Öldüren işyerleri

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]

“Maaş çeki için ölmek”

“Zehirli, sağlığınızı tehdit eden bir işyeri olması için, bir kömür madeninde, bir petrol platformunda ya da kimyasal üretim yapan bir fabrikada çalışmanıza gerek yok. Bugünün dünyasında beyaz yakalı çalışanlar, beden işçileri veya mavi yakalı işçiler kadar, hatta daha fazlasıyla, stresli ve sağlıksız ortamdalar” diyor Jeff rey Pfeff er. Profesör Pfeff er, Stanford Üniversitesi’nden; Harper Collins yayınlarından çıkan “Maaş Çeki İçin Ölmek” (Dying for a Paycheck) kitabının girişini böyle yapmış. Kitabında ilginç istatistiklere yer veriyor. Örneğin, bir araştırmaya göre, çalışanların yüzde 61’i işyerindeki stresin onları hasta ettiğini ve yüzde 7’si de doğrudan hastanelik olduklarını söylemiş. Amerika Birleşik Devletleri’nde yılda 120 bin kişinin işyeri stresine bağlı olarak hayatını kaybettiği kaydediliyor. Gerçekten de bazı işyerleri, zehirli bir kömür ocağı gibi ya da pasif sigara içiciliği gibi; öldürüyor. Peki stresin kaynağı ne?

Neler stres yaratıyor?

Stres Farkındalığı Haftası’nda (Stress Awareness Week) yine USA’deki bir araştırmanın sonuçları yayınlanmış. Bu araştırmaya göre; işyerindeki strese neden olanlar arasında ilk sırada çıkan faktör, “Hedefl erin açık-net olmaması” imiş. Çalışanlara, “Çalışın” diyorsunuz. Ama hangi hedef, nasıl hedef bilmiyorlar. Bu da insanları strese sokuyor. Stres yaratan faktörler arasında ikinci sırada ise “Kötü yöneticiler” varmış. Bir yönetici, yönetim tarzı ile işyerini cehenneme çevirebilir. Orhan Veli Kanık, “Kitabe-i Seng-i Mezar” şiirinde şöyle der: “Hiçbir şeyden çekmedi dünyada / Nasırdan çektiği kadar/ (…) Yazık oldu Süleyman Efendi’ye.” Gerçekten de kötü bir yönetici, Süleyman Efendi’nin nasırından da kötü olabilir. Üçüncü sıradaki faktör, “İşyerine gidiş-geliş yolculuğu” imiş. Unutmayınız ki bu araştırma ABD’de yapılmış. Eğer benzer bir çalışma İstanbul’da yapılsa, trafik daha üst sıralarda çıkardı. Kişi, ister metrobüste preslenerek gitsin, ister özel arabasında sıkışık trafikte; trafiğe çıkınca strese giriyor. Sağından solundan hoyratça geçen çakarlı lüks araçların giderlerini vatandaş olarak kendisinin ödediğini düşününce stres katsayısı daha da artıyor. Araştırmada ortaya çıkan, stres yaratan bir diğer faktör de “İş arkadaşları” olmuş. Kişinin bir işgününde 8 saatini işte, 8 saatini uykuda ve kalan 8 saatin de ortalama 3 saatini işe gidiş gelişte trafikte geçirdiğini düşünelim. Bu durumda kişi, en uzun zaman dilimini işyerinde geçirmektedir. Düşünün: İşini yapmayan, beceriksiz, bir de geveze, sürekli cep telefonu ile laklak eden bir iş arkadaşı sizi ne kadar strese sokardı.

Stres nerelerde daha fazla?

Yukarıda sözünü ettiğim araştırmaya göre, stresin dağılımı da işyerlerindeki fonksiyonlara göre değişiyor. En fazla stresin ve tükenmişliğin hissedildiği yer “üst yönetim” katları imiş. Çünkü büyük başın derdi de büyük oluyor. İş stresinin en çok hissedildiği ikinci sırada “İnsan Kaynakları Bölümleri” var. Gerçekten de, çalışan ve patron kıskacı arasında baskı yüksek oluyor. Stres ile tükenmişliğin dağılımı şehirden şehire de değişiyor. Tükenmişliğin en çok yaşandığı ABD şehri ise siyaset sahnesi Washington DC imiş. Ülkemizde ise stres, yaşamın her aşamasında, her yerde. Ama en çok hangi işte diye düşündüm. Sanırım Yüksek Seçim Kurulu’ndadır. Stres kaynakları türlü çeşitli. Burası, hastanelerin acil servisi gibi çalışan bir yer. Çünkü ülkemiz, yangından mal kaçırır gibi erken seçimlerin yapıldığı bir ülke. Daha bir seçimin yorgunluğunu atmadan, bir bakıyorsunuz erken seçim çağrısı yapılmış ve ülke seçime girmiş. Bir de maçın ortasında kuralların değiştiği bir oyuna hakemlik etmek de çok zor; örneğin, “Damgalı-damgasız” gibi. Böyle bir işyerinde tabii ki stres tavan yapar.

Sonuç

Evet, stresli iş ortamı insanı öldürüyor. Böyle yerlerde çalışanlar için tehlike büyük. Bunun işverene de zararı yok mu? Tabii ki var. Örneğin, ABD’deki işverenlere maliyeti yıllık 300 milyar dolarmış. Beşeri sermayeyi dikkatli, tüketmeden kullanmak gerek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019