OECD’nin kırılgan ekonomileri
Dünya ekonomisi şansız bir dönemden geçiyor. Kriz daha atlatılamadan başka krizler geliyor. Üstelik bu sadece ekonomi kaynaklı olmuyor, politika kaynaklı olgularda krizi besliyor. Ortadoğu ve Ukrayna’daki çatışmalar, BREXIT, radikal İslamcıların yarattığı terör ve sonunda Trump’ın başa geçmesi politik kriz besleyicileri olarak sıralanabilir. Türkiye’de ise durum biraz farklı. Ancak 15 Temmuz dinci darbe girişimi politik riskin tavanı oldu.
Ocak ayında uluslararası kuruluşlar Türkiye üzerine raporlar yayınladılar. Açıkçası çok da umut verici tespitlerde bulunmadılar. Bunlar gazetelerde yer aldı. Fakat bütüncül ve sorgulayıcı değildi. Bu hafta biz böyle bir analiz yapalım.
OECD verilerini kullanarak 5 kırılgan ekonomiye ilişkin bir tablo hazırladım. Tablo da yer alan ülkeleri işsizlik oranına göre seçtim (en yüksek işsizlik oranına sahip olanlar). Veriler krizin en çok vurduğu AB üyesi ülkeleri öne çıkartmakta. Ancak veriler aynı zamanda krizde olmadığı söylenen (ekonomiyi idare edenlerin ifadesi) Türkiye’nin durumunun da bu ülkelerden farklı olmadığını gösteriyor. Bu beş ülke içinde Türkiye en fazla işsizliğin olduğu dördüncü ülke olduğu gibi %50,4 ile en düşük istihdamın (çalışanın) olduğu ülke. Enflasyonda ise Türkiye %9,58 ile başı çekiyor. Bu ülkeler içinde 2016’nın üçüncü çeyreği itibari ile küçülen tek ekonomi ise Türkiye.
Bizim gördüğümüzü her ne kadar seslendirmese de Hükümette görüyor. Çözüm için ise şu ana kadar üç temel önlem aldı:
• İşsizliği azaltmak, istihdamı artırmak için istihdam paketi. Paket aslında kısa vadeli önlemleri içeriyor, uzun vade için henüz bir önlem yok.
• Türkiye Varlık Fonuna kamu işletmeleri devredildi. Anlaşıldığı kadar Hükümet inşaat sektörünü kayırmaya devam edecek. Bunun çözüm olmadığını bir türlü görülmedi.
• Vergi aff ı ve indirimleri. Bu da kısa vadeli. Yat alımından ÖTV’yi sıfırlayarak büyüme oranını artıran bir ülke ben bilmiyorum. Elektrikli ev aletlerindeki indirim kısa vadede perakende ticareti artırır, sonrası meçhul.
Bu önlemler Türkiye’nin neden OECD ülkeleri içinde durumu en kırılgan ülke sorusunun sorulmadığını dolayısı ile da yanıtta aranmadığını gösteriyor.
Bu sorunun yanıtı uygulanan iktisat politikaları çerçevesinde verilebilir. Ancak ekinde bir başka tespitte daha bulunmak gerekiyor. Acaba krizin nedenleri arasında,
Türkiye’nin dünya barış endeksinde Suriye ile birlikte son 10 ülke içinde olması olabilir mi?
Ya da demokrasi endeksinde en hızlı düşüş gösteren ülkeler arasında olması olabilir mi?
Son not, akademisyenleri işten atarak ekonomik ve politik krizleri çözen dünyada hiçbir ülke yok. Yazık ediyorsunuz.