Ödeme ve elektronik para hizmetleri dünyasında neler oluyor?
Pınar Karamahmutoğlu
27 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6493 sayılı Kanun (Kanun) ile ödeme ve elektronik para hizmetleri için hukuksal zemin oluşturularak, çeşitli ödemelere aracılık eden ve elektronik para üreten kuruluşlar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (‘BDDK) düzenlemesine ve denetimine tabi kuruluşlar haline getirilmiştir. Bu kapsamda, 27 Haziran 2013 itibariyle ödeme hizmeti sağlayan veya elektronik para ihraç eden kuruluşların 27 Haziran 2015 tarihine kadar BDDK’ya başvurmaları şartı getirilmiştir.
Söz konusu hizmetleri sağlayan kuruluşlardan BDDK tarafından belirlenen şartları (örneğin; asgari sermaye yükümlülüğü, organizasyon yapısı ve iç sistemlere ilişkin şartlar) sağlayamayacak olanlar faaliyetlerini durdururken, diğerleri BDDK’ya faaliyet izni başvurusunda bulunmuştur. Bunun yanında, ödeme kuruluşu kapsamına girebileceği düşünülürken iş modellerindeki bazı özellikler nedeniyle Kanun’daki muafiyet hükümlerinden yararlanarak, faaliyet izni başvurusunda bulunmalarına gerek kalmayan şirketler de bulunmaktadır.
Kaç şirket faaliyet izni aldı?
Faaliyet izni başvurusunda bulunan kuruluşların çoğu henüz izin sürecinin tamamlanmasını bekleme aşamasındayken, şimdiye kadar 5 şirket ödeme kuruluşu olarak, 5 şirket ise elektronik para kuruluşu olarak faaliyet göstermek üzere BDDK’dan faaliyet izni almış bulunmaktadır.
Regülasyondaki gelişmeler
27 Haziran 2014’de yürürlüğe giren ikincil mevzuat (Yönetmelik ve Tebliğ) ile ödeme ve elektronik para kuruluşlarının yetkilendirilmesi, faaliyetleri ile faaliyetlerinin ifasında kullandıkları bilgi sistemlerinin yönetimine ve denetlenmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
Daha sonra BDDK, 23 Haziran 2015’de Kanun ve ikincil mevzuatta yer alan düzenlemelere ilişkin net olmayan bazı konuları açıklığa kavuşturmak amacıyla bir soru -cevap listesi yayımlamıştır.
26 Aralık 2015 tarihinde ise Yönetmelik’te bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu kapsamda en önemli değişiklik, tek seferlik ödeme işlemlerinde sözleşme yapma zorunluluğunun kaldırılmasıdır. Şüphesiz bu husus en çok damga vergisi tartışmaları açısından önem arz etmektedir. Bunun yanında;
1) Fatura ödemelerinde bankalardan dış hizmet alım imkânı getirilmiş,
2) Tek seferlik ödeme işlemlerinde müşterilerin bilgilendirmesinin internet sitesi üzerinden yapılabileceği öngörülmüş,
3) Fatura ödemelerine aracılık eden ödeme kuruluşları işlem öncesi bilgilendirme yükümlülüğünden muaf tutulmuş,
4) Ödeme işleminin yapılacağı işyerlerindeki ilan yükümlülükleri netleştirilmiş,
5) Düşük değerli ödeme işlemlerinin çeşitli yükümlülüklerden muaf tutulduğu açıklığa kavuşturulmuştur.
Hangi konuların açıklığa kavuşturulması gerekmektedir?
Ödeme ve elektronik para hizmetleriyle ilgili düzenlemelerin henüz çok yeni olması nedeniyle, pratikte bazı önemli hususlar netleştirilmeye ihtiyaç duymaktadır. Örneğin, finansal bir kurum olarak, özü itibariyle bankacılık faaliyetinde bulunan ve bu nedenle BDDK’ya tabi olan ödeme hizmeti ve elektronik para kuruluşlarının, BSMV mükellefiyetleri, belgelendirmede fatura yerine dekont kullanma durumları, işlemlerdeki damga vergisi uygulamaları gibi vergisel konularda Mali İdare tarafından henüz bir açıklama yapılmamıştır.
Hukuki açıdan ise, şirketlerin iş akışları içerisinde yer alan adımlarla ilgili soru işaretleri gündeme gelebilmektedir. Özellikle, müşterilerden (yani, ödeme hizmeti kullanıcılarından) onay alma süreci, kullanılan dokümanların hukuki niteliği, bazı kart uygulamalarının durumu, koruma hesaplarının nemalandırılması (komisyon konusu), ödeme ve koruma hesaplarına ilişkin sistemlere ilişkin çok çeşitli konularda netleştirilmesi beklenen hususlar bulunmaktadır.
Bu kapsamda, sektörde tartışılan ve net olmayan hususların ilgili otoriteler (BDDK ve Maliye) tarafından bir an önce açıklığa kavuşturulması, ödeme ve elektronik para hizmetleri sağlayan şirketlerin adımlarını doğru atmaları açısından önem arz etmektedir.
Sonuç
Ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin düzenlemelerin ülkemizde çok yeni olduğu dikkate alındığında, bu kuruluşların faaliyetlerine ilişkin sağlam bir hukuki altyapının oluşturulması ve pratiğin oturması için zamana ihtiyaç olduğu aşikardır. Yeni düzenlenen her alanda olduğu gibi, bu alanda da bazı konular yol esnasında gündeme gelmekte ve netleştirilmektedir. Dolayısıyla, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin regülasyon ile pratiğin sürekli bir değişim ve gelişim halinde olması olağandır. Nakit dışı ödeme yöntemlerinin ve elektronik para kullanımının hayatımızdaki ağırlığının artış hızını dikkate aldığımızda, bu alanın dünya uygulamalarıyla paralel doğrultuda, en doğru ve çabuk şekilde gelişmesini ummak kaçınılmaz hale gelmiştir.