Okuyan iş peşinde; işsizlik oranı eğitim düzeyi arttıkça yükseliyor

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Türkiye’de işgücüne katılma oranının gelişmiş ülkelerin çok gerisinde olduğu bilinen bir gerçek. Bu konudaki oranları birkaç kez verdik. Bizde çalışmak isteyen az olunca, işsizlik oranı da o ölçüde daha düşük görünüyor. Hani çalışmak isteyenlerimizin, yani işgücüne katılmak isteyenlerimizin sayısı Batı ülkelerindeki gibi yüksek olsa, işsizlik oranı şimdiki düzeyinin belki de iki katına çıkacak. Ama biz yalnızca işsizlik oranı üzerinden değerlendirme yapmayı, işgücüne katılma oranımızın gelişmiş ülkelerin neredeyse üçte ikisini ancak bulduğu gerçeğine gözümüzü kapamayı tercih ediyoruz. Çünkü bu işimize geliyor.

Genelde, işgücüne katılma oranını ya da işsizlik oranını değerlendirirken toplam üzerinden gidiyoruz. Ama detaya inince karşımıza çok farklı bir tablo çıkıveriyor. 

Eğitim düzeyi arttıkça insanlar doğal olarak daha çok çalışmak istiyor, işgücü piyasasına daha çok giriyor. Ama, Türkiye’nin koşulları eğitim görmüş insanların önemli bir kısmını istihdam etmeye elverişli değil. O şekilde bir organizasyonumuz yok. 

Tüm illere, hatta bazı ilçelere üniversite kurmakla övünüyoruz övünmesine ama, o üniversitelerden mezun olanların durumunu pek merak etmiyor, daha da kötüsü bildiğimiz halde önemsemiyoruz. Hatta “Devlet, üniversite mezununa iş bulmak zorunda mı” diye kestirip atabiliyoruz. Bazı alanlar için bu yaklaşım doğrudur elbette, ama üniversiteleri örneğin öğretmen olarak bitirenlerin atamasını yıllardır yapmıyoruz. Bu gençlerin nerede öğretmenlik yapmasını bekliyorsak artık... Hani geçen de vurguladık ya, birkaç yıldır katıldıkları öğretmen atamasına ilişkin kuranın sonucunu bekleyen gençlerin heyecanını, kurada adları çıkmışsa döktükleri sevinç gözyaşlarını ya da bir sonraki kuraya kalmışlarsa yüzlerini kaplayan hüznü ve karamsarlığı görmek istemiyoruz.

Okumayanın işsizlik sorunu yok! 

Eylül verilerine göre Türkiye’deki toplam işsizlik oranı yüzde 9.9 düzeyinde. Bu oran erkeklerde yüzde 8.6, kadınlarda yüzde 12.7. 

İşsizlik oranı kentlerde yüzde 12 olarak ölçülüyor. Kentlerdeki işsizlik oranı erkeklerde yüzde 9.6, kadınlarda yüzde 17.9 düzeyinde bulunuyor.

Kırsal kesimde ise işsizlik hızla düşüyor. Kırsal kesimdeki işsizlik toplamda yüzde 5.7, erkeklerde yüzde 6.4, kadınlarda yüzde 4.5 düzeyinde. Kırsaldaki oranın düşüklüğünde en büyük etken, ücretsiz aile işçiliği gerçeği. Bu sayede çoğu kişi aslında işsiz olmakla birlikte işsiz sayılmıyor. 

Yani kesim kesim düşülürse, işsizlik en düşük düzeye kırsal kesimde ve kadınlarda inmiş oluyor. Ama şeytan ayrıntıda gizli!

Temel eğilim şu; eğitim düzeyi yükseldikçe işsizlik artıyor. Çünkü okuyan çalışmak istiyor, işgücü piyasasına daha yoğun katılıyor. Az okuyanın, hele hele hiç okumayan ve okuryazarlığı olmayanın, üstelik bir de kadınsa çalışmak gibi bir derdi zaten yok. Onlar evlerinde oturuyorlar, dolayısıyla işsiz de değiller. 

Ama okumuş, yüksek öğrenim görmüş ve çalışmak isteyen, bir de kırsal kesimde yaşamak durumunda kalan kadınlarda işsizlik oranı rekor üstüne rekor kırıyor. 

Türkiye genelinde yüzde 9.9 olan işsizlik oranı, kırsal kesimdeki yüksek öğrenim görmüş kadınlarda yüzde 26.1 düzeyine kadar çıkıyor. Oysa kırsal kesimde okuma yazma bilmeyen kadınlardaki işsizlik oranı yalnızca yüzde 1 düzeyinde.

Dramatik bir denge söz konusu... Kırsal kesimde yaşayan ve okuma yazması olmayan her 100 kadından 1’i, üniversite bitirmiş olanlarda ise her 4 kadından 1’i işsiz.

Kentlerde sorun daha yaygın

Kırsal kesimdeki kadınlarda işsizlik sorunu yüksek öğrenimlilerde yoğunlaşıyor. Ama kentlerde yaşayan kadınlar işsizlik sorununu çok daha yoğun yaşıyor.

Biraz önce belirttik, kentlerdeki kadınlarda işsizlik oranı yüzde 17.9 ve bu oran erkeklere adeta fark atıyor. Kentlerde yaşayan kadınlarda işsizlik oranı okur yazar olmayanlarda yüzde 7, lise altı eğitimlilerde yüzde 17.5, lise eğitimlilerde yüzde 23.1, mesleki ve teknik lise mezunlarında yüzde 20.9, yüksek öğrenim görmüş olanlarda ise yüzde 16.8 düzeyinde bulunuyor.

Çalışmak isteyen işsiz kalıyor!

Yeniden başa dönersek... Türkiye’de işsizlik görece düşük, çünkü işgücüne katılmak isteyen az. Buradan hareketle hemen birkaç örnek verelim. Kadınlarda en düşük işsizlik oranı, yüzde 2.2 ile okuryazar olmayanlarda. Ama bu durumdaki kadınların zaten ancak yüzde 17.7’si çalışmak istiyor. 

Ama üniversite mezunu kadınların yüzde 72.2’si çalışmak istiyor. Ve bu kesimdeki işsizlik oranı birden yüzde 17.6’ya fırlıyor. 

Nedense son dönemde aklımıza hep “Şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim” diyen “büyüklerimiz” geliyor. Bazı büyüklerimiz de şimdi acaba “Kızlarımız okusun okumaya ama, çalışmak da neymiş” diye düşünüyorlar mıdır ki? En azından bir kısmının düşündüğünü biliyoruz.

tablo-054.jpg

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar