Öncü veriler
Ne olacak otomobilin hali? Bu soruya cevap verebilen bir kişi herhalde çok kısa bir sürede emekli olup, tropikal bir adada ömrünün sonuna kadar refah içinde yaşayacak bir zenginliğe ulaşır. Ekonomi bir bilim dalı olmakla birlikte, ekonomik ajanların beklentileri doğrultusunda ki bunlar ekonomi piyasası içindeki tüm kesimleri ifade ediyor bazen tahmin edilemez noktalara gidebiliyor.
Her ne kadar tahminler, somut, ölçülebilir veriler doğrultusunda gerçekleştirilse de bazen kişilerin içgüdüleriyle attıkları adımlar tahminleri tamamen yanıltabiliyor. Fakat buna rağmen daha önce de yazdığım gibi benim çok dikkatle baktığım iki veri var ki uzun vadede kahve falın bakmaktan çok daha etkili. Bunlardan ilki Baltık Kuru Yük Endeksi. Söz konusu endeks, dünya üzerindeki yaklaşık 600 brokerlik kuruluşunun üye olduğu bir kurum tarafından açıklanıyor. 26 deniz taşımacılığı rotasını esas alarak brokerlerin okyanus taşımacılığı için bu rotalardan kote ettiği fiyatların toplanması ve bu fiyatların bir endeks üzerinden toplanmasıyla oluşturuluyor.
Baltık Kuru Yük Endeksi, bize kabaca küresel deniz ticaretinin yoğunluğunu ve hangi düzeyde seyrettiğini gösteriyor. Dolayısıyla küresel ticaretin daralıp daralmadığı ya da artıp artmadığından giderek emtialara olan talebin canlılığını ortaya koyuyor. Eğer endeks düşüyorsa o zaman emtia talebinde, ticaretinde ve dolayısıyla üretiminde düşüş söz konusu demektir.
Yani mal akışı varsa ticaret ve ekonominin çarkları dönüyor demektir. Dönen çark, tüketime ayrılacak para ve dolaylı olarak yeni araç alımı demektir. İkinci önemli mihenk taşı da ağır ticari araç satışlarıdır. Aslında Baltık Endeksi ile ikincisi birbirine bağlı verilerdir. Özellikle uluslararası ticarette Baltık artıyorsa, kamyon satışları da artacaktır ki dolaşımdaki mallar nihai hedefl erine ulaşsın.
Genel olarak endeksin zirve yaptığı 2014 yılından bu yana inişli çıkışlı bir grafik çizdiği görülüyor. Ama genel olarak aşağı yönlü bir trend izlemiş endeks. Buna mukabil ağır ticari araç satışları da yine zirve yaptığı dönemden aşağıda olmakla birlikte 30-35 bin aralığında gerçekleşmiş. Endeks, 2016 yılına kadar 2 Şubat 2016’da 291 seviyesi ile tarihi dip yapmış.
Tıpkı ağır ticari araç satışlarının 20 bin seviyesi ile global ekonomik krizdeki rakamlara yaklaşması gibi. Endeksin, bu yıl içindeki hareketleri genel olarak yukarı yönlü. Ama bunun arkasında bir önceki yıldan kaynaklanan baz etkisini de göz ardı etmemek lazım. Özellikle şubat ayından itibaren bir yükseliş mevcut. Bunu bizim ağır ticari araç satışlarına oranlarsak, benzer bir artışı gözlemliyoruz. Gerçi, buradaki kırılımda inşaat serisinin ön plana çıktığı gözlemleniyor. Ekonominin diğer alanlarını ilgilendiren çekici pazarında çok kuvvetli bir ivme henüz yok. Lakin, en azından hareketin yukarı yönlü olacağını söyleyebiliriz.
Sonuç olarak, Türkiye özelinde bir sandık belirsizliği olsa da piyasadaki öncü veriler, havanın açık olduğunu gösteriyor. Tabii unutmamak lazım ki bazı zamanlarda ekonomik ajanların attığı adımlar, bazı ülkeleri/ekonomileri genelin aksi bir yola itebilir.