Onlara en son ne zaman içten bir merhaba dediniz?

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]

Bir olay 

Bir Anadolu şehrinden İstanbul’a dönüyordum. Havaalanına geldim. Güvenlikten geçtim. İçeride bir polis memuru ile göz göze geldik. “İyi mesailer” dedim. Biraz şaşırmış vaziyette “Sağolun” dedi. Havayolu şirketinin masasına gidip uçağa biniş kartımı aldım. Biraz salonda oyalandım. Uçağa binme vakti yanaşınca elimde çantam son güvenlik noktasına yöneldim. Uçağa binmeden önceki son kontrol noktası idi ve burada iki X-Ray cihazı ile iki sıra vardı. Bir sırada üç kişi, diğerinde bir kişi bulunuyordu. Doğal olarak tek kişi olan sırayı seçtim. 

Seçtiğim sıradaki genç güvenlik görevlisi son yolcunun da kontrol işlemini bitirmek üzereydi. Pardösümü çıkarıp plastik kaba koymuştum ki, görevli genç ile göz göze geldik: “Bu sıra kapandı, diğer sıraya gidin “ dedi. Diğer sıra hemen yandaydı. Sadece pardösümü çıkarmıştım. Oraya gitmem zor bir şey değildi. Ama genç güvenlikçiye biraz takılmak istedim. O sırada da sıradaki tek yolcunun kontrol işi bitmişti. Pardösümü elime alıp güvenlikçiye gülerek ve sonra da yapmacık bir şekilde suratımı ekşiterek şöyle dedim: “Şimdi neden beni almıyorsunuz diye mesele yapayım mı?” Güvenlikçi güldü. “Buyurun sizi şöyle alayım” dedi. Ben bunun üzerine kendimi suçlu hissettim. Görevi biten genci fazladan çalıştıracaktım. “Ben diğer sıraya geçerim. Sorun değil, şaka yapıyordum” dedim. Genç güvenlikçi “Biliyorum, ama ben ısrar ediyorum. Buradan geçin” dedi. Ben genç güvenlik görevlisini kırmayıp kontrolden geçtim.

X-Ray cihazından geçen pardösümü aldım. İkinci plastik kutunun içindeki bilgisayarımı da çantasına koyarken genç güvenlikçiyle konuştum. “Çok mesele yapıyorlar değil mi?” dedim. Güvenlikçi “Hem de nasıl! Ama sizin gibi güler yüzlü birisinin benim sıradan geçmesini istedim” dedi. Kendisine teşekkür edip salonun içine ilerledim.

Bir yorum

Ülkemizde yasalar ve kurallar pek sevilmez; yasaların ve kuralların uygulamasından sorumlu olanlar da. Bu yüzden yasaların ve kuralların uygulanmasından sorumlu olanlara karşı davranışlar da çoğu kez önyargılıdır. Bu yüzden bu kişilere karşı en azından soğuk davranılır. Ve etki-tepki kuralına göre karşı taraf da, en azından, soğuk durur. Halbuki karşılıklı etkileşimin daha sıcak, daha insanca olması gerekmez mi?

Havalimanlarında ve diğer toplu taşıma araçlarına ait kontrol noktalarındaki güvenlik görevlilerini düşünün. Sıradan bir görev değil, çok önemli bir görev yapmaktadırlar. Korumaya çalıştıkları, yolcuların can güvenliğidir. Bu nedenle, güvenlik görevlisi ne kadar titiz davranıp, görevini ne kadar ciddi yaparsa yolcuların daha da mutlu olması gerekir. Ama bunun tersine, görevini titizlikle yapmaya çalışan kişiye diklenmek, homurdanmak, mutsuzluk sergilemek nedense çok rastladığımız bir manzaradır. 

Güvenlikçilere olumsuz davranmamızın çeşitli nedenleri vardır. Bu nedenlerden en önemlisi, yukarıda belirttiğim gibi, kuralları sevmemektir. Diğer bir neden ise, düşünme özürlü olmaktan gelir. Kişi, bir kaç adım ötesini düşünememektedir. Eğer kötü niyetli birisi, silah veya bomba taşıyorsa ve kontrolde bu gözden kaçarsa, bunun yaratabileceği sonuçları özürlü kişi düşünememektedir. Bir başka neden de, herkesi aynı kefeye koyma önyargısıdır . Kişiye bir güvenlik görevlisi kötü davranmıştır, ya da birisine kötü davranıldığını görmüştür. Tüm güvenlik görevlilerine bu ön-ayarlı pencereden bakar. Bir diğer neden de, patolojik bir durumdur. Kişide, herkesin kendisine kötü davrandığı kuşkusu vardır; işte hava alanındaki güvenlik görevlisi de bu kötü davranacaklardan birisidir.

Bir diğer önyargımız da polise karşıdır. Gazetelerdeki, televizyonlardaki destan yazan(!) polisleri gördükçe yargılar keskinleşir. Yetkisini kötüye kullanan polis var mıdır? Tabi ki vardır. Kullanacak da olacak mıdır? Tabi ki, ve maalesef olacaktır. Ama görevini layıkıyla yapan ve güvenliğimizi koruyan her polisi, yetkisini kötüye kullanan, elindeki biber gazını (organik de olsa (!)) haşerata sıkar gibi kendi yurttaşına sıkan, copunu merhametsizce sallayan, silahını acımasızca ateşleyen insafsızlarla aynı kefeye koymamak gerekir

Sonuç

Güvenliğimiz için kontrol yapan, çok zor şartlarda görevini yerine getiren polise, jandarmaya empati ile, önyargısız yanaşmalıyız. 
Düşünün bakalım: Ne zaman size hizmet eden bir güvenlik görevlisine, bir polise günaydın dediniz, merhaba dediniz? Hiç dememişseniz, bugün ilk denemeyi yapınız. Sıkıcı ve soğuk bir günde belki biraz içini ısıtırsınız.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019