Orta Doğu, teknolojideki kadın girişimcileri ile Silikon Vadisi’ne fark attı
Arap dünyasında her üç start-up’tan birinin kurucusu ya da yöneticisi kadın. Bu oran Silikon Vadisi’nin üzerinde. Şaşırtıcı olsa da gerçek… Bugün Orta Doğu’da start-up sahnesinin en önemli oyuncuları kadınlar. Teknoloji sektörü Orta Doğu’da henüz yeni gelişiyor olduğu için, erkek egemen bir sektör değil. Bölgedeki çok sayıda yatırımcı teknoloji sektörünü “her şeyin mümkün olduğu” bir sektör olarak değerlendiriyor. Bunun başında da cinsiyet normlarının kırılması ve sektörün kadınlar için çekici hale getirilmesi geliyor.
Kadının evde oturması, finansal kaynaklara ulaşım zorluğu gibi çok sayıda bilindik engellere rağmen, Orta Doğulu kadınlar kendi işlerini kurmak için yeni ve yaratıcı yollar bulmayı başarıyorlar.
Bu engelleri aşmanın temel yollarından biri de interneti kullanarak online platformlar üzerinden yeni pazarlara ulaşmak.
Bu köşede daha önce bahsetmiş olduğum WEF Yönetim Kurulu Üyesi ve Yeni Ekonomi ve Toplum Merkezi Yöneticisi Saadia Zahidi de Fifty Million Rising (Yükselen Elli Milyon) isimli kitabında, dijital platformların kültürel engellerin kaldırılmasında, finansal sorunların aşılmasında çok önemli bir rol oynadığını ifade ediyor.
Tabi ki işin zor ve olumsuz yönleri de yok değil. Her ne kadar Arap ülkelerinde STEM mezunları arasında kız öğrencilerin oranı yüzde 34-57 arasında olsa da bu oranların iş hayatına yansıması aynı düzeyde olmuyor. OECD verilerine göre, kadınlar tarafından kurulan start-up’lar erkekler tarafından kurulan start-up’lara oranla yüzde 23 daha az finansal destek alıyor; başarılı olma şansı ise yüzde 30 daha az.
Ekosistemi değiştirmek
Bu farkı ortadan kaldırmanın yolu, girişimcilik ekosistemine daha fazla kadının girmesini sağlamaktan geçiyor. Yapılan araştırmalar şunu gösteriyor: Bir ya da daha fazla kadın ortağı bulunan bir risk sermayesi şirketinin, yönetiminde kadın bulunan start-up’lara yatırım yapma olasılığı iki kat; CEO’su kadın olan start-up’lara yatırım yapma olasılığı ise 3 kat artırıyor.
Bunun yanı sıra, Dünya Bankası verilerine göre sahibi kadın olan şirketlerin kadın istihdam etme oranı yüzde 25 iken, sahibi erkek olan şirketlerden kadın istihdam etme oranı yüzde 22.
Sahibi kadın olan şirketlerin yönetim seviyelerinde de daha fazla kadın istihdam ediliyor.
Gelelim Orta Doğu’ya; Ürdün, Filistin, Suudi Arabistan ve Mısır’da sahibi kadın olan şirketler, istihdam rakamlarını hızlı bir şekilde artırıyorlar.
Dubai merkezli yatırım platformu Womena, teknolojide cinsiyet eşitliğini ve çeşitliliği desteklemeyi hedefleyen bir platform. Teknoloji girişimcisi kadın sayısının artması için, kadınların birbirini destekleyeceği ağların kurulması gerektiğine inanıyor. Bu süreçte rol modelleri artırmaya odaklanıyor.
Örneğin Sheikha Lubna Al Qasimi, Arap dünyası kadınları için çok önemli bir model konumunda. Bilgisayar mühendisliği eğitimi alan Al Qasimi, bölgenin ilk B2B pazaryerini kurdu. Bunun yanı sıra, Dış Ticaret Bakanı, Ekonomi ve Planlama Bakanı ve Hoşgörü Bakanı gibi farklı görevler alan Al Qasimi, BAE’de bakanlık görevine gelen ilk kadın.
Bir başka rol model ise, Orta Doğu’nun ilk freelance pazaryeri Nabbesh’i kuran Loulou Khazen Baz. Nabbesh’in hedefi bölgedeki genç işsizlik sorununu çözmek. Baz, Dünya Ekonomik Forumu tarafından 4. Sanayi Devrimi’ni şekillendiren 100 Arap Start-up’ından biri seçildi.
Womena kurucularından Elissa Freiha’nın dediği gibi, kadın girişimcilere zaman, enerji ve para yatırımı yapmak, herkesin kazanmasını sağlayacak.
Sadece Arap dünyasında değil, dünyanın bir çok yerinde kadınların mücadele etmek zorunda oldukları bir gerçek. Çevrelerinden, yaşadıkları toplumdan, hatta ailelerinden gördükleri baskılara rağmen, kendi işlerini kuruyorlar, dayanıklı ve güçlü birer girişimci olmayı başarıyorlar. Bir de erkeklere sağlanan ortamın eşit şekilde kadınlara sağlandığını düşünün… Bakın o zaman işler nasıl ilerliyor…