Ölümden sonra yaşamanın güzelliği

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Mezarı başında dün ustamız ağabeyimiz gazetemizi sağlam temellerde kuran Nezih Demirkent’i mezarı başında hürmetle ve rahmetle andık. Onun gazetesinin, okurundan güç alan mutlu çalışanları olarak  saygılarımızı ilettik...

Aşiyan Mezarlığı dün pırıl pırıl bir güneş altındaydı. Ve biz, DÜNYA çalışanyarı ve Demirkent dostları, Işın Hanım'ın ölümünün 7. Nezih Bey'in ölümünün 13. yılında onları mezarları başında andık.

Genel Yayın Yönetmenimiz Hakan Güldağ konuşmasında, Nezih Ağabey’in sürekli yenilikten yana olan bir usta gazeteci olduğunu vurguladıktan sonra, 3 Şubat’ta başlığı dahil gazetemizin değişen, yenillenen yüzünün, Demirkent’in bize özümsettiği değişimcilik duygusundan kaynaklandığını açıkladı. Ben, o sırada güneşli havanın, erken bahar görünümünün, bizim bu değişimimize, yenilenmemize denk düşerek, bizi ve gökyüzünden bizi izleyen ustamızı memnun ettiği “Güneşli bir göstegesi” olduğunu düşündüm... 

Nezih Ağabey’in ölümünden bu yana geçen 13 yılda biz, ülke olarak biri içerde biri de dünyada Amerika’dan başlayıp dünyaya yayılan bizi de içine alan iki önemli krizine tanık olduk.

Bu krizler, dünyada önemli tahribat yaratırken, yazılı ve görsel medyada ülkemizde önemli sorunlara, olumsuzluklara neden oldu. Bizim rakibimiz durumundaki büyük medya grupları içersinde yer alan bir yayın organını batırdı.

Biz ise hem gazetemizi, yenileyerek, büyüterek yaşatırken, geçen yıl doğru alanlı, çok sağlam temelli,  bir televizyon kurup, onu da küçük ve emin adımlarla  büyütmeye başladık...

Bunda, 1981 yılında Nezih Demirkent’in olgunluk çağında, Türkiye’nin en büyük gazetesinin yönetiminden ayrıldıktan sonra  kurduğu, DÜNYA gazetesini çok sağlam temellere oturtmuş olmasının etkisi çok önemli. Ondan, 2001 yılında  ölümü sonrası bayrağı devralırken, kriz döneminde,“Babamın gazetesini aynı ilkelerle devam ettireceğim” diyen kızı Didem Demirkent’in gazeteyi temel ilkelerine bağlı yönetmesinin de katkısı oldu.. Gazetemiz çalışanlarının, Nezih Demirkent’in “Okurun yol göstericiliğini, sadece okurun tarafı olma ilkesini” özümsemeleri de önemli rol oynadı. Bir sermaye grubuna bağlı olmadan, bağımsız ve tarafsız, okurun yanında Anadolu’nun sesi olma özelliğimiz, bizim yukarda sözünü ettiğimiz krizleri aşmamıza ve sağlam şekilde ayakta kalmamıza yol açtı... 

Demirkent’in kuruluş döneminde gazetemiz DÜNYA’nın içine yerleştirdiği “Anadolu aşkı , okura saygı ve sadece onun gösterdiği yolda yürüme” harcı sağlam bir binanın ortaya çıkmasını sağladığı gibi, gazetemizin kurucusu olarak onun ölümünden sonra eseriyle yaşaması sonucunu da beraberinde getirdi /getirmeye devam ediyor...

Ben, bütün DÜNYA çalışanları gibi onun ilkelerini özümsemiş bir birey olarak, medya çalışanlarının “sıkıntılarını” dile getirdikleri bugünlerde gazetemiz DÜNYA’da mutluluk içinde çalışmanın keyfini yaşıyorum. Bize bu fırsatı yaratan Nezih Demirkent’i bir kez daha rahmetle anarken, kardeşim Didem Demirkent’e de babasının yolunda ödünsüz yürüdüğü için saygılarımı sunuyorum...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar