Önce ayakta kalmalıyız
Salı günkü yazımda 2024’ün şirketler için zor geçebileceğini söylemiştim. Gerek uygulanmakta olan ekonomi programı gerekse de dünyada konjonktürün iyileşmesi ile 2025-2027 arası dönemde hem makro ortamın, hem de işlerin iyi olacağını düşünüyorum.
Burada temkinli bir iyimserlik içindeyim çünkü önümüzde zorlu bir 2024 var ve bu sene ayakta kalmalıyız. Geçen yazımda bununla ilgili bir giriş yapmıştım.
Zor zamanlarda yönetim stratejileri
Konuya girelim. 2024 senesi Türkiye için zor bir dönem. Neden? Üç konu var. Birincisi talep daralması. İkincisi likidite riski. Üçüncüsü ise enflasyon ile artacak ve karı minimize edecek maliyetler. Buna finansman maliyetleri de dahil. Bu nedenle temkinli iyimserliğin, temkinlilik tarafı bu sene daha ağır basmalı. Yani öncelikli amacımız hayatta kalmak, sonrasında ise yepyeni büyüme fırsatlarını yakalamak.
Zor zamanlarda yönetim, bazı özel stratejiler gerektiriyor. Bu zor zamanlardan geçerken üç ana stratejimiz olacak: 1- Risklerimizi belirlemek, 2- Riskleri yönetmek için tedbirler almak, 3- Sonraki dönemler için inovasyona dayalı büyüme stratejilerini planlamak.
Riskleri ve maruziyetleri belirlemek
Riskleriniz dış çevre (makro ortam) veya kurumsal kaynaklı olabilir. Her hâlükârda ne kadar risk maruziyetiniz olduğunu belirlemelisiniz. Bunu hem şirket seviyesinde hem de iş birimleriniz seviyesinde yapmalısınız.
Diğer bir ifade ile risklerin şirkete ve iş birimlerine olan etkilerini sıkı bir şekilde çalışmalısınız. Bu amaçla senaryo analizinden faydalanabilirsiniz. Ben genellikle yardımcı olduğum şirketlerde üç senaryo çalıştırıyorum. İyimser, ortalama ve kötümser risk senaryoları. Sonra bu senaryoların şirketi nasıl etkileyebileceği üzerinde düşünüyoruz.
Bu senaryolar üzerinde simülasyonlar yapıyoruz. Örneğin, satış hacmi yüzde 20, fiyatlar yüzde 10 düştüğünde, ticari borç vadeleri kısaldığında veya alacak vadeleri uzadığında ne olur? Üç temel senaryo için, birkaç ayrı simülasyon belirler ve hep birlikte ortaya çıkacak tabloya bakarız. İnanın kriz zamanında bunu yapmak çok zor. Bunu şimdi yapmak zorundasınız.
O panik ortamında sağlıklı düşünmek ne yazık ki mümkün olamayabiliyor. Simülasyonlar genellikle adet, fiyat, maliyetler, giderler, varlık değer düşüklüğü, stoklar, işletme sermayesi, kapasite, müşteri kazanma ve elde tutma oranları, vb. parametrelerde oluyor. Bu değişik simülasyonlarda ortaya çıkabilecek riskleri tespit edip, bunları kayıt altına almalısınız. Masanızın üzerinde durmalılar.
Riskleri yönetmek, maruziyetleri kapatmak
İlk stratejide senaryolar çalıştırdık ve durum tespiti yaptık. İkinci stratejimiz bu riskleri yönetmek için gerekli aksiyonları almak. Burada iki temel aksiyon alanı var: 1- Mali yapınızı korumak, 2- İşinizi korumak. Mali yapıyı korumada amaçlanan, işin devamı için yeterli nakdi ve finansmana erişimi sürdürülebilir kılmak. 2024’te en ciddi mesele de bu.
Mali tarafta gerekli tedbirleri alırken, işiniz için de tedbirler almalısınız. Ürün karması tercihleri, doğru fiyatlama, maliyet tasarrufları, verimlilik adımları, yalınlaşma, dijitalleşme, yatırım kararları, vb. konularda doğru kararları ortak akılla almalısınız. Burada atılacak tüm adımlar, senaryolardaki risklere yönelik olmalı.
2024 sonrası dönem için büyümeyi planlayın
Sıçramak için önce kuvvet almak zorundasınız. 2024’ü bu anlamda fırsat olarak görün. 2025-2027 dönemi için fırsatlar bu dönemden görülmeli ve gerekli planlamalar yapılmalı. 2024’e sizler kadar hazır olmayan rakipler, inovatif ürünleriniz, zor dönemlerde kurduğunuz müşteri ilişkileri, organizasyon ve süreçlere yaptığınız dijital yatırımlar, sizi büyümeye taşıyacak. Haftaya salı günü risk yönetim stratejilerinin detayları ile devam edeceğiz.