Omurgasız kişiler, omurgasız kurumlar

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

NOT DEFTERİ / Dr. Uğur Tandoğan tandogan2007@gmail.com Wikipedia, omurgayı şöyle tanımlıyor. "Omurga yani kolumna vertebralis, omurlardan oluşmuş, içinde omuriliği barındıran kemik yapıdır. Omurga, kemikten, kıkırdaktan ya da her ikisinden oluşan iskeletin en önemli bölümü ve de temel eksenidir. Sırt boyunca uzanır ve vücuda destek sağlar." Omurga, yani bel kemiği, vücutta iskeletin en esaslı kısmıdır ve vücudu ayakta tutar. Eğer belkemiğinizde sorun varsa ayakta durmakta zorlanırsınız, dik duramazsınız. İnsan vücudunu ayakta tutan, omurgadır. Peki insanı ve kurumları dik tutan nedir? İnsanı ve kurumları dik tutan, onların değerleri, ilkeleridir. İlkeleri olmayan, değerler sistemi çökmüş kişiler ve kurumlar dik duramazlar. Omurgasız kişiler Nedir omurgasızlık belirtileri? Omurgasız kişiliğin en belirgin özelliği, kişinin belirgin bir duruşunun olmamasıdır. Duruşları, çıkarlarına göre değişir. Rüzgar ne yönden eserse o yöne dönerler. Bir başka nesneye benzetme yapılacaksa, rüzgar gülü adıyla da anılabilirler. Omurgasızlar esnektirler; her biçime kolaylıkla girerler. Hatta sıvı gibidirler, bulundukları kabın şeklini alırlar. En sevdikleri kap, koltuk biçimindedir. Belli koltuklara oturmak uğruna istenilen seviyeye alçalabilirler. O koltuklarda kalmak uğruna da her biçime girebilirler. Genelde de biçimini aldıkları koltuğun gerektirdiği özelliklere sahip olmazlar. Bu durumda eksikliklerinin diyetini, kendilerini o koltuğa atamış kimselere diyet borcu olarak öderler. Her denileni yaparlar. Bu konuda "oldukça" iyidirler. Omurgasızların hafızaları yoktur. "Dün dündür, bugün bugündür" en sevdikleri slogandır. Kendilerinin hafızası olmadığı gibi, başkalarının da hafızası olmadığını, geçmişi hatırlamadığını sanırlar. Hatırlayan olursa, "Değiştim, değişime açık olmak erdemdir" derler. Omurgasızlığı, değişim diye yuttururlar. Omurgasızların ağızları laf yapar. LÜM (Laf Üretme Merkezi) olarak çalışırlar. Laflarına bakacak olursanız dünyayı yerinden oynattıklarını sanırsınız. Ama gerçeğe baktığınızda bir arpa boyu bile yol alınmadığını görebilirsiniz. Lafla peynir gemilerini yürütürler. Yürüttükleri peynir gemilerinin peynirini ayrı, gemisini ayrı satarak köşeyi dönerler. Omurgasızların artistik yetenekleri gelişmiştir. Shakespeare'in "Dünya bir sahnedir; bütün kadınlar ve erkekler sadece birer oyuncu" sözünü değişik biçimde özümlemişlerdir. Hep rol oynarlar, kendileri olmazlar. Ortam neyi gerektiriyorsa onu oynarlar. Her şeyleri sahtedir. Gözyaşları çoğu kez timsah gözyaşlarıdır. Gülücükleri plastiktir. Omurgasızları en iyi politikacı eşleri tanımlayabilir. Sorarlar politikacı eşine "Kocanız politikacı, yalan söylüyordur muhakkak. Beden dilinden anlayabilir misiniz yalan söylediğini?" Kadın çok emin şekilde cevap verir. "Elbette anlarım. Dudağına bakarım; dudağı oynuyorsa, yalan söylüyor demektir." Omurgasızların dudakları oynadığı sürece burunları da uzar. Omurgasızların çizgileri yuvarlaktır; doğru, vücut çizgilerinde bile bulunmaz. Bu yuvarlaklık genelde vücutlarına da yansır. Dünyadaki küreselleşmeye ilk katılan, küreselleşen göbekleridir. Omurgasız kurumlar Kurumları kurum yapan değerleridir. Her şey bu değerler üstüne kurulur. Çağdaş toplumlarda kurumların bu değerlerden gelen duruşları vardır. Toplumda oynamaları gereken rolleri vardır. Bu işlevlerini yöneticileri ve çalışanları aracılığı ile topluma yansıtırlar. Ama yöneticiler omurgasız olursa kurumu da omurgasızlaştırırlar. Toplumlara ışık tutması, toplumun ilerisinde olması gereken kurumların başında üniversiteler gelir. Üniversitelerin, değerlerini sergileyen sağlam duruşları olmalıdır. Üniversiteler kaçak güreşemez; "tavşana kaç, tazıya tut" anlayışında olamaz. Ortada bir yanlışlık varsa seslerini yükseltmeli, görüşlerini belli etmelidir. Eğer ses çıkarmazlarsa çok iyi sessiz ortak olurlar. Sonuç Ve günümüzde birçok omurgasız kişiler ve kurumlar görmekteyiz. Acı gerçek ama, toplum omurgasız olma yolundadır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019