Örgütlenmiş sorumsuzluk!..

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

 

Küresel düzeydeki gelişme ve eğilimler hem merkez bankaları ve finansal piyasaların hem de siyasi iradelerin hareket yeteneğini sınırlıyor. Durum böyle olunca sorunların ağırlaşması, belirsizlik ve kırılganlığın artması önlenemiyor. Geniş kesimleri eksik veya yanlış bilgilendirerek, beklentiler yolu ile yönlendirmek ihtiyacı karşılamıyor. Gerek büyüme eksikliğine, gerekse enflasyon baskısında artışa tahammülün olmayışı sıkıntı yaratıyor. Evdeki hesaplar çarşıya uymuyor. Etkili ve yetkili kesimler arasındaki örgütlenmiş sorumsuzluk nedeniyle geleceğe yönelik endişeler tırmanmaya devam ediyor. Finansal piyasalar görmezden gelmekte ısrarlı olmayı sürdürse de sistemik risk artıyor.
Uluslararası Türev Ürünler Birliği (ISDA) Yunan borç takasının gönüllü olmadığına hükmediyor. Avrupa Merkez Bankası Başkanı likidite konusunda gerekeni yaptıklarını ve topun siyasiler ve bankacılarda olduğunu dile getiriyor; onlar ise bu söylemin ne anlama geldiğini anlamamakta ısrar ediyor, sıkıştıklarında para otoriteleri tarafından destekleneceklerini veya kurtarılacaklarını ummaya devam ediyor. ABD Merkez Bankası'nın üçüncü bir parasal genişleme üzerinde çalıştığı yönündeki haberler ile riskten kaçınma eğiliminin geri dönmesi önlenmeye çalışılıyor. Bu süreçte tahvil piyasalarının kısmen rahatlaması başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarını artırarak enflasyon baskısını yükseltiyor, hisse senedi piyasaları teklemeye başlıyor. Likidite arttıkça petrol fiyatı yükseliyor ve enflasyon baskısı artıyor, örgütlenmiş sorumsuzluğun baş aktörleri olan merkez bankaları, finansal piyasalar ve siyasi iradeler paralize oluyor, yutkunup bir şeyler yapıyormuş gibi görünmeye çalışıyorÖ Durumun kötüye gittiği gerçeğini gizlemek ve yatırımcıları sakinleştirmek için yeni masallar üretmeye, daha önce cüret edemedikleri yalanların altına imza atmaya yöneliyorlar. Sapla saman birbirine karışıyor, bu karmaşa içinde neyin amaç, neyin ise araç olduğunu algılamak zorlaşıyor, güven bunalımının derinleşmesi tehlikesi büyüyor.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı'na sormak gerekiyor. Siyasiler ve bankacılardan neleri yapmasını ve neleri yapmamasını bekliyor? Bunların uygulanabilirliği ve başarı şansı nedir? Mucize yaratmaları mümkün müdür? Muhtemelen siyasiler bankacıların kredi politikasını, bankacılar da kamunun bütçe ve borç durumunu göstererek hamleyi birbirlerinden bekleyecek; kazanılan zaman israf edilecek ve sorunlar ağırlaşacak. Bankacılar kredi politikasını gevşetse enflasyon baskısı hızla yükselecek, geri dönmeyen krediler artacak ve bugüne kadar çok daha sorunlu hale gelecekler. Siyasiler ise krediler genişlemez ise borç ve bütçe sorunlarının ağırlaşmasını önleyemeyecek, istikrarsızlık artacak. Boşa koysan dolmuyor, doluya koysan almıyor. Gerçekleri gizleyip geniş kesimleri uyutmak dışında uzlaşabildikleri herhangi bir eylem veya söylem kaldı mı? Federal Reserve'nin üçüncü bir parasal genişleme konusunda çalıştığı yönündeki habere ilişkin detaylar da kafa karıştırıyor, efendim devlet tahvili veya ipotek senedi alınacakmış, fakat verilen likidite sterilize edilecek ve bilançonun büyümesine izin verilmeyecekmiş. Bu aşamada yine sormak gerekiyor, gerçek niyet nedir? Yüksek fiyattan ipotek senedi alıp bankaları rahatlatarak kredi genişlemesi mümkün kılmaya mı çalışacaklar? Yoksa günü kurtarmak adına riskten kaçınma eğilimini geciktirerek sermaye piyasalarının gerilemesini mi engellemeye çalışıyorlar? Hangi amaç olur ise olsun bu yaklaşım petrol fiyatı yolu ile enflasyon baskısının daha tehlikeli hale gelmesine sebep olmaz mı? Bu sonuç likidite ve kredi genişlemesinin önündeki en ciddi engel değil mi?
Gelişmiş ekonomiler açısından küresel koşulların kırılganlığı artırdığını dikkate almak gerekiyor. Artık gelişmekte olan ekonomilerden yeterli gelir transferi yaratmanın imkansızlığı ve varlık değerlerinde yaşanacak ekstra balonlaşmanın yan tesiri nedenleri ile hem büyümek, hem de fiyat istikrarını korumak tek kelime ile imkansızdır. Küreselleşmenin nimetleri tükenmiş, yarattığı sorunların gelecek üzerindeki ipoteği taşınamaz boyutlara ulaşmıştır. İstatistiklerle oynayarak büyümeyi olduğundan yüksek, enflasyon ve işsizliği olduğundan düşük göstererek sorunları ağırlaştırma pahasına günü kurtarmanın sonuna gelinmiştir. Tarihin kendini tekrarlayacağı, eskiye göre daha az kişi yerken daha çoğunun bakacağı ve kıyametin kopacağı günler kapıyı çalmaya başlamıştır. Gerçeklerden uzaklaşan örgütlenmiş sorumsuzluk bu büyük derdin ilacı değildirÖ Gerek mali sektörün, gerekse siyasilerin merkez bankaları üzerinde yoğunlaşan baskılarının doğal sonucu enflasyondur, ekonomik daralmadır. Binilen dalın kesilmesi, Suriye'de veya Yunanistan'da yaşanan ve yaşanacak istikrarsızlığın küresel ölçeğe taşınmasıdır. Gerek tüketici, gerekse üretici dengesi bozulur, gelirler azalır ve borçlar büyür iken piyasalarda oluşturulan gerçek dışı görünüm insanlık tarihinin en büyük yalanıdır. Bu olumsuzluğun zorunlu ortaklarının çözüm üretmesi olası değildir. Günü kurtarmak adına temsil ettiği kesimleri ava çağırıp aldatarak avlamak, çaresizlikten başka bir şey olamaz. Merkez bankalarının siyasiler ve bankacılardan beklediğinin bu olması, daha zor koşullara hazır olunmasını gerektiriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar