Önümüzü nasıl göreceğiz? (Enflasyon tahmininde kime inanacağız?)
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, eylül ayının son günlerinde Orta Vadeli Program’ı açıklarken yıl sonu enflasyonunun yüzde 9.5 olarak öngörüldüğünü söyledi.
"2017 yılı sonunda enflasyonun yüzde 9.5 olacağı öngörülmektedir. Önümüzdeki dönemde enflasyon hedefle uyumlu patikaya gelene kadar para politikasında sıkı duruşun sürdürülmesi beklenmektedir. Yeni Orta Vadeli Program (2018-2020) döneminde enflasyonun kademeli olarak iyileşerek yüzde 5 seviyesine gerilemesini hedefliyoruz” dedi.
Mehmet Şimşek “Ekonominin Kaptanı”… Ekonominin geleceğini en iyi görecek kişi. Üç ay sonra enflasyonun ne olacağını onun bile tahmin edememesi ürkütücü. Enflasyon yüzde 9.5 olacak diyor, enflasyon yüzde 11.92 oluyor. Üç ayda Mehmet Şimşek’in tahmininin yüzde 25 üzerinde.
2017 yılında, geçen 15 yılın en yüksek enflasyonu gerçekleşti. Enflasyonun gerisinde yurtiçi üretici fiyatlarındaki yüksek artış var. Türkiye’ye benzer ekonomilerde görülmeyen bir enflasyon artışı ile karşı karşıyayız. Türkiye’de enflasyon yüzde11.92 iken, Meksika’da yüzde5.9, Güney Afrika’da yüzde5.3, Pakistan’da yüzde 4.1, Endonezya’da yüzde3.9, Malezya’da yüzde3.9, Rusya’da yüzde 3.8 oranında.
Görülüyor ki, biz bir şeyleri yanlış yapıyoruz. Yanlışı aramak yerine enflasyona suçlu arıyoruz. Bir gün domates, bir gün biber, bir gün patlıcan suçlanıyor.
İmalat sanayinde yurtiçi üretici fiyatları artışı yüzde16.64 oranında. Görülüyor ki, üretici fiyatlarındaki artış sadece tarım ürünlerinde değil. Sanayi sektöründe maliyet artışına dayalı bir fiyat tırmanışı sürüyor.
Yatırımcı, üretici, tüketici para harcamak, ekonomik konularda karar vermek için önünü görmek ister. En basiti ile bir enflasyon tahmini yapmak ister.
İyi de… Enflasyon tahmini yapacaklara kim yol gösterecek? Ekonominin kaptan köşkünde oturan, kamu oyunun güvenini kazanmış ekonomiden sorumlu bakanın tahminleri tutmuyor. Esas görevi fiyat istikrarını sağlamak olan Merkez Bankası hedefini tutturamıyor.
Enflasyon sadece, piyasadaki hareketin yönünü belirlemiyor. Döviz fiyatını, faiz fiyatını da etkiliyor. Dövizde, faizde bir “yumurta tavuk” ilişkisi var. Enflasyon artınca döviz fiyatı ve faiz yükseliyor. Döviz ve faiz yükselince enflasyon yükseliyor. Bütün mesele doğru ekonomi politikaları ile bu kısır döngüyü kırabilmekte. Bu yapılmaz ise, 2018 yılında enflasyonda beklenen iyileşme sağlanamayacak.