Onun arabası var güzel mi? Bastı mı gaza gider mi?
Bu yazıda geçen yazımda bahsettiğim yönetici ve yönetilen ayırımına değineceğim. Eğer bana "Son yıllarda işletmecilik konusundaki en önemli gelişme nedir?" diye sorarsanız size "Yöneten ile yönetilenin, işletmecilik ile işletmenin ayırımıdır" diye cevap veriririm. Bu ayırımın iyi anlaşılması sizlerin işletmecilik konusundaki düşünce ve uygulamalarınızı kökten değiştirecek önemdedir. Sohbetlerimizin yirmincisi olan bu yazıda işleyeceğimiz işletmecilik ile işletmenin ayırımı kavramı şimdiye kadar tartıştıklarımız arasında en temel olanıdır.
Bu ayırımı anlıyabilmek için şöför ve arabasından başlıyalım. Sürücü ile arabayı ayrı ayrı anlatması kolay. Kime sorsan eğri doğru yapar. Araba denilen araç kaporta, motor, direksiyon aksamı, tekerlek falan filan sıralanır. Çok istiyorsanız yüzlerce parçayı vida vida, somun somun sıralarsınız. Bunlar belli bir işi hep birlikte yapmak için bir araya gelmişlerdir. Her biri bir başka iş yapar. Hiçbiri bir diğerinin işine burnunu sokmaz, ayağına dolaşmaz. Aksi olursa araba hemen sinyal verir. Hepsi üç aşağı beş yukarı standart parçalardır. Tanımları vardır. Ne iş yaptıkları açıktır. Araba insan ve yükü bir yerden bir yere götürmek için tasarlanan bir makinadır. O nedenle iyi çalışan şeylere makina gibi derler. Arabanın hem parçalarını, hem de nasıl çalıştığını anlatabilirsiniz. Hem parça parça tanımlıyabilirsiniz hem de her parçanın işleyişini ayrı ayrı inceleyebilirsiniz. Motor, piston, fren, falan, filan teker teker tanımlarsınız. Her biri araba çalışırken ne iş yapıyor, anlatır irdelersiniz. Biri bozulunca hepsi bozulmaz. Bozulan parçayı çıkarır atar yerine aynısını bulabilirsiniz.
Bu makinanın bir veya bir kaç koltuğu vardır. Onlar da arabanın parçalarıdır. Bu koltuklardan mutlaka bir tanesi sürücü dediğimiz kişiye tahsis edilmiştir. Sürücü olmadan araba işini yapamaz. Sürücü yönetim koltuğunda oturur. Belli bir takım bilgi, beceri, yetenek ve itmek, çekmek gibi işler için güç kullanarak arabanın işini yapmasını sağlar. Sürücünün işininin tanımının arabanın yaptığı işin tanımıyla hiç bir alakası yoktur. Sürücü ayağını ittirir. Bunun için karar vermek, bacak, ayak, beyin adele eşgüdümü, adele gücü falan filan gerekir. Araba ise motora gönderdiği benzin miktarını arttırır, gerekli sayıda patlamayı mekanik güce çevirip tekerleklerin daha hızlı dönmesini sağlar. Bunun için bir sürü parça, değişik değişik işler yapar. Sürücüyü de kafa, ayak, bacak diye ayrı ayrı tanımlıyabilirisiniz. Ama sürücünün yaptığı iş düşünce, anatomik parçalar, bilgi, beceri gibi bir sürü değişik şeyin aynı anda birbirlerine bağlı bir biçimde kullanılmasını gerektirir. Sürücünün işini şimdi ayağa sonra da bacak adelelerine bakalım, göz, beyin, adele eşgüdümünü birer birer irdeliyelim diye inceliyemezsiniz. Lafın kısası sürücüyü parça parça tanımlıyabilirsiniz ama işleyişini parça parça inceliyemezsiniz. Hemen hemen herzaman biri bozulursa hepsi birden bozulur. Bir parçayı kesip atıp aynını yerine koyamazsınız.
Daha önceki yazımda "İşletme sorunu diye bir şey yoktur. Kötü yönetim sonuçları vardır" demiştim. Arabanın sorunu olmaz sürücünün olur. İşletmenin sorunu olmaz yönetimin olur. Araba duvara toslamaz sürücü toslar. İşletme batmaz, yönetici batırır. Arabanın benzini bitmez sürücü benzin koymayı unutur. İşletme kaynaksız kalmaz yönetici kaynaksız bırakır. Araba bozulmaz sürücü arabanın gerektirdiği bakımı yaptırmaz. İşletme kötü çalışmaz yönetici işletmeyi kötü yönetir. Bu ayırımın işletmecilik mesleğinin uygulanmasında ne anlama geldiğini ve ne denli önemli olduğunu ileride detaylarıyla işleyeceğiz. Konuyu burada bırakıp gitmeyeceğiz.
Yönetici ile yönettiği şeyi, yani işletmeyi birbirlerinden kesin hatlarıyla ayıracağız. Sonra yöneticinin yaptığı işi tanımlayacağız1. Sonra işletmeyi de hem parçalarıyla hem de her parçanın yapması gereken iş açılarından tanımlayacağız. Bu yapılınca hangi istenmeyen işletme neticesi hangi yönetim hatasından kaynaklanıyor? Neyi nasıl düzelteceğiz? Sorularına daha kolay cevaplar bulacağız. Gelecek haftaya kadar sürücü ve araba ayırımının detaylarını düşünmenizi öneriyorum. Sürücü-işletmeci, sürücülük-işletmecilik, araba- işletme, araba parçalarının işlevleri-işletmenin temel süreçleri, sürücü ve arabanın birlikteliği- işletmeci ve işletmenin birlikteliği, araba sürmenin nedenleri-işletme yönetiminin amacı gibi paralellerde öğrenecek çok şey bulacaksınız.
Sağlıcakla kalın
Not: Balıkçı tabela asmış: 'Bugün taze balık burada' diye. Bir müşterisi "Taze demeye ne gerek var? Bayat olacak değil ya!" demiş ve 'taze' sözcüğünü sildirmiş. Tabela olmuş 'Bugün balık burada.' Bir dostu "bugün demenin ne alemi var" deyip onu sildirmiş tabela olmuş 'Balık burada'. Bir diğeri "Burada balıktan başka ne var ki balık burada diyorsun" diye itiraz edince tabela 'Burada' olmuş. Balıkçının hanımı "Bu ne saçmalıktır? Burada diye tabela mı olur?" diye tabelayı tümden kaldırtmış. Bu fıkrayı elemanlarıma sık sık anlattığımdan ofiste yazıların kısaltılmaları anlamında "fresh fish it (taze balıkla)" diye bir deyim üremişti. Yazıların kısaltılması amacıyla her yazımın neredeyse dörtte birini alan 'geçen yazı özetini' bundan böyle yazmamaya karar verdim. Dikkatli okurlar yazıların birbirlerini takibettiklerini farketmişlerdir. Dünya Gazetesi'nin Internet sitesinde hepsi var. Eğer ipin ucunu kaçırdıysanız oradan yakalaması kolay.
Yöneticinin tanımlanmasıyla işinin tanımlanması da literatürde biribirine girmiştir. Yöneticilerde bulunması 'gereken' liderlik, sosyo-pisikolojik, kişilik gibi özellikleri konuslarıyla onların stratejik yaklaşım, insan gücü, mali, bilgi, işbirlikleri, sabit ve alt yapı kaynakları konularındaki kararlarını bibirlerinden ayırmak kolay olmamakla beraber gereklidir.