‘Önce iş sonra iş dedim hep... Eşime müteşekkirim’
Bu hafta konuğumuz mobilya sektörünün ‘duayen’ yöneticilerinden Serdar Kaya. Dile kolay, 40 yıldır bu sektörde ve rekor üzerine rekor kırmış bir yönetici. “Ailem alıştı benim çalışma tempoma” diyor. Aslında eşine ve kızlarına çok düşkün. Bir torun sahibi, diğeri de yoldaymış. Yine de çalışmayı bırakmıyor. Otel projelerinin aranan ismi. Hatta otelcilik sektörünün Antalya’da büyümesi sebebiyle buraya yerleşmiş. WOO PROJECT’i iki köklü şirketle beraber kurmuş. Kısa zamanda sektörde ses getirmiş. Ekip ruhuna inanan, esprili, güler yüzlü bir insan Serdar Bey. Her seferinde altını çiziyor “Koyu Beşiktaşlıyım” diye. Paylaşmasak olmazdı.
>> Çok uzun zamandan beri bu sektördesiniz.. Nasıl başladınız?
17 yaşında İstanbul Beşiktaş'ta başladım bu işe. En alttan hem de. Çeşitli şehirlerden mobilya ürünleri alan bir mağazanın, satış elemanıydım. Sadece bu değil. Ürünlerin nakliyesini yapan, ürünleri müşteriye taşıyan, montajını yapan karşılığında bahşişini alan bir eleman olarak sektöre giriş yaptım.
>> Aileniz hayattaki seçimlerinizde ne kadar etkili oldu?
Aile bence sorumluluk anlamına geliyor. Başta eşim ve sonra kızlarım, şimdi de torunum. Açıkçası her zaman bana destek oldular. Yoğun çalışmalarımdan şikayetçi olmadılar. “Önce işim sonra eşim” felsefesini kabullendiler. İlk çocuğum doğduğunda Yurtdışına Sevk edilecek tırları yüklüyordum. Yükleme bitti. Ondan sonra hastaneye gittim. Haliyle geç kaldım. Kızım 1 saat evvel dünyaya gelmişti.
'Talaş kokusu içime işlemiş bir kere...'
>> Çok şehir değiştirmişsiniz ama dönüp dolaşıp Antalya’ya geri gelmişsiniz …
Hayatı biz yönetemiyoruz diyebilirim. Karşımıza çıkan teklifler veya ortamlar sizi çeşitli firmalara, ülkelere ve şehirlere gönderiyor, Son 6 senedir projeli işler üzerine çalışma hayatım ihtisaslaştı. Özellikle otel dekorasyonunda. Bu işin iş yoğunluğu Antalya’da olduğu için döndük dolaştık bu sefer de iş ortağı olarak geldik.
>> Bundan başka hangi mesleği tercih ederdiniz?
Aslında ben sistem kurup kurduğum sistemin yönetimini yapıyorum. Sektör ne olursa olsun yöneticiliği seviyorum. Mobilya sektörü ne kadar zor da olsa talaş kokusu içimize girince başka bir meslek düşünemiyorum. Galiba zoru ve çok çalışmayı seviyorum,
>> Kariyerde eğitimin, ilişkilerin ve tecrübenin payı size göre yüzde kaçtır?
