Ölüler ve deliler… Yağmur yağsa da, yağmasa da…

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

İki kızından biri ‘çömlekçi’ diğeri ‘çiftçi’ ile evlenen baba, hal hatır sormak için kızlarını ziyaret etmiş… Çiftçi ile evlenen kız, tarlaya tohum ektiklerini, çok yorulduklarını ifade ederek, “Şimdi toprağa su gerekiyor. Yağmur yağmazsa halimiz harap. Anamız ağlayacak!” diye içlenmiş… Çömlekçi ile evlenen kız ise, yüzlerce çömlek yaptıklarını, çok çalışıp çok yorulduklarını anlatarak, “Şimdi o çömleklerin kuruması gerekiyor. Yağmur yağarsa halimiz harap. Anamız ağlayacak!” diye dert yanmış…

Eve dönen babayı, “Bey kış yaklaştı. Çatıyı tamir ettirmezsen, evin içi su dolacak.” diye karşılayınca karısı, yanıt gecikmemiş:

“Valla hanım yağmur yağsa da, yağmasa da ağlayacaksın zaten. Bırak çatı da bozuk kalsın!”

★ ★ ★

Kuru konuşuyoruz…

İktisat okuyanların bildiklerini unutturacak/sorgulatacak günler yaşıyoruz… Kimine göre dolar kurunda 3 - 3.20 aralığı, ‘oynaklık olmaması’ ve ‘enflasyon oranı paralelinde artış olması’ kaydıyla rekabet avantajı sağlayacak bir seviye…

Kimine göre enflasyonu ve beraberinde faiz artışını tetikleyecek; döviz cinsinden borçlananları, bankaları ve tüccarı sıkıntıya sokacak bir gelişme…

Kimine göre sürdürülebilir olmayan bir yapıdan, sürdürülebilir bir yapıya geçişin sancılarını yaşamak, bir kaide…

Kimine göre ise küresel bir oyuncuysan, iyi dönemleri ve kriz dönemlerini görebilmek/yönetebilmek bir realite…

★ ★ ★

Tüm düşüncelerin haklılık payı var… Yağmur yağsa da, yağmasa da olumlu ve olumsuz etkilenecek alanlar var…

Ancak…

Duvarların dayanıklı olması ve evin su almaması için hazırlıklı olmak gerekiyor…

★ ★ ★

Tüketim çılgınlığını önleyecek, üretim ve ihracatın rantını artıracak bir kur seviyesinin gerekliliği ortadaydı.

Peki, üretme alışkanlığını yeniden yaymak için ‘kur’ yeterli mi?

Yıllara yayılması gereken kurdaki bu yükseliş, her alanda, zamanında adım atılması gerekliliği dersi de veriyor aslında…

★ ★ ★

Geçtiğimiz hafta OSB’leri Organize Sorunlar Bölgesi diye nitelendirince, OSB’ler de üretmeye çalışan birçok dost ve okurum aradı…

Sorunlardan birini, makine alıp üretim yapabilmek için öğrencilik döneminde arabasını sattığına şahit olduğum arkadaşım anlattı…

“Yurtiçi ve yurtdışında yaptığımız bağlantılar için mevcut kapasitemiz yetmeyince, yeni yatırım kararı aldık…

Aldığımız siparişlerin vadelerinin kısa süreli olması ve uzun dönemli anlaşmaların önünü açacak olması nedeniyle acilen boş bir fabrika binası bulup, yeni makinelerle üretim yapmaya başlamamız gerekiyordu… Marmara’da ki bir Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) yer bulduk…
OSB yönetimine doğalgazın basıncına kadar her türlü detayı sorduk ve aldığımız yanıtlar doğrultusunda binayı satın alarak, yeni makineleri kurdurttuk…

Doğalgaz için başvurduğumuzda, istediğimiz basınçtaki doğalgazın gelmesi için 45 gün beklememiz gerektiği yanıtını aldık…”

Ve ekledi…

“OSB’ler kuruluyor… Sadece arsalar milyonlarca dolara satılıyor…

Arsayı satarken her türlü gereksinimin karşılanacağı söyleniyor…

Arsa satıldıktan sonra gerçekler ortaya çıkıyor…

Şimdi kara kara hangi bağlantılardan vazgeçeceğimizi düşünüyoruz!

Sonrada döviz kurundaki yükselişte yabancıları suçluyoruz.

Üretmezsen cari açıkta verirsin, döviz kurunda tahmin edemeyeceğin oynaklıklara da razı olursun, işsizliğe de rekor kırdırırsın, boğazına kadar da borçlanırsın…”

★ ★ ★

Sorunlar çok…

Dün TÜSİAD toplantısında Başbakan Binali Yıldırım’da sorunlara değinerek, “Sorunları olmayan ölülerle, delilerdir. O da bize öyle geliyor. Kim bilir onların ne sorunları var. Sorunlar azmimizi ve gayretimizi artırır, çözüm için fırsat oluşturur.” Konuşup, tartışarak zaman geçirirken, yaşamaya başladığımız bu musibetler, kronikleşmiş sorunlarımızın çözümüne vesile olacaksa, bu fırsattan da öte bir şey olur…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024