OSB zihni modelinin varsayımları:3 / OSB'ler "demokratik baskı
Ülkemizde OSB'lerin kurulması sürecinde yatırımları meşrulaştırmak için varsayımları ve oluşturulan zihni modeli özet değinmelerle anımsatmaya çabalıyorum. Bu sütunlarda 16 ve 23 Ocak 2016 günlerinde yayımlanan iki yazıda özetlediğim varsayımlara yenilerini ekleyerek paylaşmayı sürdüreceğim. OSB konusunda ilgili olanlar talep ederlerse daha ayrıntılı bilgileri de tartışabiliriz. OSB'lerin değişen iş çevresi bağlamında yeniden tasarlanması gerekiyor. Yeni varsayımlar ve zihni model gerekiyor.
Lojistik hizmetlerinin etkinleşmesi
OSB'lerin gelişme sürecinde bölgeler için yatırım yapılmasını, iş yerlerinin bölgeler dışında kurulmamasını savunanların varsayımları arasında, "ulaşım alt-sistemlerinde yeterli hizmet arzı yaratmasını kolaylaştırıcı etkisi" ve "lojistik arzı yapan firmaların gözetim ve denetiminin kolaylaşması" da sık sık dillendiriliyordu. Üretim tesislerinin bir arada olması, karma yüklerle araç doluluk oranlarını yükseltmesinin lojistik maliyetlerini düşüreceği, taşıma hizmetlerinin bölgelerde örgütleneceği, rekabetin fiyat- maliyet dengelerini kurmada olumlu katkı yapacağı var sayılıyordu. Ayrıca, ilk OSB'ler kurulurken ülkemizde lastik tekerlekli araçlarda "kooperatif ağırlığı" vardı; taşıma ücreti dayatmaları girişimcileri zorluyordu. OSB'lerin orta dönemde lojistik firmaları üzerinde yaratacağı gözetim ve denetimin de olumlu bir gelişme olacağı varsayılıyordu.
OSB yatırımlarını meşrulaştıran zihni model varsayımları arasında "Teşvik sistemlerinden yararlanma" açısından yaratacağı lobi oluşturma etkisi de vardı. OSB'lerde toplanan sanayicilerin ortak taleplerini siyasi iradeye iletmek daha kolay olacak, teşviklerden yörenin yararlanmasında avantaj sağlanacaktı. Yeterli altyapı donanımlarıyla başlı başına teşvik aracı olan organize bölgelerinin bir ek yararı oluşturacağı da düşünülüyordu.
Organize sanayi bölgelerinin yaygınlaşmasını meşrulaştırmada kullanılan zihni modelin varsayımlarından biri de "bitek araziler üzerindeki baskının azaltılması" şeklinde özetleniyordu. Kentleşmenin hızlanması, fabrikaların gelişigüzel yerlere yapılması, bitek topraklar üzerine baskı yapan etkenlerden biriydi. Fabrika çevrelerinde yollar, araç -gereçlerin geliş gidişlerinin yarattığı trafik sorunları iş yeri yönetimleri ile çevre arasındaki sosyal ilişkilerin bozulmasına yol açıyordu. Bütün bu olumsuz gelişmelere OSB'lerin özel olarak yapılandırılmış alanlarında rastlanmayacaktı.
OSB yatırımlarını meşrulaştıran zihni model oluşturulurken, kullanılan varsayımlar arasında, " hazineye ait boş arazilerin değerlendirilmesinin" de ülke kalkınmasına katkı yaptığı gerekçesi vardı. Gerçi bu gerekçe, hiç de uygun olmayan alanlara OSB kurulması gibi sonuçlar yarattı ama gerekçenin özündeki amaca uygun uygulamalar da oldu.
