OECD’nin Aralık Raporu, "Türkiye 2017 büyümesi yüzde 7 olur" diyor
OECD’nin 2017 Aralık Ayı Raporu'nda Türkiye için bu yıl büyümesinin yüzde 7 olacağı gibi olumlu değerlendirmeler yer alırken, ülkede finansal kırılganlıkların sürdüğü, şirketlerin yeniden borçlanmalarının maliyetinin arttığı, ekonomi politikasına “belirsizliğin” egemen olduğu gibi sorunlara da yer veriliyor.
OECD aralık ayı raporunda, "Türkiye’nin güçlü finansal destek ve ihracatla 2017 büyümesi yüzde 7 olarak sağlandı. Ama sonrasında düşüş beklenmeli" değerlendirmesine yer veriyor. 2018-2019 yılları için büyümemizin yüzde 4-5 olabileceği tahminini yapıyor.
Ancak, raporda, Gümrük Birliği türü düzenlemeler olmazsa büyüme oranının daha da düşük olabileceği vurgulanıyor.
Raporda şu değerlendirmelere yer veriliyor:
-Fiyat artışları hedeflenenin çok ötesinde ve dezenflasyon süreci çok yavaş işliyor. Çekirdek enflasyon yüzde 9.6 ve artış eğiliminde. İşsizlik ise benzer biçimde yüzde 11 ve yükseliyor.
-Bundan sonra özel sektörün üretimini ve tüketici eğilimlerini diri tutmak çok önemli. Zira, 2017 gibi canlı fiskal destek yok. 2018-2020 dönemi OVP’de ilan edilen reformların yapılması, güvenin oluşturulması ve korunması en önemli faktör olacak.
-Özel sektör şirketlerinin borçlanma oranı çok yükseldi. Şirketler ek yeni borçlanma kapasitesinden yoksunlar. Ülkedeki finansal kırılganlıklar sürüyor. Borçlar dönüyor, yenileniyor. Ama her defasında maliyetler artıyor. Oysa ülke her yıl GSMH’sinin yüzde 25’i oranında borçlanmak zorunda.
-KGF uygulamalarının iki yıl daha geçerli olacağı anlaşılıyor.
-Şirket ortaklığını kolaylaştırmak için her türlü şirketin yapısında ortaklık eko-sistemi iyileştirilmeli.
-Yeni ya da kapasite artırıcı yatırımlar için “bekle gör” eğilimi düşüncesi egemen.
-Turist sayısı 2017’de arttı, ancak turizm geliri azalıyor.
-Son söz: Belirsizlik çok fazla ve bu ekonomi politikası üstünde egemen.
Ben, OECD aralık raporunda Türkiye konusunda yer alanlara iyisiyle kötüsüyle değindim. Bundan iş insanlarının kendileri adına sonuçlar çıkaracağına inanıyorum...