Öğrenilen bir yıl olsun
"Some people will never learn anything, for this reason, because they understand everything too soon"
Alexander Pope
İngiliz şair Alexander Pope güzel demiş. "Bazı insanlar her şeyi çok çabuk anlarlar (!), bu yüzden hiçbir şey öğrenmezler." Her şeyin çok çabuk değiştiği, çok öğrenmemiz gereken bir çağda yaşıyoruz. Ama anladığını sanıp bir türlü öğrenemeyen bir büyük kalabalıkla karşı karşıyayız. Yeni yılın bu ilk yazısını öğrenme konusuna ayırmak istedim.
Herkes yeni yılda dileklerde bulundu ve bulunuyor. Benim dileğim de bu yılın öğrenilen bir yıl olması. Bakınız toplum olarak öncelikle neleri öğrenmemiz gerekiyor:
Öğrenmenin gerekli olduğunu öğrenmeliyiz
Her şeyin hızla değiştiği bir yüzyılda yaşıyoruz. Çevremizde ne olup bittiğini anlamak, değişime ayak uydurmak için öğrenmenin gerekli olduğunu öğrenmek gerekiyor. Öğrenmenin sadece okulda başlayıp okulda biten bir süreç olmadığını, tüm yaşam boyunca sürmesi gerektiğini öğrenmeliyiz. Okulda da öğrenmenin sadece sınav sorularını cevaplamak için yapılan bir eylem olmadığını bilmeliyiz.
Her şey gibi, öğrenmenin de bir maliyeti olduğunu öğrenmeliyiz
Kolaycı bir toplum olma yolundayız. Kimse, hiçbir şey için bir maliyet ödemek istemiyor. Bilmek istiyoruz, hatta daha kötüsü bildiğimizi zannediyoruz, ama bilmek için öğrenmek, öğrenmek için de bir maliyet ödemek gerektiğini anlamıyoruz. Öğrenme merak ister, sabır ister ve alın teri ister. Bu maliyeti ödemeye hazır olmalıyız.
Dinlemeyi öğrenmeliyiz
Dinlemek, ama adam gibi dinlemek, etkin dinlemek, öğrenmek için gerekli olan çok önemli bir yoldur. Ama dinlememek, toplumuzda çok yaygın olan bir salgındır. Örneğin, ailede koca, karıyı dinlemiyor; karı, kocayı dinlemiyor; çocuklar ise kimseyi dinlemiyor; çocukları da kimse dinlemiyor. Okulda öğrenci, hocayı dinlemiyor; hoca, öğrenciyi dinlemiyor. İşletmelerde yönetici, çalışanları dinlemiyor; çalışanlar, yöneticiyi dinlemiyor. Adı müşteri hizmetleri ama müşteriyi dinlemiyor. Eğer öğrenmek istiyorsak dinlemeyiz, kulaklarımızı, beynimizi ve yüreğimizi açarak dinlemeliyiz.
Okumayı öğrenmeliyiz
Öğrenmek için sadece dinlemenin yetmeyeceğini de öğrenmeliyiz. Okumanın da gerekli olduğunu bilmeliyiz. Örneğin Amerika’da, "Bir üniversite yerleşkesinde olduğunuzu nasıl anlarsınız?" diye sorulsa ben şöyle derdim: Çevrede kitap okuyan genç insanlardan anlarım. Öğrenci, her yerde kendine bir ortam yaratıp okur. Ama bizdeki üniversitelerde bile bu alışkanlığın gelişmemiş olduğunu görünce üzüntüye kapılıyorum. Batı’da toplu taşıma araçlarında da insanlar okur. Bizde ise böyle bir alışkanlık olmadığından, kişi, birisini gözüne kestirip yolculuk boyunca, trene bakar gibi, ona bakar.
Şehirciliğin sadece beton yapı üretmek olmadığını öğrenmeliyiz
Büyük şehirlerde yaşamak artık bir işkence olmaya başladı. Örneğin, İstanbul’da bir yerden bir yere gitmek artık bir uzun macera. Hesapsız, kitapsız verilen imar izinleri ile şehirlerin tarihi dokuları bozuluyor, "ucube" beton yığınları yeşili yok ediyor. Trafiği akmayan, parkı olmayan, sadece beton siteleri ve alışveriş merkezleri olan şehirlerle, "yontma taş devri"ne denk bir "dökme beton devri" yaratıldığının artık farkına varmalıyız.
Çeşitliliğin ne büyük zenginlik olduğunu öğrenmeliyiz
Hiç düşündünüz mü? Doğada tek renk olsa idi; ya da tüm insanlar birbirinin kopyası. Yaşam ne kadar tekdüze, ne kadar sıkıcı olurdu. Bazen insanların başkalarını da kendi renklerine boyamak istediğine, ya da insanları "bizden, bizden değil" diye ayırdıklarına tanık oluyoruz. Halbuki ne büyük zenginliktir çeşitlilik. Ülkemizin bu zenginliğini öğrenmeliyiz.
Başkasına saygının, aslında kendimize saygı olduğunu öğrenmeliyiz
Saygı, büyük şehirlerdeki kaybolan yeşil gibi, yaşamımızı hızla terk ediyor. Her yerde saygısızlık egemen. Örneğin, topluma örnek olması gereken kişiler bile bazen sokak ağzı ile konuşmayı bir marifet sayıyor; kimseye saygı göstermiyor. Ya da trafikte aynı yolu, aynı kaderi paylaştığının farkında olmayan sürücüler, bir araba boyu önde olmak için saygısızca keçi inadı yapıyorlar. Saygıyı öğrensek bir çok şey kolayca çözülecek. Peki, neden başkasına saygı göstermiyoruz? Çünkü, kendimize saygımız yok. Önce kendimize saygı duymasını öğrenmeliyiz.