Okunması gereken kitap, gezilmesi gereken sergi
STFA'nın 75 yıllık öyküsü Tarih Vakfı tarafından "Kurum tarihi projesi" olarak kurum içersinden Oya Fırat'ın proje yöneticisi olarak katılmasıyla Tunç Tayanç tarafından kaleme alınmış. İstanbul Modern'de de "KM.441-İllkler" sergisi adıyla kurumun yaptığı işleri gösteren bir sergi de hazırlanmış.19 Aralık'ta başlayan sergi 20 Ocak'ta sona erecek. Türk mühendislik tarihinin iki büyük ustası Sezai Türkeş ve Veyzi Akkaya'nın başardıkları "ilk"leri gözler önüne seren bu sergi ve kitap gezilmesi gereken bir sergi, okunması gereken bir kitap olarak bize sunuluyor.
26 Aralık günü İstanbul Modern'deki STFA'nın 75. Yılı sergisi "KM. 441- İlkler" sergisini 2 Ocak günü birlikte gezmek ve ardından öğle yemeğinde sohbet etmek için STFA CEO'su Mehmet Ali Neyzi adına Beyza Çağlar'dan bir çağrı aldım. STFA 1960'lı yıllarda adını ilk kez İTÜ'lü genç mühendis adayları dostlarımdan duyduğum bir kuruluştu. Ve o genç mühendis adayları Sezai Türkeş ve Feyzi Akkaya'dan söz ederken hep "İlkleri başaran meslek Pirileri " olduğu nitelemesinde bulunup, gerçekleştirdikleri inşaat tekniklerinin öneminden söz ederlerdi…
O genç mühendis adaylarının hayranlıkla söz ettikleri mühendislik çözümlerinden ilki önceki gün gezdiğim sergiye ve ona temel olan kitabı isim veren "KM.441-İlkler". Türkeş ve Akkaya iki genç mühendis olarak Sivas-Erzurum demiryolu üzerindeki üç beton köprü kurmuşlar. Bunlardan birinin STFA arşivinde yer aldığı adı, serginin adı olmuş.
Arşivde "KM 441-672 köprüsü, 45 m" olarak yer alan bu köprü konusunda Feyzi Akkaya, o dönemde yaşadıkları zorluğu "Ömrümüzün kilometre taşları-STFA'nın hikayesi" anı kitabında dile getirirken, "45 metrelik kemerin altındaki iskelenin çaprazlama elemanları yerlerine bağlanmadığı için, blok blok atlanarak betonlanan kemerin, yarısı bir tarafa öbür yarısı diğer tarafa 70'er santim çarpılmış ve büyük bir S çizmişti… Tek ve mümkün çare hiçbir şeye ellemeden, gerekli yerlerden çekiştirmek ve düzeltmekti…" diye anlatıyor.
STFA birçok ilki, zorlu mühendislik çözümünü, bu iki ortağın isimlerinin baş harflerinin yer aldığı şirketlerinde yurt içersinde gerçekleştiriyorlar. Sonra, yurt dışına açılan ilk Türk inşaat şirketleri arasında yer alıyorlar.
1972'de Libya'da başlayan yurt dışı çalışmaları yine birçok ilkin yer aldığı müteahhitlik çözümleriyle Suudi Arabistan, Mısır, İran, Tunus, Pakistan, Lübnan, Malavi, Fas, Umman, Katar ve Hindistan'da sürüyor. Feyzi Akkaya'nın Libya'da bir inşaat için çizimini kendisinin yaptığı ve uyguladığı vinç projesi dönemin en önemli ilklerinden biri olur. O dönemde o ülkelerde bulunmayanları eksiklikleri kendileri gerçekleştiriyor. Tobruk liman inşaatını yaparlarken çimento bulamayınca önce Almanya'dan çimento getiriyorlar, sonra çimento değirmeni kuruyorlar, çimento imal etmeye başlıyorlar, kalıpları İngiltere'den getirip, altı ayda 90bin metreküp betonu şantiyelerine nakledilmesini sağlıyorlar. Bu başarıları dünya rekoru olarak Engineering News Record'ta yer alıyor.
1970'lerin sonunda Feyzi Akkaya kendini emekliye ayırıp Alemdağ'daki çiftliğine yerleşiyor. Sezai Bey bir yandan inşaat sektöründe yola devam ederken, bir yandan da yeni alanlarda yeni firmalar kurarak çalışmalarını daha geniş alanda sürdürüyor. Yaşlılık dönemindeki bu girişimleri bazı profesyonellerinin hatalarıyla olumsuzluklara neden oluyor. Bu durum herkesin, sektörünün gözbebeği olan STFA'nın zora düşmesine yol açıyor. 1994 krizi gibi olumsuzluklar da yaşanınca önemli borçlanma gündeme geliyor.
1990'ların sonlarında Sezai Beyin iki torunu Sezai ve Alp Harward'da özel eğitim alıp işin zorluğunu üstlenmek istiyorlar. Aynı dönemde Holding'e Anadolu Endüstri'de üst düzey yöneticilerinden İlker Kelemoğlu katılıyor. Böylece yönetimde yeni bir takım oluşuyor. İlker Keremoğlu, "Kar etmeyen şirketin geleceği yok" ilkesiyle doğrudan kendi alanlarında olmayan birçok şirketi bünye dışına çıkarıyor. Küçülerek sağlam temellere dayanarak büyüme yolunu seçiyor. 2008 yılında ADM Capital yüzde 21.8'lik hissesini alarak STFA ortağı oluyor. Bu gelişmeler sonunda STFA 2008 yılında borçlarını sıfırlamış olarak, küllerinden yeniden doğup esas iş alanlarında uluslar arası piyasalarda yeniden atağa kalkıyor.
Ocak 2012'de STFA'da yeni yapılanmaya gidiliyor. İlker Keremoğlu, Yönetim Kurulu Başkanlığına gelirken Tomris Taşkent, Onursal Başkan oluyor. Ceo görevini ise Koç Holding deneyimli Mehmet Ali Neyzi alıyor. Üç torun da yönetimde yer almanın yanında, dünyanın birçok ülkesinde şirket için iş kovalamaya başlıyorlar. Ben burada noktayı koyuyorum. STFA'nın bugünkü işleri, atılımlarıyla ilgili bilgiler ise, STFA Ceo'su Neyzi'le öğle yemeğinde birlikte olduğumuz Mehmet Filoğlu'nun haberinde yer alıyor.
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar