Oda seçimleri

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

 

 

 
İzliyorsunuz değil mi?
Devletlerin, hükümetlerin çözemediği sorunları Sivil Toplum Kuruluşları'nın (STK) çözmeye çalıştığı bir süreç yaşıyoruz.
STK temsilcilerinin savaşlara, krizlere karşı dengeleyici politikalarını/uygulamalarını izliyoruz.
* * *  
Yabancılar STK'ların görevini, "Devletin gücünün yetersiz kaldığı konularda araştırma, tesis ve hizmet sağlayarak devlet işlerindeki açığın ve gecikmenin kapanmasına yardımcı olmak; uzmanı oldukları alan/sektör temsilcilerinin seslerini duyurmalarını, sorumluluk almalarını ve devletle diyaloğa geçmelerini sağlamak." olarak özetliyor.
Nicholas Deakin ise STK'ları, "Örgütlü olmamaları, sadece kendi amaç ve değerlerine hizmet etmemeleri, hükümetlerden, kamu makamlarından ve siyasi partilerden bağımsız olmaları, kendi kendilerini yönetiyor olmaları, ticari kar ve çıkar amacı gütmemeleri ve merkezi otorite ile vatandaş arasında arabuluculuk yapmalarıdır." şeklinde tanımlıyor.
Tüm tanımlamalarda, STK'ların yöneticilerinin başına, "… uzmanı oldukları alanın/sektörün..." sıfatının eklenmesi ise dikkat çekiyor.
* * *
Türkiye'de bu tanımlara uyan STK var mı?
Yok diyemeyiz.
Zaten, STK'nın tarifi kanunda açıkça belirtiliyor…
Eleştirel ve objektif  olmalı; öneriler ortaya koymalı; devamlı tenkit eden ama tenkit içinde önerileri barındıran bir yapıda olmalı.
* * *
Sendikalarımız mesela…
Adı STK!
Ama…
Siyasete yönelik yapıcı eleştiri yapma yerine, direk 'parti uzantısı' gibi çalışıyor.
Biri AK Parti hakkında konuşamıyor.
Diğeri CHP, bir diğeri MHP hakkında yorum yapamıyor.
Kimi iktidara, kimi muhalefete 'yıkıcı muhalefet' görevi yürütüyor.
* * *
Bırakın sendikaları…
Baro yönetimi seçimlerinde dahi siyaset hakimdi, şahitsiniz.
Tarifte yazıyor ya, "Uzmanı olduğu alanın/sektörün…" diye.
En iyi avukatlar yönetime gelmeli yani…
Ama… 
Son seçimlerde gördük:
"Biz milliyetçi cepheyiz."
"Biz sosyal demokrat tarafız."
"Şu grup cemaatçi…"
Mesela:
"Siyasi çizgisine bakmadan, en deneyimli, en iyi, çift masterli, uluslararası yayımları olan, makaleleri şu okullarda okutulan,  sorunlara hakim, sosyal, araştırmacı avukatlar bizde." diyeni göremedik.
* * *
Oda seçimleri var önümüzde…
Onlar da STK…
Gruplaşmalar tabi ki olacak…
"Yüksek lisanslılar!... Dil bilenler!... Teknoloji üretenler!.. Teknoloji transferi yapanlar!.. İhracatçılar!... İthalatçılar!… İşinde başarıyı yakalayanlar!… Ticaretten anlayanlar!… Girişimciler!… Kamuyu da bilenler!..." 
E böyle gruplaşma mı olur?!
Tabi ki olmaz!
Şöyle olmalı gruplar: İktidara yakınlar… Sağcılar… Solcular… Cemaatçiler… Sosyal demokratlar… Milliyetçiler… Alevi kanat… 
* * *
Tüm dünyada demokratikleşmeye ve alansal/sektörel sorunların çözümüne katkı veriyor STK'lar…
Hatta demokratikleşmenin ve ekonominin temelini oluşturuyor.
Bizde ise tüm dikkatler STK'ların örgütsel, makamsal, yetkisel, siyasal ve finansal kapasitesi üzerinde yoğunlaşıyor.
Bu nedenle STK içi ve STK'lar arası ilişkiler yeterince geliştirilemiyor, yetki çekişmeleri nedeniyle demokratikleşmede tersine yol alınıyor ve en önemlisi bu kuruluşlarımız vatandaş ile devlet arasında sağlıklı bir köprü kuramıyor.
Eskiye göre farklı olan mı? Vatandaş da, taban da artık bunu görüyor/bunu konuşuyor.
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024