Önümüzdeki dönem için portföy alternatifleri
Yurt içi ve yurt dışı piyasalarda kâbus haftasını geride bırakmak üzereyiz. Tüm negatiflerin tek güne yansıdığı ve kara pazartesi olarak nitelendirilen pazartesi gününden sonra piyasalarda tepki alımlarını görmekteyiz.
ABD iş gücü piyasası ve İmalat PMI rakamlarının tetiklediği resesyon kaygıları, Japon Merkez Bankası’ndan (BOJ) gelen ve sermaye akımlarını etkileyen faiz artırım hamlesi, Ortadoğu’da artan gerilim ve beklenti altı açıklanan muhteşem 7 ve teknoloji bilançoları piyasalarda geri çekilmeye yol açtı. Sermaye akımlarının son dönemde yöneldiği bir ülke olarak bizim piyasamızın da etkilenmesi gayet olağan.
FED ve BOJ yetkililerinden gelen güvercin tonda açıklamalar ile birlikte piyasalarda toparlanma görüyoruz ama volatilitenin devam edeceği aşikâr. Bu tabloda riskli varlıklardan kaçış eğilimi belirgin ve yatırım fonları üzerinden de bunu okuyabiliyoruz.
Ağustos ayının başlangıcı ile son bir haftada yerli hisse senedi fonları başta olmak üzere riskli varlıkları içeren fon sepeti/değişken fonlarda çıkış görüyoruz. Özellikle bankacılık endeksinin son dönemde negatif seyri endeks hisse senedi fonlarından çıkışı hızlandırmış görünüyor.
Öte yanda yatırımcının TL ve dövizde sabit getiriyi düşük riskle alabileceği Para Piyasası, Kısa Vadeli Borçlanma/Kira Sertifikaları/Serbest Fonlar ve mevduat, ters-repo içerikli Serbest Döviz (USD-EUR olarak alınabilen) Fonlar’a para girişinin son dönemde olmadığı kadar arttığını söyleyebiliriz. 1-8 Ağustos haftasında para piyasası fonlarına toplam giriş 42 milyar TL üzerinde gerçekleşti. Kısa vadeli fonları da eklediğimizde 50 milyar TL’nin üzerinde bir net para girişi gözlemliyoruz.
Dalgalı piyasalarda en zor iş, birikimleri korumak ve özellikle enflasyon üzerinde getiriyi sağlamak olarak karşımıza çıkıyor. Risksiz enstrümanlar (mevduat, para piyasası fonu vb.) %50 civarında yıllık getiri sağlayabiliyor ama enflasyon üzeri getiri için riskli varlıklarda da pozisyon almanın gereği ortada. Bu kapsamda portföy oluşturma ve çeşitlendirme her zamankinden daha fazla önem kazanıyor.
Fonlar üzerinden portföy oluşturma tarafında portföy yönetim şirketlerinin haftalık/aylık olarak yayınladıkları içeriklerden faydalanmak mümkün olabilir. Son dönemde kurumların yatırımcılarla iletişim ve bilgilendirme tarafında çok faydalı işler yaptıklarını görüyoruz. Haftalık ve aylık bültenler ile yatırımcılar hem fonlar hem de portföy alternatifleri tarafında destek alabiliyor.
Riskten kaçış portföylerde para piyasası fon payını arttırdı
Ağustos ayı içinde portföy dağılımı önerilerini oluşturan Aktif, Deniz, İş, Kuveyt Türk ve Yapı Kredi Portföy’ün dağılımlarını bu kapsamda incelediğimizde düşük riskli ve likit varlıkların yüksek oranda tercih edildiğini görüyoruz. Bunu anlamak mümkün çünkü volatilite önümüzdeki dönem de devam edecek gibi görünüyor. Bu noktada getiriyi belli bir oranda sabitlemek ve üzerine ek getiriyi sağlayacak varlıkları portföyde bulundurmak mantıklı bir tercih.
Genel olarak bakıldığında tüm portföylerde para piyasası ve temkinli değişken fonlarının payı %30-60 arasında değişiyor. Faizler seviyesindeki yüksek seyir ve para piyasası fonlarının %50 üzeri mevduata denk getiri sağlıyor olması, portföylerin ağırlığının bu enstrümanlardan oluşmasını sağlıyor. En yüksek pay %60 ile Kuveyt Türk Portföy’ün öneri portföyünde belirtiliyor.
Hisse senedi fonları portföy ağırlığı düşüşte
Gri liste, Moody’s not artışı sonrasında yeni hikâye arayan ve düşük likidite/yeni giriş ile birlikte daha yatay-negatif bir seyir izleyen Borsa İstanbul’da, banka 2. çeyrek bilançolarına ilişkin negatif beklenti ve yabancı banka raporları sonrasında bankacılık endeksi önderliğinde geri çekilme görüyoruz. Artan volatilite ile birlikte portföy yönetim şirketlerinin yerli hisse fonu ağırlıklarını da düşürdüklerini görüyoruz. Geçen aya göre bakıldığında Yapı Kredi Portföy %50 olarak yerli hisse senedi fonlarını korumuş ama diğer kurum portföylerinde hisse senedi fonlarının ağırlığı %15-30 (ortalama %20) aralığına çekilmiş görünüyor.