OSB'lerle ilgili zihni modelin varsayımları arasında "yasal düzenleme talebinin güçlendirmesi" gerekçesi de demokratik sistemlerde geçerliliği olan bir gerekçeydi. OSB'lerde bir araya toplanan yöre yatırımcıları, haklı talepleri olduğu zaman ortak irade ortaya koyabilirdi. Böylece gerçek anlamda bir "baskı grubu" oluşturulur; ortak yararlar daha düşük maliyetlerle hayata taşınabilirdi.
Yasal düzenleme taleplerini güçlü biçimde savunma için ileri sürülen bir başka varsayım da OSB'lerin "mesleki üst ve alt örgütlenme fırsatları" yaratmasıydı. Tartışmalarda, bir aradaki yatırımcıların değişik çıkar gruplarını temsil eden alt örgütler kuracağı, onlardan federasyon ve konfederasyonlar oluşacağı, böylece örgütlü toplum aşamasına geçişin hızlanacağı da gerekçe olarak sunuluyordu.
Ortak yararları en çoğa çıkarma
Mal ve hizmet üretimlerinde her işyerinin kendi imkanlarıyla yapacağı tanıtım tutundurma kadar, yörenin ağırlıklı olarak yaptığı üretimlerin topluca "tanıtım ve tutundurulmasında merkezi bir örgütle, sistemli, kararlı ve düzenli tanıtımlar" yapılabileceği varsayımı da değerlendirmelerde yer alıyordu. Tanıtım tutundurmada ortak değerleri ve ortak iradeyi "ortak yararlara" dönüştürülebilecekti.
Bir başka varsayım ise, " mevcut yapının üzerine inşa edildiği varsayımların sorgulanmasının" bir arada bulunan yatırımcılar tarafından yapılabileceği, böylece OSB'lerin değişmelere uyumunun hızlanacağıydı. "Değişim ve dönüşüm gündeminin izlenmesi ve farkındalık yaratma " OSB'lerin işleviydi; diğer varsayımlarla beraber bu varsayım da "sinerji yaratacak" ve rekabet gücümüzü destekleyecekti.
İş çevresinin dinamik değişmesine vurgu yapan tartışmacılar, OSB örgütlenmesinin "iş çevresinde değişmelerde 'ortak algı' yaratması" gerekçesine de dayanıyordu. İş çevresinin faktör koşulları, talep koşulları, karşılıklı bağımlılık ilişkileri ve ağların oluşması ve rakip stratejileri, "yakınlık ilkesi" nedeniyle OSB'lerde daha kolay olacaktı.
Yatırım iklimi, öncelikle siyasi istikrar gerektiriyordu. Hemen ardından kurlarda, enflasyonda, sermaye maliyetlerinde, fiyat seviyelerinde istikrar da yatırımları özendirebilirdi. Bu nedenle OSB'lerin "siyasi ve ekonomik istikrar için ortak talep gücü" yarabileceği varsayımı da tartışmalarda ve savunmalarda kullanılıyordu.
OSB'lerin "olumlu dışsallıkları" üzerine düşünenlerin bugün bile haklılığına inandığım bir başka varsayımları daha vardı: "Sıkı biçimde örgütlenen OSB'lerdeki yatırımcılar, başta hukuk sistemi olmak üzere, vergi sisteminde dolaylı vergilerin azaltılması, kayıt dışılığın yarattığı haksız rekabetin önlenmesi, aşırı pragmatist yöneticilerin rasyonel aklı içermeyen gereksiz yatırımları yapmasının önüne geçilmesi gibi işlevleri" yerine getirebilirdi.
Bir kez daha anımsatalım ki bu yazıda varsayımların ne kadar hayata taşındığını, taşınamadıysa sebeplerinin ne olduğunu irdelemiyoruz. Hatırlama kültürünü harekete geçirerek, geçmişten bugüne üretilen "gerekçelerin" çok özet bir dökümünü yapıyoruz.
Şimdiye kadar 40'a yakın varsayım ve o varsayımlara dayanan zihni modelin ürettiği gerekçelere değinildi. Gelecek hafta "ihtisas OSB"lerle ilgili varsayımları ve zihni modeli açıklamaya çalışacağız.