Ödediğimiz vergiler yol su ve elektrik olarak geri dönüyor mu?
Devlete ödenen vergiler, “vatandaşa yol su ve elektrik olarak geri dönecek” sloganı, idare tarafından yıllarca dile getirildi. Ancak günümüzde birçok hizmette olduğu gibi yol, su ve elektriğin bedeli vatandaştan alınıyor.
Maliyenin, artık daha gerçekçi yeni bir slogan bulması gerekiyor. Vergiler, devletlerin ana gelir kaynaklarından biri olduğu gibi ülkemizde de bu durum farklı değil. Anayasamızın 73’üncü maddesine göre; “herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır” denilmektedir. Burada hiçbir sorun yok, belki de Anayasamızın en iyi düzenlenmiş maddelerinden biridir. Sorun, uygulamada ve tarafların beklentilerindedir. Vergiyi; aslında her vatandaşın ödediği, ancak asıl eksikliğin, vatandaşın ödenen verginin hesabını sorma noktasındaki sıkıntıda olduğunu görmemiz ve anlatabilmemiz gerekiyor.
Kayıt dışılığın, toplumsal bir mesele olduğunu ve bu konuda zihniyet değişimi yaratmanın önemli olduğunu anlatmak gerekiyor. Toplumun büyük kısmının takip ettiği sosyal medya ve televizyonlarda konuyu işleyerek topluma vergi bilincinin ulaştırılması gerekiyor.
Bir okurdan aldığım e-postada; “Yıllarca bize, ödenecek verginin yol su ve elektrik olarak geri döneceği söylenmişti. Ancak yıllardır yollar ücretli, su ve elektrik ücretli, o halde vatandaştan alınan bu vergilerin nerelere harcandığı konusunda vatandaşın da bilgi alma hakkı olmalı” demişti. Bu yorum ve beklenti, toplumda çok yaygın karşılaştığımız vatandaşın haklı bir tepkisidir.
Artık yeni bir dünya ve yeni bir yaşam var
Artık; bozuk taşlı çamurlu yollar yok, duble otobanlar var. Çeşmelerinden suyunu içtiğimiz mahalle çeşmeleri yok, köylerdeki evlerde bile şebeke suları var. Doğal enerji ve gaz lambaları yok, modern enerji sistemleri var. Dolayısıyla tüm bu gelişmelerin ve hizmetlerinde de bir maliyeti var.
Ancak eskiden her şeyde vergi yoktu. Oysa şimdi, soluduğumuz hava hariç tükettiğimiz her şeyde bir vergi var. KDV, ÖTV, ÖİV, MTV, EV, GV, KV… Bu harfler bize çok şey anlatıyor. Harcadığımız her şeyden, kazandığımız gelirden, yediğimiz ekmekten, içtiğimiz sudan giydiğimiz elbiseden kesilen vergileri ifade ediyor. Yıllar önce çevre temizlik vergisi konulduğunda, rahmetli Şükrü Kızılot Hoca demişti ki, “İleride hava temizlik vergisi de gelirse hiç şaşırmayın…”
Dünyadaki globalleşme ve gelişmelere paralel, modern ve adil vergi sistemlerini uygulayan ülkelerin daha az sorun yaşadığı görülüyor. Ülkemizde, birçok vergi kanununda günün koşullarına uygun değişikliklerin yapılarak, pratikte vergi bilinci seviyesinin artırılması ile vergi tahsilatı ‘vergi barışları’ gibi aflara gerek kalmadan sağlanmalıdır.
Önce sorunu çözmek gerekiyor
Ülkemizin çok önemli problemlerinden biri de vergidir. Vergi mükelleflerinin bir kısmı vergiden kaçınma veya kaçırma eğilimindedir. Bunun birçok nedeni var, ancak üç önemli neden ise çok yaygındır.
Şöyle ki;
Ödenen vergilerin amacına uygun kullanılmadığı, kamuda israfın önüne geçilemediği,
Vergide adaletin henüz tesis edilmediği, vergi aflarının gündemden düşmediği,
Gelir üzerinden alınan vergiler yerine harcama üzerinden alınan vergilere ağırlık verildiği.
Geldiğimiz noktada, ülkemizde başta yol, su ve elektrik olmak üzere birçok mal veya hizmetin vatandaşa sunulması özelleştirilmiş ve ücretli durumdadır. Hal böyle iken, bu hizmetlerden ilave vergi bile alınması düşündürücüdür. Kaldı ki, vatandaş ödediği vergilerin karşılığı olarak bazı hizmetlerin karşılıksız olmasını beklemekte.
Modern ve kalkınmış devletlerin yapması gereken de budur. Vergi, genelde sevilen bir konu değil. Ancak önemli gelir kaynakları olmayan ülkelerin ayakta kalabilmesi, gelişmesi ve büyümesi için olmazsa olmaz bir uygulamadır. Ülkemizde, nüfusun yüksek çoğunluğu ülkesini ve devletini seviyor, ancak vergi ödemeyi sevmiyorsa bu durum oldukça düşündürücüdür. Vatandaş cephesinden, toplanan vergilerin yerinde kullanılmadığı kaygısı ise devam ediyor.