Okul tercihi, evladınızın geleceği ve bütçenizden oluşan şeytan üçgeni hakkında…

Ufuk TARHAN
Ufuk TARHAN FÜTÜRİST UFUK [email protected]

Şu sıralarda derece yapıp, full burs alıp istediği okullardan hangisini seçeyim diye düşünenler dışında, sınavı bir yere kaydolabilecek şekilde geçen tüm öğrenciler ve ana-babaları yukarıda yazdığım duygular içinde. Onlara şu notlarım, tavsiyelerim ve dikkate alınmasını umduğum ricalarım var;

1. Evladınızın geleceğini, seçip eğitim alacağı okul değil bizzat kendi kişisel özellikleri ve bundan sonraki tercihleri, sizin ona sağlayacağınız, aktaracağınız maddiden çok “manevi” değerler belirleyecek. Bunu kabullenin, içinize sindirin. Okula ve eğitime abartılı bir anlam yüklemeyin. Kendinize ve çocuğunuza “kişilik, ilişkiler” olarak bakın ve işte tam buraya çok ama çok anlam ve çaba yükleyin. Bu okuldan çok çok daha önemli ve belirleyici.

2. Eğer çocuğunuz disiplinli, çalışkan, teknik bölümlere, matematiğe zaten meraklı, o alanda iyi şeyler yapan, projelere, yarışmalara, sanata, spora katılan, tutkulu, hayal kuran sorumlu bir genç değilse, paranızı boşuna harcamayın. Onu da paralamayın, gençliğini köreltmeyin. Ve kendinizi de çocuğunuzu da boşuna gaza getirmeyin. Kuzgun ve kızgın kafasına girmeyin. Herhangi bir okula yazdırın. O da rahat etsin, siz de. Çok istiyorsanız ve olanağınız varsa aradaki farkı biriktirin,  akıllandığı zaman kullanabileceği bir fona dönüştürün. Kafası yerinde değilse, daha fazla şımartmayın, zorlamayın. Olanağa boğmak evladınıza yapabileceğiniz en kötü şey olacaktır.

3. Okul seçimi yaparken okulun niteliği, eğitim kalitesi ve kadronun deneyimi gibi pek çok faktörü düşünün. O okullardan yakın zamanda mezun olanlardan samimi düşünce ve öneri alın ama kendiniz de mutlaka çocuğunuza, koşullarınıza göre yorumlayın. Okula mutlaka gidin, görün. Asla acele karar vermeyin. Dolduruşa gelmeyin. Olabildiğince objektif olun.

4. Çocuğunuz rahatlıkla girebilecek olsa dahi bütçeyi ciddiyetle ve gerçekçi olarak göz önünde bulundurun. Tüm eğitim boyunca harcamanız gerekecek rakamları da hesaba katarak maliyetlerini, getirisini hesaplayın. Mesela işinizi kaybedebileceğinizi, gelirinizin düşebileceğini düşünün. Risk analizini gerçekçi yapın. Genel atmosferin, bu rakamları rahatlıkla karşılayabileceklerin etkisinden kendinizi arındırarak onlarla yarışa girmeden karar verin.

5. Erken yaşta meslek, dolayısı ile iş ve beceri kazandıracak alanlara, eğitime, çalışmaya yönlendirmek çocuğunuzun geleceği için çok daha getirisi yüksek bir yol olabilir. Bunu da ciddiyetle düşünün. Ve inanın çoğunluk için bu tip bir yol çok daha kolay, akılcı ve verimli olacaktır. Her şey teknoloji, mühendislik, doktorluk, bilgisayarcılık etrafında dönmeyecek. Ya da robotlar, yapay zekâ her yeri sarmayacak. Bilfiil insanların yapacakları işlere, bizzat verecekleri hizmetlere yakın gelecekte de hatta daha çok ihtiyaç olacak. Aklınızı iyi kullanın. Özentiden, genel-geçer, şablon söylem ve yönlenmelerden uzak durun.

6. Kazanamayan gençler, bu durumu bir başarısızlık olarak görmeyin. Belki de ve aslında sonu olmayan bir girdaba girmekten kurtuldunuz, tebrikler! Her zaman bir başka şans, başka yollar vardır. “Yaşasın sınav stresi bitti!” deyip, hayatınıza, beceri kazanmaya ve meslek öğrenmeye odaklanın.

7. Ebeveynler, lütfen gençlere yüklenmeyin. Onlara her şeyden önce mutlu ve sağlıklı olma şansı verin. Yukarıdaki önerilerime göre ilerleyin. Erken yaşta iş hayatına atılmalarını sağlayın. Utanmayın, kazanın. Hem evladınızın ruh ve beden sağlığını, hem tasarruf edeceğiniz okul taksitlerini düşünüp sevinin.

Sonuç: Okul tercihi, evladınızın geleceği ve bütçenizden oluşan şeytan üçgenine düşmeyin, geleceğe akıllıca ilerleyin!

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar