Orta Vadeli Program'da eksen kayması

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Hükümet 2012 - 2014 yıllarına ait Orta Vadeli Ekonomi Programı (OVEP) sonunda açıkladı. Açıklanan program iş dünyasını kısa vadede etkileyecek önemli bir değişiklik içermediğinden piyasalarda fazla bir yankı uyandırmadı.

Avrupalı liderlerin şapkadan tavşan çıkarma çalışmaları, Maliye Bakanlığının ÖTV güncellemesi,  Merkez Bankası'nın döviz satışına ara vermesi gibi sıcak gelişmeler Orta Vadeli Program'ı geri plana düşürdü. Orta vadeli programın ana ekseninde fiyat istikrarından makro ekonomik istikrara ve dış dengenin düzeltilmesine kayış gözden kaçtı.

Ekonomik program ilk bakışta son yıllarda açıklanan planlara göre önemli bir farklılık içermiyor. Çalınan müzik geçtiğimiz senekine benziyor. Ülkenin refah seviyesini ve istihdamı artırmak için istikrarlı bir büyüme ortamının yaratılması hedefleniyor. Mali disiplinin sağlanmasının önemi vurgulanıyor.

Yakından bakıldığında ise geçtiğimiz senelere göre ana eksende önemli kaymalar olduğu ortaya çıkıyor. Geçen senenin aksine "fiyat istikrarının sağlanması" "enflasyonun daha düşük seviyelere indirilmesi" hedeflerine 2012 - 2014 programının "Temel Amaç" kısmında yer verilmiyor.

Geçtiğimiz sene kullanılan "cari açığın kontrol altında tutulması"  yerine bu yıl "Temel Amaç" kısmında "yurt içi tasarrufları artırmak, cari açığı azaltmak ve böylece makroekonomik istikrarı güçlendirmek" cümleleri yer alıyor.

Temel Amaç kısmında gördüğümüz değişiklikler "Makro Ekonomik Hedefler ve Politikalar" kısmında da tekrarlanıyor. "Büyüme ve istihdam" bölümünde geçen sene kullanılan "para, maliye ve gelirler politikaları Merkez Bankasının fiyat istikrarı hedefiyle çelişmeyecek şekilde büyümeyi destekleyecektir" cümlesine bu yılki programda yer verilmiyor.

Ödemeler Dengesi kısmı geçen seneye göre çok daha kapsamlı ele alınıyor. İstikrarlı büyümeyi sağlamak amacıyla cari açığın sürdürülebilir seviyeye indirilmesi ve uzun vadeli finansman kaynaklarıyla karşılanması raporun eksenine oturuyor. Cari işlemler açığına kalıcı çözüm getirecek yapısal düzenlemelerin uygulamaya alınmasına öncelik verileceğinin altı çiziliyor.

2012 - 2014 programında "yatırım ortamının iyileştirilmesi", "kayıt dışı ile mücadele", "ihracata dönük üretim", "kamu alımlarında yerli ürünlerin tercih edilmesi", "girdi tedarik ve ihracat pazarlarının çeşitlendirilmesi", "İstanbul'un Uluslararası Finans Merkezi olması", "enerjide dışa bağımlılığın azaltılması", "AR-GE ve yenilikçiliğin desteklenmesi" gibi somut politikalarla ödemeler dengesindeki dengesizliklerin iyileştirmesi hedefleniyor.

Programda alınan temel ekonomik büyüklüklere baktığımızda 2012 büyümesinin piyasa ortalamasına ve bizim tahminlerimize göre hayli iyimser olduğunu görüyoruz. Orta vadeli program 2012 için yüzde 4 gibi iddialı bir büyüme rakamı kullanıyor. Alt detaylara baktığımızda büyümenin özel kesimin yüzde 3'lük tüketim harcamalarından ve yüzde 7.7'lik yatırım harcamalarından kaynaklandığını görüyoruz. Avrupa'da durgunluk ihtimalinin arttığı, mali piyasalarda dışsal şoklar ile karşılaşılma ihtimalinin olduğu bir ortamda özel kesimin yatırımlarını yüzde 8'e yakın bir oranda artırmasını gerçekçi bulmuyoruz.

Benzer şekilde kamu maliyesi bölümünde özelleştirme gelirlerinin 2011 yılında milli gelirin yüzde 0.3'ünden 2012 yılında yüzde 0.9'a yükselmesini ve sonraki iki yılda yüzde 0.8 ve yüzde 0.7 düzeyinde gerçekleşmesini gerçekçi bulmuyoruz. Gelişmiş ülkelerde borç krizinin devam ettiği ve bankaların bilançolarını küçültmeye çalıştığı bir ortamda Türkiye'nin iddialı özelleştirme hedeflerini gerçekleştirme şansını oldukça düşük buluyoruz.

Son olarak cari dengenin 2011 yılındaki milli gelirin yüzde 9.4'ü seviyesinden 2012 yılında yüzde 8'e, 2012 yılında yüzde 7.5'e, 2013 yılında yüzde 7'ye düşürülmesini aşırı yavaş bir düzeltme olarak görüyoruz. Bizim tahminimiz büyümenin 2012 yılında yüzde 2.5'e gerilerken cari açığının yüzde 6-7 aralığına çekileceği yönünde.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019