Önce enflasyon diyenler yapısal sorunların çözümünde samimi olamaz!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından bu hafta başında açıklanan ekonomik veriler, Yeni Ekonomi Programının başarı şansının çok düşük olduğuna ilişkin rakamları gözler önüne sermeye devam etti. Amerikalı Rahibin serbest kalması sonrasında ise, yapay zorlama ile düzeltilmeye çalışılan kısa vadeli beklentilerin ekonomi cephesinde çarkların dönmesine katkı yapmayabileceği olasılığını güçlendirdi.

Temmuz ayı işsizlik oranları, mevsimlik koşulların desteğine rağmen yüzde 10,8 oranına yükselmiş. Tarımsal Üretici fiyatları ise Eylül ayında yüzde 3,68 oranında yükselmiş, yıllık rakam ise yüzde 16,09 düzeyine sıçramış. Bu veriler 2019 yılına ilişkin beklentiler açısından iyi şeyler söylemiyor. Döviz kurlarında yaşanan gerilemeye rağmen kaynak sıkıntısının ciddiyetini koruyor ve kredi mekanizmasının çalışmıyor olması, yapay iyimserlik zorlamalarının ekonomik eğilimler üzerinde etkisiz kaldığını düşündürüyor.

İşsizlik oranı seri bir şekilde yükselebilir

Yeni Ekonomi Programı, katı mali disiplin iddiası taşıdığı için istihdam desteklerinin büyük ölçüde kesileceğini hesaba katmak ve sormak gerekiyor. Bir yandan bu durum ve diğer yandan yüksek enflasyon oranında ücret zammını, iş dünyası kaldırabilir ve mevcut istihdamın korunması mümkün olabilir mi? Veya işsiz kalmamak adına ücretlilerin fedakarlık yaptığını varsayalım, bu durumda iç talep ve sorunlu krediler hangi oranlara sıçrar ve işsizlik oranı nereye koşar? Boşa koysak dolmuyor ve doluya koysak almıyor; tüm olasılıklar işsizlik oranının seri bir şekilde yükselebileceğini, iş barışı ve istikrarı yeniden tesis etmenin çok zor olacağını söylüyor.

Tarımsal üretim sert şekilde daralabilir

Tarımsal Üretici fiyatları ise daha farklı bir tehlikeyi ön plana çıkarıyor! Maliyetlerdeki yüksek oranlı artışları karşılamayan piyasa fiyatları nedeniyle, tarımsal üretim sert bir şekilde daralabilir ve açığın ithalat yolu ile kapanarak fiyat artışlarının sınırlı tutulması olanaksızlaşabilir. Böyle ciddi bir tehlike var iken Hal Yasasının çıkarılması pek bir işe yaramayabilir. Tarımsal üretim cephesindeki olumsuzluklar, işsizlik oranının artmasına ve diğer sorunların ağırlaşmasına ek katkılar sunabilir. Tohum, gübre ve yemlerdeki indirimli fiyatlara rağmen, son bir yıllık artışların yüzde 60 düzeyini aşıyor olması daha farklı düşünmeye izin vermiyor.

Son on beş yıl genelinde iç talebin sağlıksız ve aşırılıkları zorlayan bir şekilde desteklendiğini, yatırımların ve istihdamın hizmet sektöründe yoğunlaştığını, kaderine terkedilen tarımsal ve sınai üretimin yüksek düzeyli borçlar altında bunaldığını gözlemliyoruz. Kredi mekanizmasının artık çalışamıyor olması söz konusu eğilimlerin aynı şekilde devam edemeyeceğine, olması gerekene geçişin sancılı ve uzun süreli olabileceğine işaret ediyor.

Döviz kurunu geriletmek için her yolun kullanılması çözüm değil

Önce enflasyon diyerek döviz kurlarını geriletmek için her yolu kullanmaya çalışanlar ise, yapısal sorunlar olarak karşımıza çıkan bu durumu görmezden gelmekte ısrarlı olmayı sürdürdükleri için çok yanılıyorlar! Ekonomik dengelenme için, yapısal açmazlara kalıcı çözüm gereksinimi ile enflasyon konusundaki hassasiyetler uyuşmuyor!

Çok yönlü istikrarsızlaşma eğilimleri bir sonuçtur ve ağırlaşmış yapısal sorunlar önemli sebepler arasındadır; bu gerçeği kabullenmek istemeyenler yanlışlarından arınamadığı sürece, yaşamakta olduğumuz kriz derinleşebilir. Kaynakların nispeten bol olduğu dönemlerde enflasyondaki gerilemenin rantı peşinde koşanlar, göz boyayarak yapısal sorunları ihmal etmekle yetinmedi ve yenilerini yaratmaktan kaçınmadı. Kaynaklar kıtlaştığında ise lafla peynir ekmek gemisini yürütmeye ve statükoyu nafile bir şekilde korumaya çalışıyorlar; bu türden yaklaşımlar kıtlaşan kaynakların israfına sebep olarak, kırılganlık yönündeki olumsuz algıları çok daha tehlikeli seviyelere sıçratabilir.

Mevcut küresel koşullarda hem yapısal sorunları kalıcı olarak çözmek ve hem de fiyat ve finansal istikrarı korumak olanaksızdır. Beklentileri yönlendirerek günü kurtarmaya odaklananlar, yapısal sorunlara kalıcı çözüm konusunda hiç samimi olamadı! Yeni Ekonomi Programının bakış açısı, bu konularda yeni şeyler söylemiyor ve bu yapısı nedeniyle başarı şansı olmayacak gibi görünüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar