On yıl sonrasını görebiliyor musunuz?

Güventürk GÖRGÜLÜ
Güventürk GÖRGÜLÜ PAZARLAMA 3.0 [email protected]

Geçtiğimiz yılın mart ayında Türkiye’de televizyon üreticilerinin içinde bulunduğu krizden söz etmiş ve Avrupa Birliği’nin TV üreticilerine verdiği 12 yıllık koruma süresi içinde Türkiye’deki üreticilerin ve hükümetlerin herhangi bir hazırlık yapmadıklarına değinmiştik.

Bunun sonucunda tüplü televizyonların pazar payı hızla yüzde 90’lardan yüzde 20’nin altına gerilerken, ülkemizdeki TV üreticilerinin Avrupa pazarında Uzakdoğu ürünleriyle rekabet edebilmek için 3.5 milyar dolar gibi dev bir yatırıma ihtiyaç duyduklarını anlatmıştık. Pazarlama faaliyetinin aslında daha ürün ortada yokken başlaması gereken bir süreç olduğunu vurgulamak için verdiğimiz bu örnekle çok yakından ilgili, fakat tam tersi bir başka haber, geçtiğimiz günlerde yeni ekonominin meşhur dergisi New York merkezli Fast Company’nin web sitesinde yayınlandı.16 Mart 2009 tarihli, Chris Dannen imzalı habere kısaca bir göz atalım...

Ekonomideki daralmaya rağmen ABD’de bu yılın ocak ve şubat aylarında LCD TV satışları geçen yıla göre yüzde 20 artış gösterdi. Avrupa’da ise bu artış oranı yüzde 50’ye ulaştı. Samsung’un LCD bölümünden sorumlu başkan yardımcısı Scott Bimbaum’a göre ekonomideki aşağı gidişe rağmen, tüketicinin LCD televizyona olan ilgisinin canlanması fiyat düşüşü dışında üç faktöre bağlı. Bunlar; formattaki değişim, film deneyimi ve bilgisayarların tüketicinin televizyondan beklentisini değiştirmesi.

Tüketicinin ev sineması deneyimini ileri götürmek için hep daha büyük televizyonlara yatırım yaptığını dile getiren Bimbaum, bu beklentiye karşılık şimdiye kadar televizyonların görüntü kalitesinin ekran boyutuna paralel olarak artmadığını dile getiriyor. Şimdi ise elektronik şirketleri 120 ve 240 Hz görüntü yenileme hızında LCD televizyonlar üretiyorlar ve iki gerçek görüntü karesinin arasına üç ara değer karesi (interpolate) sıkıştıran yeni bir teknolojiyle görüntü kalitesini, ekran büyüklüğüne paralel artırabiliyorlar. Bimbaum’a göre bu sayede tüketiciler eski LCD ve tüplü televizyonlarını yenileriyle değiştirme isteği gösteriyor.

Ekran ve görüntü kalitesine ek olarak şimdiye kadar ekran büyüdükçe ağırlaşan ve ciddi duvar montajları gerektiren LCD TV’ler yerine artık Bimbaum’un deyimiyle tablo gibi asılabilecek televizyonlar üretilmeye başlandı. Televizyon üreticileri artık kalınlığı en fazla 10 mm yani 1 santimden ince LCD TV’leri piyasaya veriyorlar. Tüketicilerin sinemadaki deneyimi eve taşımaya çalışmaları da TV satışlarını artıran bir diğer gelişme.

Bu eğilimi “Vidification” olarak adlandıran Bimbaum, LCD TV’lerdeki geleneksel kompakt floresan aydınlatmanın yerini LED aydınlatmanın almasıyla hem televizyonların hafiflediğini, hem de daha keskin siyahlar ve derin kontrastların elde edilebildiğini söylüyor.

LED aydınlatmanın daha az enerji harcaması nedeniyle tüketicilerin kendilerini aynı zamanda “daha yeşil” hissetmeleri de sağlanıyor. TV üreticilerinin 3 boyutlu teknoloji ve ultra HD (high definition) teknolojisi üzerinde çalıştıklarını söyleyen Bimbaum, bu teknolojilerin gelişmesiyle tüketicilerin bir ekrana değil, adeta açılmış bir pencereye bakacaklarını anlatıyor. TV satışlarını artıran önemli bir gelişme de TV’lerdeki format değişikliği. Artık hakim format 4’e 3 değil, 16/9 haline geliyor. Bu durum PC ekranları ve dizüstü bilgisayarlar için de geçerli. Geçen yıl 16/9 ekranlar dizüstü satışlarının yüzde 2’si düzeyindeyken bu yıl satılan dizüstü bilgisayarların yarıdan fazlası 16/9 formatında. Bilgisayar ekranlarındaki bu değişim, tüketicilerin TV’lerden beklentilerinin de bu yöne kaymasına neden oluyor.

Bimbaum’un LCD piyasasında tüketicilerin bu beklentilerini yakalayabilmelerinin ön nedenini ise şöyle açıklıyor: “Teknolojinin gittiği yeri görebilmek için her zaman uzun dönemli planlamaların bir parçası olmak gerekiyor. Çünkü her zaman sektörünüzün 10 yıl sonra nerede olacağını bilmek zorundasınız.”

İşte pazarlamanın başladığı asıl nokta ve birileri kaybederken birilerinin kazanmasının esas nedeni!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Orta vadeli temenniler 21 Eylül 2018