Olası seçenek ve eğilimler!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

2009 yılına girerken, bir önceki dönemde büyük sıkıntılara sebep olan hata ve yanlışların tekrarlanıp tekrarlanmayacağı sorusu ile başlamak, bizi bekleyen ortamı anlamak açısından yararlı olabilir. Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız sorunun yanıtı bilinmiyor, zira kapalı kapılar ardında şekillenen kanaatler ile kamuoyuna verilen mesajlar arasındaki büyük çelişki kafa karıştırıyor. Ama belirsizlik ve kırılganlığın yüksek düzeylerde olmaya devam edeceği, risk alma isteğinin mecut seviyelerde dalgalı bir görünüm sergileyeceği anlaşılıyor.

Eğer büyük sorunlara sebep olan hata ve yanlışların yapılmasını önlemek adına katı düzenlemeler gelecek ise küresel ekonomideki daralma daha uzun süre devam edebilir; likidite bolluğunun sebep olduğu aşırılıkların maliyeti dalgalı bir şekilde refah düzeylerini geriletir ve güç dengeleri değişir. Menkul ve gayrimenkul değerlerindeki erime devam eder ve son yıllarda gözlenen tepe noktalarının yanına bile yaklaşamaz. Gelişmiş Batı ülkeleri bu durumun farkında ve çaresiz konumda olduğu için kalıcı çözümden değil, günü kurtarmak yönünde tercih kullanıyor. Ekonomik daralmayı kontrol altına almak için mali sektördeki tıkanıklıkların aşılması üzerine yoğunlaşılıyor; başka bir deyişle patlayan balonları onarmaya çalışıyorlar. Bu amaçla garantiler veriliyor, sermaye desteği artıyor ve sorunlu aktifler daha çok Merkez Bankaları kanalı ile kamulaşıyor. Fakat varlık değerleri son bir yıldaki kayıplarının önemli bir kısmını geri almadığı sürece harcanan çabaların yetersiz kalacağı ve ekonomik daralmanın devam edeceği biliniyor. Ayrıca 2009 sonu veya 2010 başı itibarı ile hedeflenen seviyelerinin gerisinde kalınmış olma ihtimali ise kabustan beter bir durum olarak algılanabiliyor; harcanan çabaların maliyeti ekonomik daralmayı iyice derinleştirerek istikrarsızlığı anormal boyutlara çıkarabilir.

Genel tablo orta vadeli yatırım amacı ile risk alma isteğinin oldukça sınırlı kalacağını, finansal piyasalarda yaşanan hareketlerin ise daha çok spekülatif karakterli olabileceğini düşündürüyor. Başta finansal piyasalar olmak üzere fiyat hareketliliğinin aşırılıktan normale dönmemesi, derinliğin yetersiz ve istikrarsız olması ihtimalleri güçleniyor. Hal böyle olunca beklentileri yönlendirmek, risk alma iştahını düzenli bir şekilde artırmak imkansız olacak gibi görünüyor. Küresel düzeyde tüm oyuncuların eş zamanlı olarak spekülatif alım veya satım eylemine girişmesi evdeki hesabın çarşıya uymasını engelleyebilir. Ayrıca varlık fiyatları yükselir iken, hammadde piyasaları da benzer bir spekülasyonun etkisinde kalabilir ve ekonomiden gelen daralma haberleri yaratılan eğilimin ömrünü sınırlar. Bu olumsuzluğu azaltmak adına Merkez Bankaları ve Hazinelerin devreye girmesi ortaya çıkacak kamulaştırımanın boyutunu anormal düzeylere sıçratarak belirsizliği farklı boyutlara tırmandırabilir. 2009 yılı sonu itibarı ile dönem başından öteye katlanılan devasa maliyetlere rağmen bir arpa boyu yol alınamamış olunması veya daha geriye düşülmesi ihtimalleri oldukça yüksektir.

2009 yılı genelinde mali sektörün öncelikle desteklenecek olması sınai üretim ve hizmet sektörlerinde yaşanacak yaprak dökümünü engellemeyecektir. Ekonomi daralacak, işsizlik artacak ve istikrarsız fiyat hareketleri yaşanacaktır; koşulların gelir dağılımındaki bozulmayı ve rekabet koşullarındaki olumsuzlaşmayı hızlandırması, bunlara paralel olarak sorunlu kredilerin artış eğilimini südürmesi söz konusudur. Ayrıca yaşanan sıkıntılar korumacı uygulamaların devreye girmesi ve yayılmasına da sebep olarak ticaret hacmi yolu ile sorunları iyice ağırlaştırabilir. Ekonomi daralır iken varlık değerlerinin kalıcı olarak yükselmesi ve kurtarma paketlerinin ek maliyetler getirmemesi ne kadar mümkündür?

Bugün yaşanan sıkıntılara sebep olan hata ve yanlışlara özde devam edilecek, salt beklentileri yönlendirmek adına sözde devam edilmeyecek gibi bir hava yaratmak ihtiyacı karşılamayacaktır. Küresel uzlaşı gerektiren kalıcı çözüm imkan dahilinde olmadığı ve mevcut yapı kendi ürettiği sorunları çözemediği için başka seçenek bulunamamıştır.

Belirsizlik ve kırılganlık algılamasındaki eğilim kısa vadede dalgalanmalar sergilese de çok fazla değişmeyecek, risk alma isteği eski düzeylerine gelmeyecektir. Gerçekleri daha iyi anlamak için 2008 yılında açılan kurtarma paketlerini ve neden işe yaramadığını irdelemekte fayda vardır!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar