Önce felsefe, sonra teknik
Biraz tarih
Biraz tarih Almanlar 1940 baharında Fransa’ya girince, Amerikalılar savaşın kendilerine de yanaştığını daha iyi görmüşler. Savaş malzemesi üretiminde gaza basmanın, üretimi hızlandırmanın zamanı geldi demişler. Fakat karşılarına yetişmiş eleman sorunu çıkmış. Çünkü deneyimli işçiler silah altında imiş. Geriye kalanlar ise deneyimsizlermiş. Bunun üzerine ne yapalım diye kafa yormuşlar. Zamanın “Savaş İnsangücü Komisyonu “(War Manpower Commission) aynı yılın ağustos ayında eleman yetiştirmek için bir eğitim programı geliştirmiş. Buna “Endüstri İçinde Eğitim” (Training Within Industry- TWI) demişler. Ve bunu orduya malzeme üreten şirketlerde uygulamaya başlamışlar.
Ne derler “Güneşin altında hiçbir şey yeni değildir.” İşte bu eğitim programı da tamamen sıfırdan üretilmiş bir yenilik değilmiş. Amerikalılar, Birinci Dünya Savaşı sırasında da benzer bir yetişmiş eleman sorunuyla karşılaşmışlar. O zaman da gemi yapım sanayii için bir mesleki eğitim programı geliştirilmiş. Bu programın mimarı Charles Allen imiş. Allen’ın eğitim ve felsefe alt-yapısı varmış. Ama pratiğe çok inanıyormuş. Geliştirdiği program dört aşamaya oturmuş: Hazırlık, sunum, uygulama ve test etme.
İşte Birinci Dünya Savaşı sırasında geliştirilen mesleki eğitim programı, İkinci Dünya Savaşı'ndaki TWI programına ilham vermiş. TWI programı ile eğitilen işçiler, İkinci Dünya Savaşı’nın cephe gerisindeki askerleri olmuş. Savaş sona erince bu kez işgal altındaki Japonya’nın ihyası gündeme gelmiş. Modern imalat tekniklerini öğretmek üzere Amerikalı uzmanlar Japonya’ya yollanmış. Bunların arasında TWI uzmanları da varmış. İşte bazı Japon firmaları bu teknikleri benimseyerek uygulamaya başlamışlar. Bunlar arasında Toyota başı çekiyor.
Toyota’nın felsefesi
Toyota firması TWI (Endüstri İçinde Eğitim) programını almış ve 1950 yılından beri kullanıyor. Görüldüğü gibi, orijinal fikir Japonların değil. Ancak iyi bir fikri alıp daha da geliştirerek uyguluyorlar.
Asıl mesele, teknikten önce işin felsefesine inanmaktan geçiyor. Toyota, başarıya, ya da başarısızlığa giden yolun her şeyden önce insandan geçtiği sırrına ermiş. Bu insanı da eğitimle geliştirmek gerekir felsefesine inanmış. Şöyle bir inanışları var: “Biz sadece araba üretmeyiz; insan geliştiririz” (We do not just make cars; we build people.)
“Endüstri İçinde Eğitim”
(TWI) TWI programı dört temel modülden oluşuyor: İşin Öğretilmesi (Job Instruction), İş Metodları (Job Methods), İş İlişkileri (Job relations) ve Program Geliştirme (Program Development).
İşin öğretilmesi modülünde önce işin analizi yapılıyor; iş, elementlerine ayrılıyor. Sonra her bir elementin önemli boyutları ve bunu yapmak için gerekli beceriler bulunuyor. İş, dört adımlı bir yöntemle bu işi yapacak kişilere öğretiliyor.
İş metotları modülünde bir işin her yönü ve aşaması sorgulanıyor. Bu şekilde gereksiz adımlar ve varsa israf ortadan kaldırılıyor. Bu şekilde prodüktivite artırılıyor.
İş ilişkileri modülünde yöneticilere iş ilişkilerini geliştirme metotları öğretiliyor. Örneğin, çalışanlara nasıl geri-bildirimde bulunulur, çalışan nasıl takdir edilir, çalışanlarla iletişim nasıl sağlanır gibi konular işleniyor.
Program geliştirme modülü, eğitim programı geliştirmeyi kapsıyor: Eğitim ihtiyaçlarının saptanması, bir eğitim planı yapılması, yönetimden destek alınması, planın uygulanması, sürveyanların eğitilmesi ve eğitim programının değerlendirilmesi.
Son sözler
Başarı ile kullanılan ve başarı üreten bir eğitim programının yukarıda tarihçesini ve temel ögelerini verdim. Toyota, bugün otomobil dünyasının devlerinden. Örneğin, geçen yıl 10,23 milyon araba satmış. Toyota’yı 10,14 milyon araba ile Volkswagen ve 9,92 milyon araba ile General Motors izliyor.
Tekrar etmekte yarar var. Önemli olan teknik, ya da program değil. Önemli olan, önce işin felsefesine inanmak. Yapılan iş ister üretim, ister hizmet olsun, başarının özünde insan yatıyor; yetkin insan, yetişmiş insan. Biz, ülke olarak maalesef henüz bu felsefeye inanmış, bu gerçeği keşfetmiş değiliz.