Ortam müsait gözükmüyor
Avrupalı politikacıların euro projesini kararlılıkla desteklediklerini düşünüyorum. Son yapılan seçimlerde yıldızı parlayan Syriza partisinin lideri Tsipras, spekülasyonların aksine eurodan çıkmak istemediklerini söylüyor. Kemerlerin bu kadar sıkılmasına karşıyız, ancak euronun yanındayız diyor.
Önceki başbakanlara kıyasla daha tek taraflı hareket ediyor gibi görünse de, Merkel'in de Avrupa projesine gönülden bağlı olduğuna inanıyorum.
Beklentilerimde bir değişiklik yok. Avrupa Merkez Bankası'nın(AMB) geçici müdahalesini, birlik içinde daha sıkı bir mali entegrasyon sağlanmasını, birlikten çıkış mekanizmalarının hazırlanmasını öngörüyorum. Yunanistan'ın birlikten çıkarılması konusunda, Almanya'nın kapalı kapılar ardında hazırlıklar yaptığını geçtiğimiz haftalarda yazmıştım. Almanya, euro bölgesinde sıkı bir mali bütünleşmenin oluşturulması ve denetim sisteminin hazırlanması konusunda da çalışmalar yapıyor.
Bu mevzularla ilgili olarak Joerg Asmussen'in yaptığı açıklamalar gözüme çarptı. Asmussen, 2008'de Almanya Maliye Bakanlığı müsteşarı oldu. Farklı bir partiden olmasına rağmen, kriz sürecinde Merkel ve Maliye Bakanı Schaeuble'nin sırdaşlığını yaptı. Bu yıl Merkel'in desteğiyle AMB yönetim kurulu üyesi oldu.
Asmussen'in açıklamaları, Almanların gerçek düşüncelerini ortaya koyuyor. Öncelikle Almanya mali disiplin istiyor. Bunun için iki şart koşuyor: cezai maddeler içeren bir mali anlaşmanın yapılması, AMB'nin tam bağımsızlığını sürdürmesi. Kişisel fikrim; bunların dışında her şey pazarlık konusu olabilir. Son günlerde yine manşetlerde olan euro tahvili konusunda, Almanya uzlaşma sinyali veriyor. Geçiş için kısa dönemde altyapı harcamaları gibi konularda ortak tahvil çıkartılabilir. Bu bir nirengi noktası olur. Fransa, İspanya gibi ülkeleri sakinleştirmek için, Almanya kemer sıkma politikalarını biraz gevşetebilir(Maastricht kriterleri). Bankacılık sektörü(özellikle İspanyol bankaları), AB ve IMF'nin oluşturduğu yardım fonlarından faydalanabilir. AMB, geçici de olsa sorunlu ülkelerin tahvillerine tam destek verebilir.
Sorunlu ülkeler; kemerlerin biraz gevşetilmesini, euro tahviline geçilmesini, AMB'nin tam destek vermesini talep ediyor. Almanya; mali anlaşmaya ceza şartları koyarak disiplin sağlamayı, AMB müdahalelerinin sınırlı kalmasını istiyor. Önümüzdeki dönemde, AB maliye ve büyüme anlaşması yapılacak. Bu anlaşma ile ülkeler sıkı şekilde denetlenecek. Buna uymayan ülkeler, birlikten çıkarılacak.
Piyasanın fiyatlama yapmasına rağmen, çok kısa dönemde Yunanistan'ın eurodan çıkış yapabileceğine inanmıyorum. Euro bölgesindeki politik yapı, mevcut haliyle bir dipsiz kuyuya benzeyebilir. Ancak olası bir çıkış, Avrupa ülkelerine çok büyük miktarlı bir likidite enjeksiyonunu da zorunlu kılıyor. Avrupa bu büyüklükte bir para basma operasyonuna hazır gözükmüyor. AMB daha çok arka kapıdan girmeyi tercih ediyor. Ayrıca; Yunanistan'ın birlikten çıkması, tamamen temerrüde düşmesi anlamına gelir. Bu durumda AMB büyük zarar yazabilir. AMB'nin sermayesi, Avrupa'da önemli bir politik tartışma konusudur.
Yunanistan'ın çıkışı hazırlanıyor. Zaten hazırlanmaması hata olur. Yunanistan'ın aynı parasal birlik içinde, Almanya ile rekabet etme şansı çok düşük. Ancak şimdilik birlik içinde kalması gerekiyor.
Ortam, çıkışa müsait gözükmüyor. Özetlersek; Yunan anlaşması gözden geçirilecek, başta İspanyol bankaları olmak üzere bankacılık sektörüne sermaye sağlanacak, çıkış mekanizmasının da yer aldığı güçlü bir mali birlik anlaşması hazırlanacak.