Özellikle sizin mesleğinizde. Eğitim çok önemli, fakat sadece eğitim yetmiyor. Özel mesleki kurslar, saha da yetişmek, işini sevmek, şirketini sevmek ve işe inanmak, bazı konuları zamana bırakmak, çok çalışmak, dürüst ve adaletli olmak gibi bir çok konuyu ekleyebiliriz. İlişkiler en önemli konulardan biri. Sizin işi çok iyi bilmeniz yetmiyor, çalışma arkadaşlarınız ile başarılı oluyorsunuz. Yani takım işi bu. Bence iyi bir lider önce takımını iyi oyuncular ile kurar, ilişkiler, verimlilik ve kalite politikaları ile başarılı olur. Tecrübe, deneyim, yapılan hataların tekrarlanmaması çok önemli. Çocuğunuza “Sobaya elini uzatma elin yanar” dersiniz. Çocuk muhakkak bunu dener ve eli yanar, bir daha da aynı hatayı yapmaz. Tecrübeli yöneticiler de krizleri görüyor ona göre şekil alıyor, karlılığı görüyor ona göre yatırım yapıyor. Fakat ben tecrübeli insanların da hata yapacağını düşünen bir kişiyim. O yüzden alınacak tüm kararların yönetim kurulunca tartışılmasından yanayım. Son kararı yine ben veririm yine de. Şaka yapmıyorum. Ben iyi eğitimli, tecrübeli, ilişkileri düzgün, kişiliği oturmuş, egoları olmayan dürüst ve çalışkan bir yöneticinin genelde başarılı olacağını düşünüyorum
'Sözleşme şartları iyice okuyun, yoksa batarsınız'
>> Bu işte ekmek var mı?
Evet, işinizi doğru yaparsanız para kazanırsınız. Pazardaki yerinizi iyi konumlandırmalısınız. Maliyet, genel giderleriniz ve kar oranlarınızı doğru tespit edip, yapılacak işin termin süresini doğru tahmin ederek işi almalısınız. Her sektörde olduğu gibi rekabette nerede duracağınız iyi tespit etmelisiniz. Yanlış kararlar istenmeyen yerlere götürebilir sizi. İmzalayacağınız sözleşmenin şartlarına dikkat etmeniz gerekir.
>> Bu mesleğin sıkıntıları ve güzellikleri nelerdir? Rekabet sert mi?
Rekabet çok sert. Firma yöneticileri her kalemde 15-20 firmadan teklif alıp, en düşük fiyata, en iyi firmaya işi vermeye çalışıyor. Üretim firmalarına gerekli teslim süresi bile sorulmuyor. Firmalar kendi ekonomik durumlarına göre satın alma yapıyorlar. Muhtemel termin süreleri pek dikkate alınmıyor. Taşeronlar bu şartlarda işi zamanında bitiremiyor gecikme cezaları ile büyük darbeyi yiyorlar. İşinizi zamanında ve kaliteli bitirdiğinizde, hem gurur duyuyorsunuz hem paranızı tahsil ediyorsunuz hem de bir sonraki işi de garanti altına alıyorsunuz. Oteller 3 – 5 yıl içinde renovasyon yapıyorlar. Bu da size hep yeni bir iş olarak dönüyor. İlişkiler bu işin en önemli kısmıdır.
'Kızları zengin kocaya verelim kuralu artık geçerli değil'
>> Hiç unutamadığınız bir anı var mı?
40 senedir bu sektörde çalışınca tatlı da acıda bir sürü anılarınız oluyor elbette. Bu sektördeki başarılarımın büyük mimarı Sn. Faruk Malhan’a teşekkürlerimi sunuyorum. 18 yıl yöneticiliğini yaptığım firmada üst üste 5 kere yılın yöneticisi seçildim. Hiç unutamadığım bir başarı.
>> Bu işi yurtdışında yapmak ister miydiniz?
Yurtdışında bu işi yapmak benim bilgi ve tecrübemi aşar. Bizler yurt dışından iş alıp, aldığımız işleri başarılı bir şekilde tamamlarız. Ötesi bana uzak geliyor.
>> Çocuklarınız bu işi yapsın ister misiniz? Yoksa torunlar mı desek?
Dünyada artık kolay iş yok. Benim tecrübelerimden faydalanarak buişi yapmalarını isterim. Gençlik dönemlerimizde geçerli olan “kızları zengin kocaya verelim kurtaralım” kuralı da artık geçerli değil. Çalışacaklar. Torunlar da tabii.
>> Teşekkür ederim...
Ben de, bana ve WOO PROJECT’e gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim. Antalya’dan DÜNYA Gazetesi ve okuyucularına bol selam ve sevgi.