Organik tarımın geleceği...
Organik tarım konusunda Türkiye - Almanya işbirliği ile 5 yıllık bir proje uygulandı. Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) ile Almanya merkezli Organik Tarım Araştırma Enstitüsü'nün (FIBL) ortaklaşa yürüttüğü proje, Almanya'nın 1.2 milyon euroluk mali desteği ile gerçekleştirildi.
Projenin kapanış toplantısı kapsamında geçen hafta Antalya'da;" Organik Gelecek-Organik Sektörde Sürdürülebilir Gelişmenin Yolları" konulu bir seminer düzenlendi. Seminere Almanya Federal Gıda ve Tarım Bakanlığı, Organik Tarım Araştırma Enstitüsü, Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü, Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği yöneticilerinin yanı sıra akademisyenler, organik ürün üretenler, satanlar, pazarlayanlar katıldı.
İki ülkeden toplantıya katılan yöneticiler, bürokratlar, projede görev alanlar, akademisyenler ve üreticiler küreselleşen dünyada sürdürülebilir tarım ve tüketici davranışları, organik sektörünün geleceği, sektörün sorunları ve geleceğine ilişkin öngörüler dile getirildi. Konuşmalardan derlediğimiz sorunlar ve geleceğe ilişkin öngörüler özetle şöyle:
1- Dünyada tarım alanlarının yüzde 1-2'sinde organik tarım yapılıyor. Organik tarıma olan talep artarken özellikle verimlilik ve sürdürülebilirlik sorunlarına çözüm bulunamadığı için üretim istenen oranda artmıyor. Bu nedenle Organik 3.0 ile sektörde teknoloji kullanımının yaygınlaşması, inovatif çalışmaların yapılması amaçlanıyor.
2- Sektördeki en önemli sorunlardan birisi organik ürünlere olan güvensizlik. Üretimden tüketime kadar olan süreç sertifikalandırılıyor. Fakat, tüketicinin güven duyması için daha çok çalışma yapılması gerekiyor.
3-Türkiye'nin, toplam tarım alanlarının yüzde 2'sinde organik tarım yapılıyor. 2015 yılı verileri ile 70 bine yakın üretici 1 milyon 800 bin ton organik ürün üretiyor. Üretimin yüzde 90'ı ihraç ediliyor. En çok ihracat yapılan ilk 3 ülke sırasıyla Amerika, Fransa ve Almanya. Organik tarım potansiyeli çok yüksek ülkeler arasında sayılıyor.
4- Almanya, organik tarım ürünleri ithalatında Amerika'dan sonra dünyada ikinci sırada.Avrupa'nın en büyük organik ürün ithalatçısı konumunda. Türkiye'den bu ülkeye yapılan ihracat her geçen yıl artıyor.
5- Türkiye yaklaşık 80 milyonluk nüfusu ile, organik ürün tüketiminde çok büyük bir potansiyel pazar.Gelecekte bu potansiyelin değerlendirilmesi için organik üretiminin artırılması gerekiyor.
6- Türkiye'de organik tarımda, sürdürülebilirliğin düşük olması, ürün çeşitliliğinin azlığı, yasal düzenlemelerde boşlukların olması, katma değerin düşük olması, araştırma projelerinde düşüş, eğitim ve ürün işlemedeki sıkıntılar, desteklerin amacına uygun kullanılmaması akla gelen ilk sorunlar olarak dikkat çekiyor.
7- Organik tarıma verilen desteklerin depolama, ambalajlama ve pazarlamaya da yaygınlaştırılması isteniyor.
8- Sürdürülebilir gıda üretimi, çevrenin korunması, sağlıklı, güvenilir ve marka değeri olan ürün üretimi için organik tarımın geliştirilmesi gerekiyor.
9- Gelir düzeyi artan tüketicinin sağlıklı gıda ve ürünlere olan talebi artıyor. Bu talep büyük oranda organik sertifikası olmayan doğal, natürel, köy ürünü olarak adlandırılan ürünlerle karşılanıyor.
10- Organik ürünler sadece kalıntı sorunu üzerinden tartışılıyor.Bir üründe kalıntı yoksa organik olduğu sanılıyor. Bu çok yanlış. Bir ülkeye organik ürün satmak istiyorsanız o ülkenin gıda mevzuatını iyi bilmeniz ve buna uygun üretim yapmanız gerekiyor.
11- Organik ürün sertifikası almanın maliyeti çok yüksek. Devletin, küçük aile işletmeleri için maliyeti düşüren önlemler alarak sertifika alımını kolaylaştırması isteniyor.
12- Organik pazarda satış yapan bir üreticinin gözlemine göre; organik ürün alanların yüzde 50'si kanser hastası veya yakını kanser olanlar. Yüze 25'i bebeği olan anneler, yüzde 15'i sağlıklı, güvenli ürün alan bilinçli tüketici, yüzde 10'u ise organik ürün pazarını görmeye gelen ve ürünü tanımaya çalışanlardan oluşuyor.
13- Organik ürün tüketimi kişilerin gelir durumu ile doğrudan ilgili. Gelir arttıkça organik ürün tüketimi artıyor. Kişi başına organik ürün tüketimi Türkiye'de 1 dolar, Almanya'da 100 dolar.
14- Organik tarımla uğraşanlar yaşlanıyor. Gençler üretimle ilgilenmiyor. Gençlerin sektöre kazandırılması ve organik tarımın gelecek nesillere aktarılması gerekiyor.
15- Konvansiyonel üründe olduğu gibi, organik ürünlerde de üreticiden ucuza alınan ürün tüketiciye pahallıya satılıyor.
Özetle, organik tarımda Türkiye çok büyük potansiyele sahip, ancak bu potansiyel doğru politikalarla değerlendirilmezse sektörde sürdürülebilirliğin sağlanması çok zor olacak.