMC'ye sahip oluverdi. Türkiye'nin tek yüzde 100 yerli sermayeli otomotiv yaratıcı-üreticisi, yani lisans satan, kendi malını kendi dizayn eden şirketi, sahibi Mehmet Emin Karamehmet'in TMSF'ye olan borçları nedeniyle devletin kontrolüne girdi.
Şimdi ne yapılacak, TMSF bünyesine giren tüm firmalar gibi satılacak. Önce, geciken ödemeler ve işçi tazminatları, birikmiş alacaklar kapatılacak daha sonra da bir talip bulunursa şirket elden çıkarılacak, Karamehmet'in borçlarından düşülecek.
Ya da bu borçlar da alacaklının ödeyeceği paraya sayılacak ve köklü kuruluş üç-otuz paraya satılmış olacak.
Kim alır bilemem, ama tekrar söylüyorum yana yakıla yerli üretici arayanların mevcut üretici ellerine gelmişken ona sırt çevirmeleri hakikaten çok garibime gidiyor.
Alın düzeltin, satın ya da işletin.
Şimdi denebilir ki devlet tüm kuruluşlarını özelleştirirken, kamu maliyesi özelleştirme gelirleriyle durumunu düzeltmişken, BMC'yi işletir mi? Bu öneri saçma değil mi?
Bu soruları soranlara hak vermemek elde değil ama ben de o zaman kendilerine Altın Hisse vermenin de aynı tutarsızlıkta olup olmadığın sorarım.
Bu bir prensip meselesidir.
Ya elinizi ayağınızı hakikaten tam anlamıyla çekersiniz, ekonomiyi özel sektör oyuncularına bırakır, siz oyun sahasını, kuralları düzenlersiniz ya da bizzat içinde olursunuz.
Burada ne kadar hisseniz olduğu, ne şekilde işin içinde yer aldığınız da çok önemli değildir.
Yani altın hisse almakla, destek vermekle, BMC'yi yönetmek benim gözümde çok farklı değil. Benim buradaki düşüncem çok net. Kamu yararına gelişen durumlar dışında, devlet hiçbir şekilde ticari hayatın içinde olmamalı. O yüzden BMC bir an önce elden çıkartılmalı. Kaldı ki bence içi oldukça boş olan bir şirketin nasıl satılacağı da ayrı bir konu ya onu bilemem.
Fakat, beni asıl merak ettiğim, madem otomotiv sektörü bu kadar kritikti, koskoca şirket göz göre göre batarken hükümet neredeydi?
BMC'yi düze çıkaracak adımlar atmak özellikle savunma sanayindeki durumu nedeniyle oldukça önemli olabilirdi.
Ama amaç, "Türkiye güvenli liman.
Yükselen yıldız" sloganlarına destek verecek yabancılarla birlikte manşetlere çıkmak, bunun imaj rantını olduğunda BMC göz ardı edildi.
Toparlarsak burada ben Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ı bir sınavın beklediğini düşünüyorum. Dışarıdan gelecek yatırımcılara yönelik harcadığı mesaiyi, Türkiye'nin yarattığı bir değer olan BMC, konusunda harcayıp harcamayacağı ya da BMC konusundaki tutumu benim açımdan çok önemli.
Zira, bir basın mensubu olduğum kadar, bir vatandaş olarak da benim paramla neden bir otomobil üreticisine altın hisse ile ortak olunuyor bilmek isterim.
Bana göre yerli otomobil ve BMC biraz, Dimyat'taki pirinç ve evdeki bulgur atasözünü hatırlatıyor.
Dimyat'taki pirinç derken VW'ye değinmeden edemeyeceğim. Geçtiğimiz hafta iki meslektaşım Volkswagen'in Türkiye'de ciddi ciddi yatırım yapmayı düşündüğünü lakin bu yatırımı yaparsa Doğuş Grubu bünyesindeki tüm distribütörlükleri de kendisinin almak istediğin yazdı.
Bu durumu kendi yaptığımı bir analiz halinde aylar önce yazmıştım. Zaten mantıklı olan da bu. Eğer Doğuş Grubu, söz konusu fabrikada taşın altına elini koymazsa, yani üretim için para vermezse VW de doğal olarak karı paylaşmak istemeyecektir. Tabii bu arada şimdiye kadar "Ben buradaki karı niye paylaşıyorum" diye kendi kendine soru sormuyorsa.
Sonuçta, mal onun ve istediği anda aracıları devreden çıkarabilir.
Lakin tüm bunların çok bilinmeyenli, birçok girdisi olan bir denklem olduğunu da unutmayalım.
Konuya kar olarak baktığınızda VW'nin buraya gelişi kendi karını artırabilir.
VW'nin Distribütörü Doğuş Otomotiv'in açıkladığı kar rakamları Wolfsburg'da hakikaten ağızları sulandırıyordur.
Ama bu kez de işin içinde şu anda hiç sorumlu olmadığı vergi ve maliyetler işin içine girecektir.
Sonuçta çok yönlü bir denklemin çözümünün yakın olduğu anlaşılıyor.
Kimin kazanacağını ise bize zaman gösterecek…