Orta gelir tuzağı: Tuzak mı, tramplen mi?

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Orta Gelir Tuzağı (OGT) içindeki ülkeler bunun tuzak olduğunu farkedip bundan kurtulma yolunda adımlar atabildikleri oranda OGT’yi bir tramplen olarak kullanıp daha üst seviyedeki ülkeler arasında yer alabileceklerdir. Dr. Gönenç’in anlattıkları bize bunu gösteriyor.

Dünya Bankası 4 bin-12 bin 500 dolar arasında kullanılabilir geliri olan ülkeleri Orta Gelir Tuzağı’nda (OGT) kabul ediyor. Bu durumdaki ülkeleri Mısır, Fas, Hindistan, Endonezya, Arjantin, Brezilya, Malezya, Meksika ve Türkiye olarak sıralıyor. OECD Türkiye ve Avusturya Masası Şefi Dr. Rauf Gönenç OGT konusunda yeni bir çalışma belgesi hazırlamış. Gönenç çalışmasında 5 noktanın altını çiziyor; yapılacak reformların üç sonucu ortaya çıkaracağını belirtiyor.
Gönenç’in altını çizdiği 5 nokta şöyle;

- Ekonomi istikrar ve açıklık temellidir. OGT ise ülkeyi bundan mahrum eder. Bundan kurtulmak için yasaların egemen olduğu, güçlü bir kanun uygulama yeteneğine ihtiyaç vardır.

- OGT ülkelerinin eğitim yapısı zayıftır. Oysa eğitim sağlıklı büyümenin motorudur. İstikrar ve verim bu ilişkinin ikiz kardeşidir.

- Etkili finansal uygulamalarla yatırım eğilimini desteklemek, tasarruf etmekten daha etkili olur. Kural olarak bu noktada kredi hacminin gelir miktarının üstüne çıktığı anda başlar. Bu noktada girişimi direkt olarak etkileyen kitle finansmanları gibi fonlar öne çıkar. Bu da OGT ülkelerinin bir başka açmazıdır. Oysa Prof. Acemoğlu’nun sürekli altını çizdiği kapsayıcı fonların varlığı çok önemlidir. OGT ülkelerinde bunun yokluğu hissedilir.

- OGT’lerde veriler-rakamlar bu olayın yarattığı tahribatı anlatmaya yetmez. OGT ülkelerinde girişim olayını olumsuz etkiler. Oysa girişim ortamı için Prof. Akerlov’un kullandığı deyimle “Güven Çarpanı”na ihtiyaç vardır.

- OGT oluşumunda çok fazla sayıda yarı resmi iletken ve kural ortaya çıkar. Bu adı konulmamış yarı resmi kuralların atlatılması ve bu yolla enformal sektörlerin ortadan kaldırılması önemlidir. Ama zordur. Emek piyasası reformlarını genelde büyük şirketler desteklemez. Siyaset bu yarı resmi kuralların kaldırılmasını benimsemez. Çünkü; enformalist sektör üstünde gücünü daha iyi kullanabilir. Eğer düzenlemelerle işleyen bir yapı ortaya çıkmazsa KOBİ’lerde enformal sektör yapının dışına çıkmak istemezler.

Gönenç bu 5 alanda adımlar atılması reformlar yapılmasıyla ortaya 3 geliştirici sonuç ortaya çıkacağını belirtiyor.

- KOBİ’ler uzun dönem yaşar hale gelecek. Oysa, OGT ülkelerinde politika alanı içinde yaşamak zorunda olduklarında ancak yaşamak zorunda oldukları kadar kısa dönem içinde nefes alabiliyorlar.

- OGT yapısının ortadan kalkması aile şirketlerinin eğilimini kıracak ve modern işletmecilik yapısını sağlayacaktır. Bu da verimlilik üstünde çok büyük etki yaratacaktır.

- OGT ülkelerinde bundan çıkmak için “güven yokluğunu” aşmak gerekir. Güven tesisi gözde olana eğilim gösterir. Dr. Gönenç bunun için “ favoriye yatma hastalığı” diyor. Ve yeğlenmemesi gerektiğini söylüyor. Bu ortadan kalkınca güvenin genel işlerlik kazanacağını belirtiyor.

Dr. Gönenç’in ortaya koyduğu bu tablo gösteriyor ki ülkelerin OGT’den çıkmaları için yapmaları gerekenler vardır. Biz de Dünya Bankası hesaplamalarına göre OGT ülkeleri arasında yer aldığımız için bu konuları ele alıp bu yolda adımlar atıp, reformlar yapıp, OGT’den kurtulmalıyız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar