Önce sakinleşmek gerekiyor

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI [email protected]

Türkiye bir badire atlattı. Sonuçları daha vahim olabilecek bir kalkışma büyük ölçüde halkın müdahalesi ile görece düşük dozlu hasarla bastırıldı. Olayda hala çok sayıda bilinmez var. İnsanlar hala meydanlarda. Öfke ve tepki hâlâ yüksek. Darbe gecesi anıları hala en cazip konu. Geceye ilişkin anekdotlar, anılar ilgi çekiyor. Bu darbe gecesi aniden artan adrenalin ve onu takip eden coşku düşünülecek olursa bu gelişmelerin hepsini doğal kabul etmek gerekiyor. Ama bu atmosferin de yavaşça değişmesi lazım. Bu değişim normalleşme olarak tanımlanıyor. Toplumun darbe nedeniyle bozulan fabrika ayarlarının normal düzeylerine getirilmesi, hayatın olağan akışına dönmesi kastediliyor bundan. Normalleşme bir süreç. Bu günden yarına hemen olacak bir şey değil. Bu sürecin devreye girebilmesi için bir ön koşul olduğu anısındayım. Toplumsal yaşamın normalleşme sürecine devinmesi için önce sakinleşmek gerekiyor. Henüz sakinleşmiş değiliz. Dolayısıyla normalleşme yönüne dönmemiz de gecikiyor. 

Sakinleşmenin iki boyutu var. Ekonominin sakinleşmesi bunlardan birisi. Öteki de siyasetin sakinleşmesi. Öte yandan, sakinleşme ve normalleşmenin büyük ölçüde yakın geçmişteki gerilimlerle bağlı olduğunu söylemek mümkün. Örneğin, darbenin hemen öncesinde ekonomik koşullar görece bozuksa, iktisadi süreçlere gerilim hakim olmaya başlamışsa, kararlar erteleniyor riskten kaçma eğilimi artıyorsa ve bütün bunlar temel fiyatları ve dengeleri etkiliyorsa kalkışmanın ilk etkisi bunları daha da abartılı bir noktaya itmek olur. Sonuçta gelişmeleri sakinleştirmek ve normalleştirmek daha da zor hale gelir. Benzer bir akıl yürütmeyi siyaset için de yapmak mümkün. Darbe öncesinde siyaset alanı gerilmiş, taraflar ayrışmış, siyasi diyalog kopmuş ise darbe bütün bunları daha da uç noktalar taşır. Bu koşullarda da sakinleşip, normalleşmek daha zor hale gelir, daha uzun zaman ister ve daha büyük özen gerektirir. 

15 Mayıs darbe teşebbüsünü bir de bu gözden irdelemenin yararlı olabileceğini ve ilerisi için önemli ip uçları verebileceğini düşünüyorum. Ekonomi -siyaset ikilisinden ekonominin darbe öncesinde daha normale yakın durumda olduğu kanısındayım. Burada normalden kasıt alışılmış konum ve hıza yakın olmak durumudur. Eğer ekonomide trendler bir süredir beklentilere egemen olan eğilimdeyse ve bunların yönetimi de alışılmış kalıplar içinde biçimleniyorsa durum normal olarak tanımlanabilir diye düşünüyorum. Dikkat ederseniz normalin bu tanımında durumun iyi ya da kötü olması gibi bir ayrım kullanmıyoruz. Alışılmış olması yeterli. Bu konum değişince normalden uzaklaşılıyor sonucu çıkar bundan. Askeri kalkışma alışılmışın ötesinde bir etkendir ve ekonomiyi normalden uzaklaştırır. 

Benzer bir akıl yürütmeyi siyaset için yapmak da mümkündür diye düşünüyorum. Zaman sürecinde siyasete hakim olan ilişki biçimi, üslubu ve kuralları darbenin öncesinde değiştirilmiş ve bu toplumda gerilim yaratmışsa siyaset alanı toplumun normal kabul ettiği konumdan uzaklaşmış demektir. Örneğin, demokratik siyaset ilkelerinin alışılmış durum olduğu toplumlarda siyasetin bu kulvardan uzaklaşması normalden uzaklaşıldığı anlamına gelir. Türkiye’de darbe öncesinde siyasetin ekonomiden daha büyük ölçüde normalden sapmış olduğu kanısındayım. Darbe öncesinde siyasete egemen olan ayrıştırıcı, ötekileştirici çoğu kez de aşağılayıcı yaklaşım bu alanı topumun normal kabul ettiği konumdan uzaklaştırmıştır diye düşünüyorum. 

Darbe öncesinde ekonomi ve siyasetin kendi normalleriyle olan mesafesinin darbe bastırıldıktan sonra ortaya çıkan normalleşme ihtiyacının dozu üzerinde belirleyici olduğu söylenebilir. Kendi normaliyle mesafesi bir hayli açılmış olan siyasetin normalleştirilmesinin bu mesafenin görece daha kısa olduğu ekonomiye kıyasla daha önemli ve öncelikli bir gerek olduğu kanısındayım. Dolayısıyla önce siyasetin sakinleştirilmesi, gerilim yaratan niteliklerinin değiştirilmesi gerekiyor. Bu ekonomiye de daha sakin yaklaşılmasını sağlayacaktır. Böylelikle her iki alanın da normalleşmesinin önünü açılacaktır. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018