OECD Eğitim Bölümü Ekonomisti Patrick Werquin: Krizin genç işsizleri, g
Küresel ekonomik kriz nedeniyle 15-24 yaş grubunda gençlerde işsizlik oranı yüzde 18,3'e yükseldi.
Uluslararası İstihdam Bürosu 2008 yılında dünya genelinde 76 milyon genç işsiz olduğunu açıkladı. Bu sayının ekonomik krizle daha da korkunç rakamlara ulaşacağı kesin.
OECD Eğitim Bölümü Ekonomisti Patrick Werquin'e göre yaşadığımız ekonomik kriz OECD ülkelerindeki gençlerin işsiz olmasının nedeninin nitelik eksikliği olduğunu ortaya koydu.
Küresel ekonomik kriz Avrupa'daki gençleri oldukça olumsuz etkiledi. Avrupa Birliği'nde yılın ilk çeyreğinde 5 milyon gencin işsiz olduğu açıklandı.
Avrupa Birliği istatistik kurumu Eurostat'ın verilerine göre, 15-24 yaş grubunda geçen yıl ilk çeyrek sonunda yüzde 14,6 düzeyindeki işsizlik oranı bu yılın aynı döneminde yüzde 18,3'e yükseldi. Birlik içinde gençler arasında işsizlik oranı en yüksek ülkeler ise İspanya, Letonya, İtalya, Estonya olarak sıralandı. Gençler arasında en düşük işsizlik oranlarına sahip ülkeler ise Hollanda, Danimarka, Avusturya oldu.
Avrupa'daki gençlerde özellikle erkekler arasında gözlenen hızlı işsizlik artışına, küresel krizin en fazla inşaat ve sanayi üretimi gibi erkek egemen sektörleri etkilemesinin sebep olduğu belirtiliyor.
"İşsizlik tüm Avrupa için çok büyük bir sorun, çünkü gençlerin profesyonel hayatın en başında işsiz kalmaları, sahip oldukları nitelikleri de kaybetmelerine neden oluyor. İnsan sermayesi değer kaybediyor" diyen Werquin, asıl sorunun uzun süreli ve tekrarlanan işsizlik olduğuna dikkat çekiyor.
Uzun eğitim işsizliğe karşı koruma sağlıyor
Werquin, eğitim süresinin uzun olmasının ise işsizliğe karşı belli bir koruma sağladığına dikkat çekiyor. Werquin'in bu konudaki görüşleri şöyle: "İngilizler diğer ülkelere oranla daha genç geliyorlar istihdam piyasasına. Eğitimin uzun olması kısa ve uzun vadede işsizliğe karşı bir koruma sağlıyor. Kısa vadede, okumakta olan bir genç işsiz sayılmıyor. Uzun vadede ise eğitim ne kadar uzun olursa, genç o kadar fazla nitelik kazanıyor ve nitelikli gençlerin işsizlik oranı diğerlerine göre daha düşük seviyede oluyor. Almanya ve Avusturya'da uygulanan çift sistem, yani eğitim ve işin bir arada sürdürülebilmesi, aynı zamanda istihdam piyasasına girişi de kolaylaştırıyor. Almanya'da aldığınız diplomadan çok, staj yapmış olduğunuz şirket sosyal konumunuzu belirliyor. Bu sosyal anlaşma, işvereni, sendikaları ve velileri bir araya getiriyor."
Ekonomik toparlanma olmadan, gençlerin işsizlik sorunu çözülmez
Peki hükümetlerin işsizliğe karşı getirdikleri çözümler neler? Werquin'in bu soruya yönelik cevabı ise şöyle: "Örneğin İtalya gibi ülkeler, işsizliğe sosyal açıdan yaklaşmak yerine, şirketlere yönelik avantajlar sağlamayı tercih ediyorlar. Danimarka gençlere iş ararken destek oluyor. Fakat genel anlamda bakıldığında, krizden bu yana, hükümetlerin verdiği cevaplar az çok benzer hale geldi. Geleneksel çözümlere yönelme gibi bir eğilim söz konusu. Gençlerin asgari düzeyde nitelik kazanmaları için eğitim almalarını sağlamak, profesyonel formasyonu geliştirmek bunlardan bazıları. Fakat açık olmak gerekirse, istihdam piyasasının gençlere açılmasını sağlayacak en önemli unsur ekonomik toparlanma olacak. Ekonomi yoluna girmeye başladığında, şirketlerin gençlere ihtiyacı olacak. Otuz senedir işsizlik eğrisi ekonomik gidişatı takip ediyor. 1990'lı yılların sonunda tam istihdamın asla söz konusu olamayacağı söylenirken, birkaç sene öncesine kadar tam istihdamdan bahsediliyordu. Öte yandan nitelikli işgücü olmadan, ekonomik toparlanma da mümkün olamaz. Zorluk dönemlerinde, şirketler iflas ederken, yeni işsizlerin geleceğin çalışanları olarak değerlendirilmesi gerekli."