Organik tarımın ekonomisi: Başarıya anahtar bir öneri, sektörler arası k
Çaydanlık bakmakla kaynamaz; zorluk sizi zorlayıncaya kadar, siz zorluğu zorlayın diyerek bu hafta, rekabette bizi üst sıralara taşıyacak, bir öneriyle geliyorum sayfalarınıza. Kümelenme, tüm sektörler için ölçek ekonomisi anlamına gelir. KOBİ'ler holding kimliği kazanır. Küçük küçük şirketler; krizlere dayanıklı, standartlara uyumlu, günceli takip edebilen, teknolojiye entegre, esnek, eğitim, iletişim, satış, pazarlama, finans sorunlarının üstesinden gelebilmiş küresel şirketler niteliğine bürünür.
Türkiye için, organik tarımda küresel üstünlük elde edebilmek, diğer sektörlere göre çok daha kolay ulaşılası bir hedeftir. Çünkü bu sektörde geleneksel yöntemleri uygulayabilmek esastır. Çiftçilerimizde bu yöntemleri yüzyıllardır uygularken uzmanlaştılar. Böylece, bizi küresel rekabet yarışına bizi bir adım önde başlatacaklar. Türkiye organik tarımda küresel üstünlük sağlayan şu üç önemli güce sahip:
a) Doğal zenginlik,
b) Doğal yöntemlere dayalı tarımda bilgi haznesi
c) Ulaşım arterlerinin kavşak noktasındaki konumuyla lojistik kozu.
Önerideki ana çatı; organik tarım ürünlerini üreticiden tüketiciye teslimde zaman kayıpsız, ucuz, güvenli, planlı ve öngörülebilir şekilde bir stok yönetimidir. Organik tarım sektörü küresel ölçekte küçük de olsa, iç talebine hakimiyetle yaratılacak farklılık, sektörler arası sinerjinin rekabet üstünlüğü ile birleşip, küresel rekabette avantaja dönüşecek. Sektörler arası kümelenme modeli; farklı sektörlere pazarlama, satış, bilişim, otomasyon ve lojistik üstünlüğü sunan güçlü, derin, geniş bir altyapı oluşumuna dayanır. Önerilen model Türkiye'nin lojistik özelliğini en etkin şekilde kullanabilecektir. Bireysel taşımacılık yerine toplu taşımacılık hizmeti gibi bir mantık işlemektedir. Bu nedenle kamu idaresince yürütülecektir. Aynı yöne gidip, aynı trafiğe katlanan gereksiz enerji sarfiyatı ve zaman kaybı yaşayan insanları toplu taşımak nasıl kamunun göreviyse; bu model de, kamu otoritesince koordine edilip, denetlenecek ve yönlendirilecektir. Farklı firmaların bir araya toplanmış talepleri, endüstri mühendisliğinin konusu olan bir optimizasyon yöntemiyle gereksiz zaman ve enerji sarfiyatının önüne geçilecek. MRP-I, MRP-II ya da JIT yöntemlerinden birisiyle kamu talepleri idare edecek. Tıpkı, sayısız havayoluna aynı anda hizmet veren Devlet Hava Meydanları İşletmeciliği gibi, ya da birçok GSM firmasına gelen; konuşma, internet, arama, data gibi talepleri, bedeli karşılığında, ortak şebeke, radyolink, uydu üzerinden iletebilme ve rekabet edebilme imkanı sağlayan Telekom Üst Kurulu uygulamaları gibi. Güncel uygulamalarda; hepsiburada.com, kangurum.com, akakce.com, sahibinden.com, gittigidiyor.com gibi firmaların değişik sektörlerden oluşan talepleri taşınırken bir lojistik hat kullanılıyor. Örneğin, Ankara-İstanbul arası Aras, Yurtiçi, UPS, MNG kargo, PTT gibi kuruluşlardan birini tercih edilerek birebir talepler karşılıyor ve İstanbul'dan Ankara'ya ürün sevk ediliyor. Model makro aynı yöne gelen farklı internet satış platformu taleplerini, yine bu kargolar şirketleri kanalıyla taşıyacak. Sadece sevkiyattaki bir optimizasyonla çok fark yaratılacak. Küçük büyük tüm farklı sektör taleplerini internet üzerinden gerçekleştiren satışlarda tüketiciye teslim aşaması işbirliğinin gücünden yararlanılacak. Modelden yedi yarar sağlanacak.
1) İşsizlik azalacak,
2) Sektörlerdeki talepler büyüdükçe sektör de büyüyecek, derinlikler artacak,
3) İç talebin dış talebe kayma riski önlenecek,
4) Dış talebi karşılayabilmedeki maliyet, hız esneklik küresel rekabette mutlak üstünlük yaratacak,
5) Küresel markalar yaratılabilecek,
6) Hükümetin vergi gelirleri artacak,
7) En sağlıklı istihdam artışı olan, üretim ve hizmet sektöründeki katma değer yaratacak istihdam büyüyecek.
Unutmayın; birleşmek başlangıç, o birliği sürdürmek gelişme, birlikte çalışabilmekse başarıdır.