Önceliğimiz kömür mü, insan mı olacak?

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI [email protected]

Soma katliamının şoku toplumda güçllü bir duyarlılık yarattı. Bir yandan aksaklıklar, usulsüzlükler, istismarlar, yolsuzluklar ortaya dökülüyor; diğer yandan sorunun kaynakları ve çözüm yolları çeşitli yönleriyle tartışılıyor. Umarız bu duyarlılık ve zorlayıcılık sürekliliğini korur ve birşeyler değişmeye başlar. 

Geçici, kısmi, yüzeysel ve göstermelik değil de gerçekten köklü ve kalıcı çözümler istiyorsak, sorunu temelden tartışmak gerekiyor. Soma faciası da bir kez daha gösterdi ki, sorunun kökeninde maden sektöründe kurulan sistemin önceliği yatıyor. 

Rödovans ve taşeronlukta cisimleşen sistemin özü daha fazla kömür ve kar üretmeye dayanıyor. Öncelikli motivasyon daha fazla kömür ve kar olunca, bu riskli sektörde kaza ve ölümlere kapı ardına kadar açılmış oluyor. Yasa ve kuralları ihlal, rüşvet, kayırmacılık, istismar iş yapma biçimi haline geliyor. Böyle olunca işin üretim kadar temel bir parçası olması gereken işçi sağlığı ve güvenliği, en fazla istismar edilen alan haline geliyor. Fıtratında ölüm olan madencilik değil, sistemin sakat olması. Ama işçi güvenliği ve sağlığını iş yapma biçiminin özüne yerleştirirseniz, fıtratın öyle olmadığı da ortaya çıkar. 

ozkul-002.jpg

İş güvenliği ve sağlığını iş yapma biçiminin özüne yerleştirmek, tek tarafl ı ve tek boyutlu bir konu da değil. İşin yasal düzenlemelerden işçilerin eğitimine, her düzeyde uygun örgütlenmelerden etkin denetime, stratejiler oluşturmaktan hedefl er koymaya çok yönü var. Ama sonuç almak açısından en tayin edici olanı kuşkusuz işçilerin eğitimi ve işçi denetimi. 

Gerçekten iş kazaları ve meslek hastalıklarını radikal biçimde azaltmak istiyorsak önceliği insan sağlığı ve güvenliğine veren bir üretim anlayışını egemen kılacak düzenlemeler yapmak gerekiyor. Bu çok boyutlu sürecin başarılı olabilmesi için işçiler başta olmak üzere tüm tarafl arın katılımıyla oluşturulacak uzun vadeli stratejiler ve somut hedefl er ortaya koymak gerekiyor. 

Bunun için başka ülkelerin tecrübelerinden yararlanmak da mümkün. Bu açıdan Avustralya’da 2000’lerin başından bu yana izlenen programdan alınabilecek dersler var. 
Avustralya 2002’de iş kazaları ve meslek hastalıklarını azaltmak için 10 yıllık bir ulusal strateji ilan etti. Şimdi 2022’yi hedefl eyen ikinci 10 yıllık ulusal stratejiyi önlerine koydular. 2002’de başlayan ilk 10 yıllık stratejinin uzun vadeli amacı, işyerlerini ölüm, yaralanma ve hastalıklara yol açmayan alanlar haline getirmek olarak belirlendi. 10 yıl sonrasına ilişkin somut hedef ise işe bağlı ölümleri en az yüzde 20, yaralanmaları ise en az yüzde 40 azaltmaktı. 

10 yıllık strateji kapsamında yapılması gerekenler takvime bağlandı. Ayrıca her alanda görevlerin ne kadar yerine getirildiği her yıl gösden geçirildi ve denetlendi. 

Burada temel yaklaşım iş sağlığı ve güvenliğinin işyapma biçiminin temel unsuru olarak görülmesi ve tüm süreçlerde işçilere ve sendikalara etkin bir rol verilmesiydi. Yasaların, kuralların ve standartların oluşturulmasında işçi ve sendikalar, aktif olarak müzakarelerde yer alıyorlar. Aynı şekilde işyeri ve bölge düzeyinde işçi sağlığı ve güvenliği denetiminde işçilerin doğrudan ve güçlü denetimi güvence altına alınmış durumda. Bunun için ulusal düzeyde, eyaletler düzeyinde ve işyeri düzeyinde uygun ortak komiteler ve örgütlenmeler oluşturulmuş. İşçilerin ve işçi temsilcilerinin işgüvenliği ve sağlığı alanındaki hakları ve yetkileri, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün şartlarını da gözeterek yasalarla güvence altına alınmış. 

Denetimin yanısıra işçi sağlığı ve güvenliği eğitimi, sistemin en önemli parçalarından birisi haline getirilmiş. İşyerlerinde sürekli eğitimin yanısıra ilkokullara bile işçi sağlığı ve güvenliği dersi konması gündemde. 2022 hedefi, işçi sağlığı ve güvenliğini bir düzenleyici otoriteye ihtiyaç kalmayacak şekilde tüm tarafl arın çalışma kültürü ve ahlakına yerleştirmek.

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar