OECD lideri tünelden çıktı mı?
Cihat KAYMAS / YATIRIM FİNANSMAN
Dünya Piyasalarında artan risk iştahı ve Anayasa Mahkemesi' nin erken seçim ihtimalini azaltan kararına rağmen, geçen hafta İMKB %2.7 lik artışla, diğer artan piyasaların (ABD %5, Avrupa %6 ve (Gelişmekte Olan Piyasalar) MSCI EM %3.7) gerisinde kalmıştır.
Türkiye' nin bir yıllık sürede referandum ve seçim sürecine girmesinin henüz fiyatlanmadığını düşünmekteyim. Piyasalar artarken belli bir oranda çıkış olduğu gözlemlenmektedir. Ancak, İMKB-100 endeksi 57.000 in üzerinde kaldığı sürece 60.000 hedef sözkonusu olacaktır.
Finansal piyasalardaki risk yönetimi, oldukça başarılı yönetilmiştir. Bankacılık sektörü 2001 krizinden ders alarak çıkmış ve piyasaların bu seviyelerde kalmasını sağlamıştır. Ülkemizin diğer dünya piyasaları ile ayrışmasının iki önemli nedeni vardır. Birincisi bankacılık sistemindeki sağlamlık ve ikincisi de borç dinamikleridir.
Bankacılık sistemimiz dünyada örnek gösterilecek derecede sağlam seviyelere gelmiştir. Finansal piyasalarda Bankacılık karlılıkları 2010 un ikinci yarısında azalacak ancak, devam edecektir.
Yabancılar hala %66 ın üzerine oranla piyasanın hakimi durumundalar. 2003 yılı referans alındığında yabancı yatırımcı payının, gerek hisse senedi piyasalarında, gerekse sabit getirili piyasalarda artış eğiliminde olduğunu belirtmek mümkündür. Bunda Türkiye' de devam eden siyasi istikrarının ve getirdiği eskiye göre daha az volatil döviz piyasalarının sağladığı güven ortamı etkili olmuştur. Yabancıların kur sistemini yakından takip etmeleri bu nedenle önemlidir. Son dönemlerde Dalgalı Kur sistemine yönelik eleştiriler günyüzüne çıkmaktadır. Kur sistemimizin dalgalı kurdan vazgeçmesinin siyasi bir karar olduğunu bildiren Merkez Bankası Başkanı Durmuş YILMAZ, şartlar oluşmadan kur rejiminden vazgeçilirse, kredibilite kaybına neden olacağını ve borçlanma maliyetimizin artacağını belirtmiştir.
Geçen hafta gelen %11.7 büyüme oranı ile Türkiye OECD nin lideri, G20 ülkeleri içinde Çinden sonra ikincidir. Ancak, burada gözardı etmememiz gereken bizim küçülme yaşadığımız yıllarda 2008-2009 dönemlerinde, Çin ortalama %10 düyümeye devam etmiştir. Yine de yakalanmış olan %11.7 lik büyümenin IMF siz gerçekleştirilmesi önemlidir. Yapısal reformların devamlılığı bu büyümede oldukça etkili olmuştur.
IMF tarafından belirtilen, yılın ikinci yarısında havanın bulutlu olacağı yönündeki beyanatlar piyasaları tedirgin etmektedir. IMF Yunanıstan' a dikkat çekerken, kara bulutların diğer AB ülkelerine kaymaya başladığını da belirtmektedir. AB piyasalarında sorunların üzeri örtülse bile, belli bir süre sonunda tekrar alevlenecektir. Avrupa piyasalarının lokomotifi ve sağlam ekonomiye sahip olan Almanya, 5 yıllık süreç için 80 milyar $ lık bir paket oluşturmakta ve diğer ülkelere örnek olmak istemektedir.
Yurtdışı piyasalarında; ABD de 2. çeyrek bilanço sezonu başlamış olup, gelecek rakamlar volatiliteyi arttıracaktır. ABD de teknoloji hisseleri önderliğinde yükseliş devam ederken, çok düşük işlem hacmi dikkat çekmektedir. Avrupa 91 banka stres testine tabi tululuyor ve bu stres testi sonuçları 23 Temmuz da açıklanacak. Sorunlu piyasalar (İspanya, Portekiz, Yunanistan) genelde düşüş yönünde hareket etmekte ve bu sürecin devam edeceği düşünülmektedir. Moody's, Portekizin kredi notunu iki kademe birden düşürerek A1' e indirdi, görünümü durağan olarak belirledi.
Son olarak hafta başında, SPK Başkanı Vedat AKGİRAY, sığ hisselerde görülen spekülatif fiyat hareketlerini önlemek için 10-15 gün içinde kriter bazlı bir karar açıklayacaklarını ve bir listede toplayacakları hisseler için, işlem saatlerini sınırlama, kredili işleme kapatma, açığa satışı yasaklama ve brüt takasa zorlama gibi uygulamalar olabileceğini söyledi. Bu karar hızlı senet hareketlerini durduracak ve borsadan tedirgin olan küçük yatırımcıları tekrar piyasalara çekecektir.
Bunu yazmaktan usanmayacağım "Türkiye' de iyi şeyler yavaş, kötü şeyler çok hızlı olur."