OECD danışman şirket olsa işsiz kalırdı!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

OECD, Dünya Bankası, IMF; bunlar önemli kuruluşlar, raporları da tabii ki "çok önemli", değer verilmesi gereken raporlar. Bunu bildiğimiz için bu kuruluşlar Türkiye ile ilgili bir rapor hazırladı mı, doğal olarak çok önem veririz. Hatta öyle ileri gideriz ki, kendi ürettiğimiz rakamlar ikinci planda kalır, bu kuruluşların rakamlarını daha çok benimseriz.

Örneğin OECD'nin önceki gün açıkladığı ekonomik görünüm raporu gibi… Raporun Türkiye'ye ilişkin bölümü yüzümüzü güldürdü, moralimizi yükseltti; sonra biraz detaya inince, rakamlara derinlemesine bakıp analiz edince doğrusu raporun biraz çalakalem hazırlandığı izlenimi uyandı.

Önce şunu hiç anlayamadık. OECD'nin raporunda yer alan 2009 verileri tahmin mi, gerçekleşme mi? Tahminse, 2009 için tahmin noktasını çok aştık. Gerçekleşmeyse, OECD Türkiye'nin açıkladığından farklı bir rakam serisine nasıl ulaşmış olabilir ki…

Tamam, rakamlar arasında çok fark yok; ama fark farktır. Biz 2009'da yüzde 4.7 küçüldüğümüzü söylüyoruz, ama OECD, "Hayır yüzde 4.9 küçüldünüz" görüşünde. Biz 2009'da işsizliğin yüzde 14 olduğunu hesaplamışız, OECD ısrarla yüzde 13.7 diyor. Acaba OECD yıllık ortalamayı değil de, aralık ayını mı esas aldı, diye bakıyoruz; hayır, çünkü aralıktaki işsizlik de yüzde 13.5. Enflasyona bakıyoruz, yine az da olsa bir fark var.

Rakamlar arasındaki uyum müthiş!

Türkiye'nin 2010 yılı büyüme hızı beklentisi yüzde 3.5. Bu oranın revize edilmesi ve önümüzdeki ay yüzde 4.5 dolayında yeni bir oran belirlenmesi söz konusu. Ancak biz, bu yılki büyümede yüzde 3.5'i yakalamakta bile zorlanacağımız yönündeki görüşümüzü koruyor ve bunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

Türkiye'nin yüzde 3.5'lik hedefini ikiye katlayan kuruluşlar çıkıyor; OECD gibi. IMF'nin yüzde 5.2'lik tahmini bir anda gölgede kalıyor. Türkiye bu yıl yüzde 6.8 büyürse, kriz tümden atlatılıyor, GSYH büyüklüğünde 2007 ve 2008 bile geride bırakılıyor, yani rekora koşulmuş oluyor.

Krizin tüm izlerini silecek bir büyüme oranı nasıl sağlanır; üretimle değil mi. Peki üretim nasıl seyrediyor, tabii ki geçen yılın üstündeyiz, ama örneğin ilk üç aylık rakamların belli olduğu sanayi üretiminde durum ne, 2008'i aşabildik mi? Kapasite kullanımında dört aylık rakamlar var, 2008 geride bırakılabildi mi? Hayır, üretimde de, kapasite kullanımında da henüz 2008'e ulaşabilmiş bile değiliz. Öyleyse 2008'in çok üstüne çıkacak bu yüzde 6.8'lik büyümenin kaynağı ne olabilir ki, OECD bunu da açıklasa da merakımızı gidersek…

Varsayalım ki Türkiye OECD'nin tahmin ettiği gibi bu yıl yüzde 6.8 büyüdü. Peki, yine OECD'ye göre geçen yıl yüzde 13.7 olan işsizlik oranı, böylesine hızlı büyüme sürecinde artar mı, yoksa az da olsa azalır mı; ya da yerinde mi sayar? OECD'ye göre hem yüzde 6.8 büyüyeceğiz, hem de işsizlik yüzde 13.7'den yüzde 14.9'a çıkacak. GSYH büyüklüğü Cumhuriyet tarihinin en yüksek düzeyine ulaşacak, ama işsizlik de aynı şekilde yıllık bazda rekor kıracak.

Bitmedi… Türkiye 2011'de yüzde 4.5 büyüyecek, ki bu hükümetin yüzde 4'lük tahminine göre daha yukarıda, ama işsizlik tırmanmaya devam edecek. 2011 yılındaki işsizlik oranı yüzde 15.9 ile yeni bir rekor düzeye çıkacak.

Düşük kapasite ve tırmanan ihracat

OECD raporunda, Türkiye ekonomisinin "2009 yılının ikinci çeyreğinden bu yana gerçekleşen iyi ihracat performansıyla keskin bir sıçrayış gösterdiği" belirtiliyor. Acaba OECD, bizim, yani TÜİK'in bildiğinden farklı ihracat rakamlarına mı sahip! Türkiye geçen yıl yalnızca ekim ve aralık aylarında 2008 ihracatının üstüne çıkabildi; o da 2008 rakamları da küresel krizin etkisiyle düştüğü için gerçekleşti. OECD hangi ihracat performansından söz ediyor acaba? Ayrıca, bu yılın tablosu da ortada. İlk iki ayda sabit kalan ihracat martta artış gösterdi. Ama AB'nin yaşadığı sıkıntıdan kaynaklanan talep düşüşü ve eurodaki değer kaybı yüzünden ihracatçı kabus görüyor; OECD ise ihracatta artış bekliyor, bunun paralelinde de yatırımların canlanacağını dile getiriyor.

Ama ne ilginçtir ki, yatırımları canlandırmaya aday ihracat, kapasite kullanımını harekete geçirmiyor; çünkü OECD kapasite kullanımının düşük kalmaya devam edeceğini tahmin ediyor.

OECD'nin raporunda yer alan enflasyon tahminlerine katılmamak ise mümkün değil. OECD, bu yıl yüzde 9.5, 2011'de ise yüzde 6.6 artış bekliyor. Merkez Bankası'nın 2010'a ilişkin son tahmini yüzde 8.4'tü.

Dünya Bankası, OECD, IMF gibi uluslararası kuruluşları önemseyelim önemsemesine ama, bu raporların yayım tarihinden çok önce kaleme alınmaya başlandığını, raporları yazanların da genellikle çok deneyimsiz kişiler olduğunu unutmayalım.

Türkiye ve OECD'nin tahminleri (Yüzde)
 200920102011
 Gerçek-OECDTürkiye'ninOECD'ninTürkiye'ninOECD'nin
 leşmeRaporuTahminiTahminiTahminiTahmini
GSYH-4,7-4,93,56,84,04,5
İşsizlik(*) 14,013,714,614,914,215,9
Enflasyon6,56,35,39,54,96,6
(*) Türkiye'nin tahmininde 2010 ve 2011'de 2009'a göre aslında artış 
öngörülmüyor, orta vadeli programda 2009 tahmini yüzde 14.8 idi, yani 
beklenti düşüş yönünde, yeni programda rakamlar revize edilecek.
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar