Organik-YZ savaşında T-İnsan olmak

Ufuk TARHAN
Ufuk TARHAN FÜTÜRİST UFUK ufuk.tarhan@dunya.com

Dünya topyekûn bir savaşta! Her bi­rey, kurum, aile, toplum ve ülke hem kendisiyle hem de çevresiyle kıyası­ya bir mücadele içinde. Geleceğe uyum sağlamak, ayakta ve hayatta kalabilmek için sert bir dönüşüm savaşı veriyoruz.

Yerküre üzerinde “Bizim Gayri Safi Milli Hasılamız mutluluk” diyen Bhutan gibi bir­kaç istisna dışında, bu savaşın dışında kalan yok! Dünyalılar, bir kez daha ruhen ve be­denen ayaklanmış durumda. Medeniyet adı verilen o “tek dişi kalmış canavarı” alt edip, yeni bir uygarlık seviyesi yaratmak için canhıraş uğraşıyoruz. Bir yandan gelen gi­deni aratır mı? diye korkuyoruz, diğer yan­dan ise artık göğüs göğüse değil, beyin beyi­ne harp ediyoruz.

Dijital bombaların arka arkaya pat­ladığı, tüm cephelere yayılmış aman­sız bir mücadelenin içindeyiz. Teknolo­ji liderleri ve dünya yöneticileri, ellerinde “data” dedikleri keskin kılıçlarla, vahşi kapitalizmi sürdürülebilirlik kriterleriyle “ehlileştirmeye” çalışıyor. Amaçları, hepi­mizi Rönesans 2.0 köprüsünden geçirerek, Çin’in zaten uygulamaya başladığı “Sosyal Puan ya da Sosyal Kredi Sistemine ya­ni Rateokrasi” düzenine doğru yönlendir­mek.

Ve kabul edelim ki, sürüleştiğimiz için bu düzenin en uygun metaforu da ancak “sürü” olabilir.

Biliyorum, iş dünyasında “sürü” olmak pek sevilen bir tanım değil. Her iş insanı da her şirket de “en ve ilk” olmaya kodlanmış­tır. Sürü fikri, yenilgiyle eş anlamlı algılanır. “Sarı İnek” metaforu ile korkak sürülerin nasıl başarısız olacağı anlatılır. Oysa “sürü­den ayrılanı kurt kapar” sözü de bir gerçe­ği ifade eder. Yani hem sürü halinde hare­ket etmenin hem de bireysel sıyrılmanın doğru olduğu zamanlar vardır. Önemli olan, “zamanın ruhunu” ve dinamiklerini iyi anlayarak değişime ve dönüşüme “akıl­lıca” uyumlanabilmektir.

Bu yüzden, “sürü olmak kötüdür” ya da “ileri atılmak tehlikelidir” gibi kesin yargı­ları bir kenara bırakmalıyız. Sert kalıplar, gerçek dinamikleri göz ardı etmemize ve hatalı kararlar almamıza, zarar görmemize neden olur.

Şimdi, o meşhur sükunet duasını hatır­layarak ne olup bittiğini anlama, değiş­tiremeyeceklerimizi kabullenme ve de­ğiştirebileceklerimizi yapma gücüyle hareket etme bilinciyle ilerleyelim. Ço­ğunluğun edilgenliğini fark ederek, birey­sel olarak ne yapmamız gerektiğine odakla­nalım.

O halde bireysel olarak yapmamız ge­reken tam şudur;

“Omni Çağdayız ve T-İnsan” olmalıyız!” Peki ne demek istiyorum;

Omni çağ: Bütüncül, her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu, teknolojinin ve insanlığın sınırları zorladığı yeni bir dönem. Uzman­lıkları, alanları, çözümleri entegre ederek geniş bir perspektiften hareket etmeyi zo­runlu kılan bir bakış açısı. Hümanist, Da­taist ve Ekolojist olmayı savunan gelecekçi bir yaklaşım.

T-İnsan ve (3T+HOK) = 5Y formülü: Bir dönüşüm modeli ya da şablonudur. Ufuk Tarhan tarafından tezleştirilmiş, akademik literatüre de girmiştir. Geleceğin başarılı birey ve kurumunu tanımlar. 3T (Teknolo­ji, Tasarım, Takım) ile değişimi yönlendirir, HOK (Hibrid, Otodidakt, Küratör) ile dönü­şür, 5Y (Yetenekli, Yetkin, Yetkili, Yaratıcı, Yenilikçi) ile geleceği şekillendirir. Bu for­mülü benimseyenler hem derin uzmanlık geliştirir hem de farklı alanlarda güçlü (om­ni) bağlantılar kurarak sürdürülebilir başa­rıya ulaşır.

Multi’den Omni’ye geçtiğimiz bu yeni çağda hiç kuşku yok ki ayakta kalanlar T-İn­sanlar ve

T-kurumlar olacak. ‘Hepimiz birimiz­den güçlüyüz’ ilkesi içinde rekaberlik bi­linciyle, bireysel yetkinlikleri yükselten­ler ve T’leşmeyi başaranlar, hem güçlü bir sürüde olmanın güvenini yaşayacak hem de bireysel başarıların tadını çıka­rarak geleceği elleriyle şekillendirecek.

Son söz: Bu yolda, değişimi kucakla­mak yetmez; onu yönlendirecek cesaret de şart. Çünkü Omni Çağ, sadece uyum sağlayanları değil, T-İnsanlaşarak ken­disinin yeni versiyonunu inşa edenle­ri ve her şeyden önce kendi becerilerini yükseltip, dönüşenleri ödüllendirecek!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Agentic şirket ne demek? 25 Şubat 2025
Geleceği hackleyin! 18 Şubat 2025