On yıl…

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]

Hafta sonunda, bazı öğrenci arkadaşlarımızın düzenlediği bir toplantıda konuşmak üzere, birkaç aylık bir aradan sonra tekrar Eskişehir yollarındaydım. Söz ihracat üzerine konuşmaktan ve yazmaktan açılınca, ağırlıklı olarak gazetemizde ve sonra istekobi.com.tr sitesinde olmak üzere diğerleriyle beraber 600’e varan makalem ile 60’ı geçen video anlatımım ve şu anda iTunes ile erişilen, TRT Okul için Anadolu Üniversitesi tarafından yapılan Uluslararası İşletmecilik derslerindeki katkılarımı ve görsel anlatımlarımı aktardım. İhracat üzerine çalışmak isteyenlere ciddi bir referans kitaplığı olacak bu birikimlere bakmalarını salık verdim.
Konuşma arasında, “İhracat Sohbetleri” köşesinde 10 yıl geçirdiğimin sözünü edince, köşe yazılarıma nasıl başladığımı hatırladım. Kadim dostum Osman Ata Ataç’ın ricası ile değerli adaşı Osman Arolat’ı görmeye gittiğimde, onu beklerken sohbete daldığımız değerli Hakan Güldağ, bir süre sonra yaptığı köşe yazarlığı önerisine karşı, benim çekincelerimi tatlı ısrarları ile yok edip beni ikna edeli on yılı geçmiş.

Bazı dostlarımızın bana “Gazeteci” demelerine hep ve hala karşı çıkıyorum. Ben kendimi sadece, gazetemizdeki köşesinde fikirlerini ve ihracatçıların sorunlarını dile getiren “Köşe Yazarı” olarak tanımlıyorum. Gerçek gazeteciğin ne kadar farklı olduğunu ve nasıl farklı birikimler gerektiğini, onlarla daha fazla vakit geçirince anladım.

Geriye dönüp ilk sohbetimize baktığımda, ana fikir omurgamın değişmediğini, aksine daha da güçlendiğini ve hatta dallanıp budaklandığını gördüm. “İhracat Yapalım O Zaman” başlığını taşıyan bu sohbet içerisinde, “İhracat farklı bir iştir ve farklı bir biçimde yönetilmesi gerekir. Bunun için de işletmenin kaynaklarının bir kısmının da bu farklı iş için kullanılması gerekecektir. Bu işe hangi kaynağın ne kadarının tahsis edileceği, ne zaman ve nasıl kullandırılacağı, ihtiyaç duyulan kaynak yeterli değilse nasıl ve nereden temin edileceği hep yöneticinin görevi olacaktır. Şüphesiz, kaynak tahsisine ve kullanımına karar verebilmek için, öncelikle nelere ihtiyacımız olduğunun tespiti gerekmektedir. İlk adım işletmemizin ihracata yönelik olarak yeterliliklerini ve yetersizliklerini tespit etmektir” diyorum.

Bu söylediklerimizin ne kadar önemli olduğunu, yıllar içerisinde karşılaştığımız olayları düşünerek bir kez daha vurgulamak isterim. İş insanları dostlarımızla beraber olduğumuz ders, seminer, toplantı vb. etkinlikler ile danışmanlık için beraber olduğumuz anlarda, en önde belirttiğim konu hem işletmenin hem de ihracata sunulacak ürünün yeterliliklerinin belirlenmesi. Ne acıdır ki Türk ihracatçılarının %75’e varan çoğunluğu, ihracat pazarlarında ancak 3 yıl tutunabilmekte ve sonrasında ihracat pazarından çıkmaktadır. Büyük işletmelerde bu sorun yok gibi, zaten onlar da tüm ihracatın %60’a varan kısmını gerçekleştiriyorlar. Ancak Türk işletme yapısına baktığımızda TÜİK rakamlarına göre işletmelerin %99.9 oranında mikro ve KOBİ olduğunu düşünürsek, hedeflenen ihracat rakamlarına ulaşmanın hayal olarak kalması gibi olumsuz gelişmelerle yüz yüze gelebiliriz.

Atasözü “Kişi kusurunu bilmek gibi irfan olmaz” diyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019