Örnek girişimin başarı öyküsü ödül aldı

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ [email protected]

 


Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği...
Kısa adıyla MÜSİAD...
1990'da kuruldu...
2000 yılından bu yana da önemli bir etkinliğe imza atıyor:
Ekonomi Basını Başarı Ödülleri...
Geçen hafta 12'ncisi düzenlenen törenle ödüller sahiplerini buldu...
"Yılın Reel Sektör Haberi" ödülünü Esra Özarfat aldı...
Özarfat, DÜNYA muhabiri...
Bursa temsilciliğimizde çalışıyor...
Özarfat'ın jürinin en yüksek oyuyla ödüle layık görülen haberi bir başarı öyküsünü anlatıyordu...
Saitabatlı kadınların birlikte üretimleriyle 'tersine göç'  başlatan çarpıcı ve esinlendirici öyküsünü...
 

***


Başarıyı ya da başarısızlığı anlatsın...
Öyküler öğreticidir...
Dün olduğu gibi bugün de...
Eskiden askerlik önemliydi, güç ve kahramanlık öyküleri ön plandaydı...
Şimdi devir değişti, girişimcilik öyküleri anlatılıyor...
Destanlardaki tarihi kişiliklerin yerini yeni milyarderler aldı...
Kitaplar Steve Jobs'u...
Filmler Facebook'u anlatıyor...
Microsoft'un kurucusu Bill Gates'in...
Ya da Google'ın kurucuları Larry Page ve Sergey Brin'in isimleri "garaj" efsaneleri ile bütünleşiyor...
Zaman ne kadar değişirse değişsin...
Birşeyleri başardığını kabul ettiğimiz insanların hikayelerini öğrenme isteğimiz değişmiyor...
 

***

George Akerlof ünlü bir iktisatçı...
2001 yılında Nobel Ekonomi Ödülü'nü aldı...
Robert Shiller ise Yale Üniversitesi öğretim üyesi bir akademisyen...
Dünyanın en etkili 100 ekonomisti arasında gösteriliyor...
Birlikte 2009 yılında çok satan bir kitap yazdılar:
Spiritus Animalis...
Yani, Hayvansal Güdüler...
Aslında kavram John Maynard Keynes'e ait...
Bir dönem ekonominin peygamberi olarak nitelenen Keynes, "hayvansal güdüler" kavramını 1929'daki Büyük Bunalım'a yol açan sıkıntı ve umutsuzluk ile toparlanmaya eşlik eden psikoloji değişikliğini tasvir etmek için kullanmıştı...
Akerlof ve Shiller, çalışmalarında bu fikri yeniden gündeme getiriyor...
Ekonomi politikalarının üretiminde devletin aktif bir rol oynamasının zorunlu olduğunu tekrar ileri sürüyorlar...
Scala Yayıncılık'tan Ak Portföy'ün katkılarıyla Türkçe'ye kazandırılan kitabın alt başlığı ise "İnsan Psikolojisi Ekonomiyi Nasıl Yönlendirir ve Küresel Kapitalizm İçin Neden Önemlidir"...
 

***

Akerlof ve Shiller, ekonomik olayların gelişmesinde hikayelerin önemli bir etkisi bulunduğunu öne sürüyorlar...
Onlara göre hikayeler, güven, adelet, yolsuzluk ve güvensizlikle birlikte ekonomiyi en yaygın etkileyen en temel beş unsurdan biri...
Çalışmalarında Roger Schank ve Robert Abelson adlı sosyal psikologların görüşlerine de yer vermişler...
Çünkü bu psikologlara göre, "hatırlanan olgular, hikayelerle ilişkilendirilenlerdir...
Hikayeler ve hikaye anlatımı insan bilgisinin temelini oluşturur...
Öyle ki, insanların önemli olgularla ilgili anıları, hikayeler etrafında beyne endekslenir..." 

***


Hikayeler, her yerde...
Politikada, ekonomide, eğitimde...
Tabii sevgide de...
Psikolog Robert Sternberg, başarılı evlilikleri incelediği "Aşk Bir Hikayedir: İlişkinin Yeni Teorisi" adlı kitabında eşler arasında "ortak hikaye yaratma"nın önemine dikkat çekiyor:
"Evliliğin başarısı, nihai olarak eşlerin birbirlerine duydukları güvene ve bu güvenin tekrarlanan hikayelerle sembolik biçimde güçlendirilme şekline bağlıdır..."
 

***

Cahillikler Kitabı'nın ikincisi NTV Yayınları'ndan bir süre önce çıktı...
Bu kez, John Lloyd ve John Mitchinson 100 kadar hayvanı, insanla ilişkilerini de ele alarak inceliyor...
Her bir hayvanın özelliğini ilgi çekici birkaç kelime ile özetlemeyi de ihmal etmemişler...
Örneğin ayı "uyku, yemek, uyku, uyku, yemek" sözcükleriyle tanıtılmış...
Aslan, "Sahraaltı miskini..."
İnek, "otlaktaki fabrika..."
Kaz "zeki ve küstah..."
Aynı kitapta insan için de bir tanım var:
"Hikaye anlatan maymun"... 

***


Hiç şüphesiz, bu tanımlama bir hakaret değil...
Asıl amaç, insanı insan yapan özelliklerin nasıl geliştiğine dikkat çekmek...
İletişim tarihçisi Walter Ong'un ünlü "birinci sözel kültür" dönemi olarak adlandırdığı bir dönemden bugüne DNA üzerine yapılan son araştırmalar, insan ırkının yaklaşık 70 bin yıl önce bir buzul çağı 'darboğazından' geçtiğini ve nüfusumuzun sadece birkaç bin kişiye düştüğünü gösteriyor...
O zor zamanları insan sosyalleşerek aştı...
İnsan toplulukları gitgide daha fazla temas haline geçtikçe, gruplar genişledikçe ve sosyal ilişkiler geliştikçe, görev paylaşımı başladı ve kamp ateşi yandı...

***

Amerikalı biyolog Richard Wrangham'a göre, bu kamp ateşinin insanın gelişiminde büyük payı var...
Wrangham, konuşma ve hikaye anlatımı yeteneklerimizin yemekleri pişirerek yemeye başlamamızdan sonra geliştiğini savunuyor...
Ateş başında yemeği pişirenler ve pişmesini bekleyenler, başlarından geçenleri diğerlerine anlattı...
Böylece, iletişim tarihçisi Walter Ong'un "birincil sözel kültür" olarak tanımladığı insanlık için büyük bir aşamaya adım atıldı...
Birbirimize öyküler anlatarak dilimizi, dolayısıyla da iletişimi geliştirdik...
 

***

Prof. Dr. Ünsal Oskay, başucu kitabım "İletişimin ABC'si"nde, "iletişim, insanın varlık sürdürme biçiminin bir ürünüdür" der...
İnsanın en çok ihtiyaç duyduğu birkaç şeyden biri etrafında olup bitenden haberdar olmak...
Doğamızda var bu...
Başkalarının deneyimlerinden yola çıkarak öğrenebilme becerisine sahip tek canlıyız...
Bu deneyimlerin aktarılmasında öykü ve öykücülerin payı büyük...
Homeros'un İlyada ve Odysseia'da anlattıklarında...
Dede Korkut Hikayeleri'nde...
Yusuf Has Hacip'in Kutadgu Bilig'inde...
Hatta kutsal kitaplarda mesajlar hep öykülerle iletildi...
Doğu'da veya Batı'da...
Tarih öncesinden internet çağına...
İnsanlar için öykü dinlemek ve anlatmak her dönem değişmez bir ihtiyaç oldu... 

***


Hikaye anlatmak ve bilgi vermek etmek birbiriyle çelişen kavramlar değil...
Gazetecilik açısından da bu böyle...
Haber yazmak temelinde hikaye yazmak...
Haber dediğimiz şey, "hikayenin hikayesi..."
Gazeteciliğin Esasları'nda, Bill Kovach ve Tom Rosenstiel,  "Gazetecilik bir amacı olan 'hikayecilik'tir..." diyorlar:
"Amaç, insanlara dünyayı anlayabilmeleri için ihtiyaç duydukları bilgileri sunmaktır...
Bu yolda karşılaşılan güçlüklerden ilki, insanların hayatlarını sürdürmek için ihtiyaç duydukları bilgiyi bulmaktır...
İkincisi ise, bunu anlamlı, ilintili ve ilgi çekici hale getirmektir...
Gazetecinin sorumluluğunun bir kısmı da, sadece bilgi sağlamak değil, bu bilgiyi insanların dinlemeye istek duyacakları bir hale sokmaktır...
Gazeteciler, önemli olanı, ilgi çekici ve ilintili kılmalıdır..."
 

***


Araştırın, göreceksiniz Esra Özarfat gibi başarılı bütün gazetecilerin yakaladığı nokta budur...
İlgi uyandıran öyküler, her zaman iş yapar...
Sadece gazetecilikte değil...
İş hayatında da öykünün rolü büyük...
Kendi hikayenizi yaratmanın ve onu paylaşmanın size olduğu kadar çevrenize de nasıl güven ve cesaret verdiğini göreceksiniz...
Siz siz olun, "icat çıkarma" diyenlere olduğu gibi, "hikaye anlatma" diyenlere de kulak asmayın...
DÜNYA, icatlarınızı da, hikayelerinizi de dinlemek için burada olacak...

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar