Ortaya karışık
Küresel gündem o kadar hızlı akıyor ki, aralarda birçok ilginç ve kritik detay gözlerden kaçabiliyor. İşte ABD TÜFE hesaplama metodolojisinde Ocak 2023 itibarı ile yapılan değişiklik. Enflasyon sepetindeki ürünlerin ağırlığının değişmesi ile küresel yatırımcıların kararları ve portföyleri üzerindeki etkisini gözlerden kaçırmamak lazım.
Bir diğer konu ABD borç tavanının yine aşılması durumu. Niye mi önemli? Çünkü ABD Hazinesinin faiz yükü 800 milyar dolara ulaştı. Kabaca Türkiye GSYİH’sı kadar. Bu hızla devam ederse iki yıl içinde 1,2 trilyon dolarla bütçe içindeki en büyük gider kalemi olması ve vergi gelirlerinin üçte birine denk gelmesi bekleniyor.
Bizde KKM yılında faiz giderlerinin (revize) bütçe içerisinde payı yüzde 10,5 seviyesinde. Artış oranı ise diğer gider kalemlerinin artış oranının altında. Nitekim ABD tahvil faiz oranları ve Fed konsolide bilançosundaki 10 katın üzerine çıkan ters repo miktarı, sorun sadece enflasyon değil aynı zamanda resesyon diyor. Ancak bununla kalsa iyi... Yabancıların elindeki ABD tahvillerinin stoku geçen seneden bu yana yaklaşık 500 milyar dolar azaldı. Fed bilanço daraltma operasyonu ile satıyor. O zaman bu tahvilleri kim alacak? Bu soruyu, Mayıs 2022’de tahvil faizleri en geç bir yıl içinde en az iki katına gidebilir diyerek, ilk defa TV’lerde dile getirmeye başlamıştım. Ve işte oradayız.
Serbest dalgalı faiz rejimi
BOJ ve BOE’nin tahviller yüzünden geldiği noktayı da dikkate alırsak, LIBOR’un ortadan kalkması ile dünyada adını ilk defa koyduğum “Serbest Dalgalı Faiz Rejimi” ile sorunlar aslında yeni başlıyor demek pek iddialı bir söylem değil. 1971 Nixon’ın altın-ons ilişkisini koparması ve 1974 Smithsonian ile başlayan “Serbest Dalgalı Kur Rejimi” ve sonrası ile çok benzerlik gösteren bir dönemdeyiz. Nitekim Kasım 2021’de yine kanallarda ilk olarak dile getirmeye başladığımda enerji fiyatları yükseliyordu ancak Rusya-Ukrayna Savaşı, Fed’in faiz artışları ortada yoktu. İşte Suudi Arabistan’dan o dönemdeki İran Şahı’nın söylemine benzer bir cümle geldi: “Petrol ödemelerinde ulusal paralarla ticareti düşünebiliriz”. Peki, baz para kabulü gören dolar tahvillere benzer bir sürece girerse?
Yalan dünya
Neoliberallerin ölümsüz isimlerinden Mises Institute bloğunda geçenlerde bir makale vardı. ABD enflasyon hedefinin yüzde 2’den 4 veya 6 bandına revize edilmesine dair…
Hayırdır inşallah. Nitekim Arjantin’de faiz artışına rağmen enflasyon artışı sürüyor. Yukarıdaki bilgiler ışığında politika faizi artışının hazine faiz yükü dışında bir katkısı yok gibi duruyor. ABD ve Türkiye geçtiğimiz süreçte büyüme için enflasyonu göze alırken aynı politikayı güttüler denilebilir. Farkı, biri baz paranın gücü ile faiz artırırken diğeri en çok etkilenen olarak faizden kaçındı.
Biden döneminde işçi reel ücretleri tarihi en düşük seviyeye geldi.
Trump döneminde ise tarihi en yüksek seviyeyi görmüştü. Nitekim İngiltere’de hemşirelerin ve öğretmenlerin grevine Fransa’da öğretmenlerin ücretler için protestoları da eklendi. Bizde durum farklı değil. Öğretmenlerin ve akademisyenlerin birçok meslek grubuna ve asgari ücrete göre maaşları çok düşük kaldı. Üstelik TCMB anketinde yüzde 32, kendi beklentisinin yüzde 22 olduğu bir yerde, özel okullara önümüzdeki öğretim yılı için yüzde 65 zam hakkı verilmişken… Yine Fransa’da emeklilik yaşının arttırılmasına bazı iktisatçılar neoliberal ekonominin çöküşünü ve (sosyal) medya ekonomistlerini sebep olarak gösterdi. EYT böylesine bir dönemde (küresel stagflasyon) tam doğru zamanda geldi denilebilir.
Powell geçenlerde “Biz iklim politikası yapıcısı değiliz” dedi.
Bu, bilançoya zorunlu olmadıkça yeşil finansman bonosu almayacağız demek.
Ozon tabakası deliği de azalıyormuş. ABD enflasyonla mücadelede, geri döndüğü Paris İklim Anlaşması’na rağmen, tarihi düşük seviyeye inen ulusal petrol rezervini kullanıyor. Öte yandan Davos’a binden fazla özel jetle giden katılımcılar iklim krizini ve politikalarını konuşuyorlar.
Elon Musk’ın Twitter ifşa dosyalarına, kaset skandalından sonra (yakın dönem) sonuçları ile en büyük olabilecek Corvette skandalına, ChatGPT ile değişen akademi, yazarlık, habercilik ve (resesyon veya stagflasyon için) kredi batıklarına karşı kallavi provizyon ayıran ABD bankalarına yerimiz kalmadı.