On yılda 333 milyar cari açık verildi, giren döviz ise 374 milyarı buldu

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]


TÜİK'in turizm istatistiklerini revize etmesinden sonra Merkez Bankası da ödemeler dengesi verilerini 2003 yılından bu yana olan dönem için yeniden oluşturdu. Yapılan bu düzenlemeyle birlikte cari açık azaldı, bu da net hata ve noksanın aynı ölçüde azalması sonucunu doğurdu.

Merkez Bankası'nın ocak ayı verisini açıkladığı geçen hafta yıllıklandırılmış cari açığa ilişkin son durumu 2010'dan bu yana aylık bazda aktarmıştık. Bu kez turizm verisine bağlı değişim sonrasında yeniden oluşan aylık rakamları 2003'ten bu yana olan dönem için bir tabloya döktük. Ve bir de son on yılda ödemeler dengesinde nasıl bir detay ortaya çıktığını irdelemek istedik.

Her yıla ortalama 33 milyar açık

Türkiye, 2003-2012 dönemini kapsayan on yılda, bir başka ifadeyle AKP döneminde toplam 333 milyar dolar cari açık verdi. Bu dönemdeki net hata ve noksan ise pozitif 26 milyar dolar oldu.

Net hata noksan, ağırlıklı olarak cari işlemler hesabındaki ölçüm hatasının bir sonucu. Net hata ve noksanın pozitif olması, cari işlemlerde ya gelirlerin olduğundan düşük ya da giderler olduğundan büyük yazıldığını veya bu iki durumun birden yaşandığını gösteriyor.

Finansman hesabında net hata ve noksana yansıyacak ölçüde bir ölçüm hatası olacağı ise beklenmiyor.

Dolayısıyla net hata ve noksandaki pozitif rakam, bir anlamda cari açığın o miktarda daha düşük olması gerektiğini gösteriyor.

Ödemeler dengesi hesabının bir bilanço olduğu ve toplamının her zaman için sıfır çıkması gerektiği gerçeğini bir kez daha vurgulayalım. Net hata ve noksan, kimilerinin sandığı gibi döviz giriş ve çıkışlarına ilişkin bazı hareketlerin yazıldığı bir kalem değil. Ödemeler dengesinin cari denge ve finansman kalemi toplanıyor, normalde birbirine eşit olması gereken bu kalemler eğer toplamda sıfır sonucu vermiyorsa, ortaya çıkan fark, ters işaretli olarak net hata ve noksana yazılmak suretiyle ödemeler dengesi toplamının sıfır olması sağlanıyor.

Yani, net hata ve noksan ne bir finansman kalemi, ne de bir gider kalemi. Hem ileri sürüldüğü gibi net hata noksana yazılmak durumunda kalınan tutarların hangi kalemlerden kaynaklandığı bilinse, kuşku yok ki bunların ilgili kalemlere yazılmaları yoluna gidilirdi. Bu durumda da net hata ve noksan hep sıfır olurdu. Ayrıca, ödemeler dengesine ilişkin öngörü bazındaki bütün tablolarda net hata ve noksan kaleminin sıfır olduğu unutulmamalı. Ne yani, ta baştan ödemeler dengesine ilişkin hedef belirlenirken, rakamlarda ölçüm kaynaklı bir hata olacağı varsayımıyla yola çıkılamazdı ya…   

Fazladan 68 milyar geldi

Cari işlemler dengesinin son on yılda 333 milyar dolar açık verdiğini belirttik. Bu on yıllık dönemde finansman kalemindeki giriş 307 milyar dolar oldu. Aradaki 26 milyar dolarlık fark, pozitif net hata ve noksanı gösteriyor.

Şöyle de demek mümkün; demek ki ya gerçek cari açık 307 (333-26) milyar dolar ya da aslında gelen döviz, yani finansman 333 (307+26) milyar dolar.

Biraz önce de vurguladık, net hata noksan çok büyük bir ağırlıkla cari işlemlerdeki ölçüm hatasının bir sonucu olduğu için birinci olasılığın, yani gerçek cari açığın 307 milyar dolar olduğunu gösteren olasılığın gerçeğe daha yakın olduğunu varsaymak gerekiyor.

On yılda çıkışlar düşüldükten sonra net 307 milyar dolarlık bir finansman sağlanmış. Aslında finansmanın gerçek düzeyi çok daha fazla, 374 milyar dolar.

On yılda gelen 374 milyar doların 307 milyar doları cari açığın kapatılması için yeterli olmuş. Yani ortada 68 milyar dolarlık bir fazla var.

İşte ihtiyacın ötesindeki bu 68 milyar dolarlık fazla, on yılda Merkez Bankası rezervine eklenen tutarı gösteriyor.

Üçte biri geçen yıl

Yabancılar, "Aman Türkiye'ye döviz götürelim de destek çıkalım" diye düşünmüyorlar elbette; bizim kara kaşımıza, kara gözümüze sevdalı değiller. Onların sevdası, bizim faizimiz. Her ne kadar bize çok düşük geliyorsa da, Türkiye'deki faiz Batı ile kıyaslanmayacak kadar yüksek. Yabancıyı cezbeden de bu zaten.

İhtiyacın çok üstünde döviz giren yıl olarak 2012 dikkat çekiyor. 2012'de 47 milyar dolar cari açık vermişiz, gelen döviz ise 66 milyarı bulmuş ve bu dövizin neredeyse üçte biri, 21 milyar doları Merkez Bankası rezervine eklenmiş.

İhtiyaçtan fazla yüklü döviz gelen diğer yıllar 2005 ve 2010. 2005 yılında Merkez Bankası rezervine eklenen tutar 18 milyara, 2010'da rezerve eklenen tutar ise 13 milyara yaklaşmış.

2011 yılında ise finansman kalemindeki giriş cari açığı karşılamaya yetmemiş ve Merkez Bankası rezervinden 1.8 milyar dolarlık kullanım gerçekleştirilmiş. Hani neredeyse genlerimize işlemiş meşhur "cari açığı finanse edemezsek" kaygısı var ya, o durum ortaya çıkmış işte! Üstelik bu durum yalnızca 2011'de de yaşanmamış. 2008 yılında da gelen dövizle cari açığı kapatmak mümkün olmamış ve Merkez Bankası rezervinden bu kez 1.1 milyar dolar kullanılmış.

96-001.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar